Sosyal Medya

YaÅŸam

Ellerinde çiçek, akıllarında ekmek parası

Pek çoğu göçle İstanbul’un yolunu tuttu. Şimdi kentin en görünür yerlerini tanzim ediyorlar. Onlar mevsimlik kadın işçiler. Trafiğin umarsızca aktığı yolun kenarlarında çiçeklerle rengârenk kompozisyonlar oluşturuyorlar. Ancak kendi hayatları o kadar renkli değil.



Ä°stanbul trafiÄŸinin griye çalan can sıkıcılığı, yol kenarlarında oluÅŸturulan rengârenk çiçek düzenlemeleriyle anlık da olsa dağılıveriyor. Peyzaj ve yeÅŸil alan algısı son yıllarda deÄŸiÅŸim geçirdi. Kentin park ve bahçeleri bu düzenlemelerle yaÅŸayan mekânlara dönüÅŸtürüldü. Bazen duvarlarda hayat buluyor, bazen eÄŸilimli bölgede, bazen aydınlatma lambalarının tepesinde…

Ä°ÅŸte bu farklı düzenlemelerde kadın emeÄŸi yadsınamaz oranda. Onlar sahadaki kadınlar... Ä°stanbul’un hemen hemen her noktasında alın terlerini akıtıyorlar. Elleri ıslak, toprak içinde...

Ä°stanbul'a kadın eli 

Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’ne baÄŸlı Park ve Bahçeler MüdürlüÄŸü 2007 yılından bu yana mevsimlik kadın iÅŸçi istihdam ediyor.

Lale ve gül dikimlerinde özellikle onlar devrede. Toprak çapalama, gül budama, otları temizleme de sorumlulukları arasında. GerektiÄŸinde aÄŸaç da dikiyorlar. Çok fazla deÄŸiller. Yaklaşık 300 kiÅŸilik bir kadro var. Yaz ve kış dönemine göre çalışan kadın sayısı deÄŸiÅŸkenlik gösteriyor. Mevsimlik çalışıyorlar.

Hepsinin görev alanı farklı. TaÅŸeron olarak çalışıyorlar. Sigortaları günlük yatıyor. Yevmiye usûlü para kazanıyorlar. Günlük emeklerinin karşılığıysa 50 TL.

 

Güldane Aslan: Çiçekleri seviyorum, üstünden ot alırken basmaya kıyamıyorum.
[FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

 

Çiçek ekmek parası

Göç ve ekmek parası... Onları anlatan iki kelime... Hepsi Ä°stanbul’a iÅŸ umuduyla göç eden ailelerden. Kentin sosyoekonomik açıdan düÅŸük semtlerinde oturuyorlar. GörüÅŸtüÄŸümüz kadın grubu YenidoÄŸan, Sancaktepe, Sarıgazi’den geliyor…

Çalışma sahaları çoÄŸunlukla Anadolu Yakası ama BeÅŸiktaÅŸ ve Zeytinburnu’na da gitmiÅŸlikleri var. Görev yerleri, baÄŸlı oldukları taÅŸeron firmanın hangi parkın düzenleme iÅŸini aldığıyla belirleniyor.

Mesaiye sabah saat 6:00’da baÅŸlıyorlar; akÅŸam 16’00'da de paydos ediyorlar. Ancak Ramazan dolayısıyla iÅŸi öÄŸleden sonra 14:00'te bırakıyorlar.

Bu kez Ä°stanbul’un Anadolu Yakası’ndaki köprünün ayağındalar. Adı Åžahin Tepesi olarak geçiyor. Sol tarafta akan trafik var. Onlar trafiÄŸe, trafiktekiler onlara aldırmadan seyirlerine devam ediyorlar.

GeniÅŸ bir bölge, yamaçta. BoÄŸazın serinliÄŸi de hafiften hissediliyor. Toprak çapalama, çiçeklerin arasında biten otları temizleme gibi iÅŸleri var. 

Ä°ÅŸ kıyafetlerini kendileri belirlemiÅŸ. Bariyerleri daha rahat geçebilmek için ÅŸalvar, ıslak topraklara bastıkları için de lastik ayakkabı kullanıyorlar. 

 

Dalçık: Daha önce Ä°stanbul’u bilmezdim; ama bu iÅŸ sayesinde artık biliyorum. En keyifli yanı bu.
[FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

 

Samsun-Kastamonu grubu

Grupta yaklaşık 12 kadın var. Yarısı Kastamonu, diÄŸer yarısı da Samsun’dan… Daha önceye dayanan tanışıklıkları var. Aralarında akraba olanlar da bulunuyor. 

En kıdemlileri Åžaziye Dalçık. Yedi yıldır bu iÅŸte. Grubunu çok seviyor. Onun için arkadaÅŸlık önemli.

44 yaşında ama daha büyük gösteriyor. Kendisi bunu hayat koÅŸullarına baÄŸlıyor.

Aslen Kastamonulu. 1996’dan bu yana Ä°stanbul’dalar. Üç çocuÄŸu var; en küçüÄŸü 10, en büyüÄŸü de 16 yaşında.

Daha önce çiçeklerle bir iliÅŸkisi olmadığını ifade ediyor. 'Köyde ekin ekerdik, çiçek bilmezdik' diyor. Åžaziye Dalçık ev bütçesine katkı saÄŸlamak için çalışıyor.

 

Kadınların bu işte tercih edilmesinin nedeni estetik duygusunun gelişmiş olması.
[FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

 

“Kolay bir iÅŸ deÄŸil bu. Kışın soÄŸuk, yaÄŸmur çamur var. Yazın da güneÅŸin altında kavruluyoruz. Ne yapalım mecburuz. GelebildiÄŸin kadar kazanıyorsun. Bazen çocuklar hastalanıyor ya da okula gitmek zorunda kalıyorsun. Ä°ÅŸte o vakitlerde gelemiyorsun. 20 gün geldiysen 1000 TL kazanıyorsun. Hayat ÅŸartları o kadar zor ki. EÅŸlerin maaÅŸları yetmiyor. Kira, elektrik suya gidiyor. Benim kazandığım market, pazar ve çocukların okul ihtiyacına gidiyor. Aslında çocuklarıma zaman ayırmayı tercih ederdim. Onlara vakit ayıramıyorum, çalıştığım için sevgisiz, ilgisiz kalıyorlar. Buna çok üzülüyorum. Ne yapalım mecburum.”

Dalçık, Ä°stanbullulardan ÅŸikâyetçi. Emeklerine gereken saygının gösterilmediÄŸini düÅŸünüyor.

“Genelde çok noktada çalıştık. Ä°stanbul’da elimizin deÄŸmediÄŸi yer yok. ‘Biz yaptık’ diye gururlanıyoruz. Mucize gibi deÄŸiÅŸiyor her yer. Bazen çizim yapıyoruz kireçle. Arkasından kanal açıyoruz. Bu bitkileri ekiyoruz oraya. Åžekil veriyoruz, çiçekleri dikiyoruz. Emek çok, ne kadar yoÄŸun olduÄŸunu bilemezsiniz. Burada gördüÄŸünüz bizim emeÄŸimiz. Kar, kış, kıyamet, biz buradayız ama Ä°stanbullu kıymet bilmiyor. Maltepe sahile gidin görürsünüz. YemiÅŸ, içmiÅŸ dağıtmışlar. Çöpünü atmış. Orada bir emek var, bunu görmeleri gerek insanların. Titiz olmalılar, bu kadar duyarsız olmamalılar.”

 

Kadın grubu çiçek ekim iÅŸinin yüzde 20'sini üstleniyor.
[FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

 

‘EÅŸim cezaevinde ben burada’

AyÅŸe Can, namı diÄŸer AyÅŸe Abla… Grubun belki de en sessizi. 50 yıllık ömrüne güzel anılar biriktirmeyenlerden… Can’ın eÅŸi cezaevinde. 12 yıl daha yanlarında olmayacak. Dokuz yıldır Ä°stanbul’da. Tek başına ayakta durmaya çalışmaktan ne kadar yorulduÄŸunu aÄŸlayarak anlatıyor:

“EÅŸim bize yanlış yaptı, hem de çok büyük bir yanlış yaptı. Allah bana böyle bir imtihan verdi. Ä°stanbul’a göç etmek zorunda kaldık. Burada yaÅŸamak zor. Hayat zor. Kadın başına ayakta durmaya çalışıyorum. BeÅŸ çocuk var. BoÄŸazlarına yetiÅŸmeye çalışıyorum. Kimse kimsenin halini bilmiyor. Evimiz kira. Geçinmek için çalışıyoruz. Kızımla ben çalışıyoruz. Kolay bir iÅŸ deÄŸil ama mecburum baÅŸka gelirim yok. Günlük 50 TL kazanıyorum, 22 gün çalışabiliyorum. Åžeker hastasıyım, insülin kullanıyorum. Kontrole gitmek zorundayım. Ä°stanbul’a geldim geleli çalışıyorum. Dokuz yıl oldu. Lokantada çalıştım, çocuk bakıcılığı yaptım.”

 

FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk
Can: ÇiçeÄŸi severim, adını bildiÄŸimiz de var bilmediÄŸimiz de. Bunlardan evdeki saksıya da diktim.

 

Ekmek kapısı olmasının yanı sıra çiçeÄŸin AyÅŸe Can’ın hayatında baÅŸka bir yeri var. O, çiçeklerle moral depoluyor. 

“EÅŸimin cezaevinde olması bizim hayatımızı çok etkiledi. Çocuklar babalarını dört yıldır görmüyor. Küçük oÄŸlum en son gördüÄŸünde 10 yaşındaydı. ÇocuÄŸun psikolojisi bozuldu. ÖÄŸretmeni uyardı bizi. Buraya geldiÄŸimde kafam dağılıyor. Evde oturursam kötü oluyorum. Sıkıntılı, darda olduÄŸumda burada olmak, çiçeklerle uÄŸraÅŸmak iyi geliyor.”

‘Ä°stanbul’da yapamadım, döneceÄŸim’

Grubun en yenisi 50 yaşındaki Safiye Aktürk. Henüz üç yıldır Ä°stanbul’da. Gelir gelmez çiçeklerin arasında buluvermiÅŸ kendini. Akrabası vasıtasıyla iÅŸe girdiÄŸini söylüyor.

Onun Ä°stanbul’a gelme nedeni evlâtlarına olan baÄŸlılığı… Çocukları Samsun’da iÅŸ bulma sıkıntısına düÅŸünce onlarla birlikte Ä°stanbul'un yolunu tuttu.  

EÅŸi de kendisi gibi çiçek ekiyor. Ancak burada yapamadığından, Ä°stanbul’a alışamadığından yakınıyor. "Burada hayat çok pahalı" diyor.

“Kazandığımı ÅŸimdiye kadar kendime hiç harcamadım. Eve veriyorum. Kirayı, suyu, sebzeyi benim kazandığımdan karşılıyoruz. Bana bir ÅŸey kalmıyor. Kira 500 TL zaten. Ä°stanbul’da yaÅŸamak zor. Paran varsa kolay ama yoksa zor. Sebzeler çok pahalı Ä°stanbul’da. Domates, salatalık burada 3 TL. Dün pazara çıktım fasulyeye 5 lira dediler. Anam o ne! Biz köyde çiftçiydik. Bahçemde yetiÅŸtirir yerdim. Ben geri gitmek istiyorum, geldiÄŸime çok piÅŸman oldum.”

 

Safiye Aktürk, memleketine dönmek için eÅŸinin emekli olmasını bekliyor. Gelecek yıl Samsun'a dönecekler.
[FotoÄŸraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

 

Bayramda memlekete

Oruçlu, aksatmıyor... Bayramı iple çekiyor ama bayramlarda neÅŸesi olmuyor. Safiye Aktürk'ün 12 yıl önce trafik kazasında kaybettiÄŸi oÄŸlunun adı da Bayram.

Ondan bahsederken sesi titriyor. Her bayram olduÄŸu gibi bu bayram da memlekete gidecek. OÄŸlunun mezarına... 

“Bugünkü gibi. Evlât çok zor; düÅŸmanıma vermesin. Askere gidecekti, trafik kazasında kaybettim evlâdımı. Aslında yaÅŸlı deÄŸilim ama bu olaydan dolayı kocadım. Bayramlar geldikçe içim yanıyor. Bu kadar zor evlât acısı. Bayramda bizimkiler gezecek, tozacak ama ben memlekette olacağım. Onlar gitmiyor mezara, ben gideceÄŸim. Çok zor. Hepsi zor.”

Åžalvar ve lastik ayakkabı Samsun’dan

Hepsinin altında pazen ÅŸalvar var. Åžalvarlar 'özel' olarak Samsun’dan getiriliyor. Güllerin dikenlerine dayanıklı, rahat hareket etme olanağı tanıyor. Aralarında para toplayıp Samsun’a en yakın kim gidiyorsa sipariÅŸler ona veriliyor. Semt pazarından topluca alışveriÅŸ yapılıyor. Lastik ayakkabı da yine Samsun pazarından alınıyor.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.