Sosyal Medya

EÄŸitim

İz Bırakan Müslüman Kadınlar

Bir toplumu değiştirecek olan kadınlardır. Toplumun inşası kadının ellerindedir. Çünkü kadınlar nesil yetiştirmektedirler.



Necla Koytak kimdir? 

1946 yılında Erzurum’da doÄŸdu. A.Ü. Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. Ä°stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde EÄŸitim Bilimleri okudu. Özel öÄŸretim kurumlarında öÄŸretmenlik ve eÄŸitim yönetmenliÄŸi yaptı. 1988′den beri yaklaşık 4.000 genç kız ve kadına kiÅŸisel geliÅŸim disiplinlerine ve davranış bilimlerine ağırlıkla yer veren Her Anne Bir Okul, Kadın Psikolojisi ve Kadın KimliÄŸinin Yeniden Tanımlanması, Daha yaÅŸanılır Bir Dünya Ä°çin, baÅŸlıklı, Anne EÄŸitim Seminerleri düzenlemektedir. 

GeçtiÄŸimiz günlerde Üsküdar Üniversitesi’nde “Dünyada Ä°z Bırakan Müslüman Kadınlar” baÅŸlıklı bir konferans gerçekleÅŸtirildi. Ä°yilik Atölyesi öÄŸrencilerinin ve Türkiye Gençlerarası Ä°letiÅŸim Platformu’nun birlikte düzenlediÄŸi konferansa konuÅŸmacı olarak eÄŸitimci yazar Necla Koytak konuÅŸmacı olarak katıldı. Necla Hanım konuÅŸmasında; özellikle Müslüman kadınların toplumdaki durumu, hakları, görevleri, eÄŸitimleri ve yapabilecekleri çalışmalar üzerinde önemle durdu. 

Öncelikle biraz Necla Hanımdan bahsetmek istiyoruz. Åžair Cahit Koytak’ın yeÄŸeni olarak da tanınan Necla Hanım, “Åžu anda batılı paradigmalar üzerine kurulmuÅŸ bir dünyada yaÅŸadığımıza, sahip olduÄŸumuz deÄŸerleri bu paradigmalar üzerinden yaÅŸamanın mümkün olmadığına inanan” ve çalışmalarını “Yeni Bir Dünya Kurmak” üzerine temellendiren bir düÅŸünür ve yazarımız. 

Paradigma kavramı malum ÅŸöyle açıklanır: “Bir gömleÄŸin ilk düÄŸmesini yanlış iliklerseniz diÄŸerleri de yanlış iliklenir.” Bu kuraldan hareketle önce temel deÄŸerlerimizi doÄŸru belirlememiz gerekiyor. 

Necla Hanım her zaman; “Farkında olmadan deÄŸiÅŸtirilip dönüÅŸtürüldüÄŸümüzü, bu deÄŸiÅŸimin önce nesnesi olduÄŸumuzu, fakat zamanla bu deÄŸiÅŸimi benimseyerek özne konumuna geldiÄŸimizi,” anlatıyor. Bu deÄŸiÅŸimi doÄŸru yöne çevirmek, sevgi ve erdem çerçevesinde yeni bir dünya meydana getirmek hayalinin peÅŸinden gidilmesi gerekliliÄŸini vurgulayan Necla hanım, bunun için öncelikle geleceÄŸin annelerini yetiÅŸtirmenin önemine deÄŸiniyor. 

Bu anlayışı doÄŸrultusunda genç kızlarımız ve hanımlarımızı kendi medeniyetimiz hakkında doÄŸru bilgilendirmeye büyük önem veren Necla Koytak, bu konferansında da Ä°slam medeniyetinde kadının konumu hakkındaki yanlış düÅŸünceleri düzeltmeye çabalamış. 

ÖÄŸrenci ve akademisyenlerin ilgi gösterdiÄŸi konferansta Koytak, Ä°ngiltere’deki Bilim, Teknoloji ve Uygarlık Vakfı’nın yakın zamanda yürüttüÄŸü araÅŸtırmanın sonuçlarına dayanarak hazırladığı eÄŸitimi sundu. Müslüman mirası içerisinde bilim, kültür, sanat, tıp ve yönetim gibi birçok alanda zirveye çıkan Müslüman kadınlara dikkat çeken Koytak, bugünün çaÄŸdaÅŸ medeniyetinin inÅŸasında Müslüman kadınların katkılarına deÄŸindi. Konferansı sizin için izledik. 

Ümmet Özgüvenini Kaybetti 

Necla Hanım seminerde gençlerin çok deÄŸerli olduÄŸunu ve gençlerin Ä°slam ümmetinin umudu olduÄŸunu önemle vurguladı. Gençlerin toplumun yeniden inÅŸa edilmesinde büyük rolleri ve görevleri olacağını anlatan Necla Hanım, gençleri bilinçlenmeye ve kendi güçlerini fark etmeye davet etti. 

Necla Hanım, seminerde neredeyse bütün dünyanın bilim, teknoloji ve eÄŸitimini Avrupa’dan alması diÄŸer toplumlarda ve en önemlisi Müslüman toplumlarda ciddi bir bellek kaybına sebep olduÄŸunu söyledi. 

AraÅŸtırmalar sonucunda ortaya çıkan bilgiye göre bu bellek kaybının Avrupalılar arasında ciddi bir üstünlük duygusu yaratırken, Müslüman toplumlarda ise maalesef bir yenilgi, yetersizlik ve aÅŸağılık duygusuna sebep olduÄŸunu eÄŸitimde özellikle vurguladı. Necla Hanım bu bellek kaybında kadınların konumu söz konusu olduÄŸunda ise; durumun daha kötü olduÄŸunu söyledi. 

Necla Hanım, Müslüman toplumlardaki kadınlarda, Avrupa’daki kadınları örnek aldığına, çünkü haklarını Avrupalı kadınlar gibi aynı yolla alacaklarını zannettiklerine dikkat çekti. 

“Kur’an-ı Kerim’de Allah-u Teâlâ kadınlara çeÅŸitli alanlarda bir sürü haklar vermiÅŸ ve kadına ikinci sınıf insan muamelesi etmemiÅŸ son derece deÄŸer vererek üstün tutmuÅŸtur.” diyen Necla Hanım bu günkü Avrupa toplumunun kadınlara bakışını ÅŸöyle anlattı:

“Oysaki bugün bütün dünyanın örnek aldığı Avrupa, kadına ikinci sınıf varlık muamelesi yapmaktadır. Bugün bütün haklarını aldığını ve erkeklerle eÅŸit olduÄŸunu zanneden Avrupalı kadınlar ikinci sınıf bir varlık olmaktan kurtulamamıştır. 

Bugün dahi batı dünyasında her günahın başının kadın olduÄŸu söylenmektedir. Her sabah uyanan Yahudi bir erkeÄŸin yaptığı ilk dua, Yaratana kendisini kadın olarak yaratmadığı için ÅŸükretmektir. BaÅŸka coÄŸrafyalarda ise kadın, eÄŸer kız bebek beklerse hemen kürtaj yaptırmak zorunda kalmaktadır. 

Avrupa ve onu örnek alan diÄŸer ülkeler bu halde iken Müslüman kadınların onları örnek almaları ve haklarını bu ÅŸekilde alacaklarını zannetmeleri ise eÄŸitimsizlik ve Kuran’daki hakları bilmemelerinden kaynaklanmaktadır.”

Necla Hanım, konuÅŸmasında, Ä°slam ülkelerinin bugün içinde bulundukları hal sebebiyle, kadınların durumunun da Allah'ın emrettiÄŸi seviyeden uzak oluÅŸuna dikkat çekti: 

“Özellikle Müslüman toplumlarda kadının konumu yanlış anlaşılmaktadır. Ä°nsanlar kadınların bugünkü Müslüman toplumlarda sahip olduÄŸu kötü konuma bakarak, geçmiÅŸ yıllarda durumun bundan çok daha kötü olduÄŸunu zannediyorlar.

19. Yüzyılda Oryantalistler Müslüman toplumlarda yaÅŸayan kadınların pasif, baskı altında kalmış ve büyük oranda cinsel nesne olarak algılanmış olarak göstermeye çalışmışlardır. Böylece Ä°slam’ın kadınları pasifize eden bir din olarak algılanmasını saÄŸlamışlardır.”

Necla Hanım bu seminerin amacını ise ÅŸöyle anlattı:

“Bu eÄŸitim Müslüman tarihi içerisindeki bilim, tıp ve yönetim alanlarında zirveye çıkan kadınlara dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu harika kadınlar hakkındaki kimi gerçekleri ortaya koymanın modern genç kadınlara tarihi yeniden algılama ve Müslüman uygarlığı içerisinde yeni rol modeller keÅŸfetme fırsatı sunması umuluyor. 

Böylece bu eÄŸitimin sonucunda dini deÄŸerlerine baÄŸlılıklarını ön planda tutarak ve Allah rızası için toplumun faydasına çalışarak ve üreterek varlıklarını ortaya koymuÅŸ ve kamusal alanda baÅŸarılar elde eden bir Müslüman kadın toplumu oluÅŸturmaktır. 

Erken dönem Müslüman topluluklarda kadınlara sunulan yüksek statü hakkında genel bir bilgisizlik mevcut. Bu kadınların kamusal baÅŸarılarını ve hayat tarzlarını öÄŸrenmek, bugünkü pek çok kadın ve erkeÄŸi ÅŸaÅŸkınlık içerisinde bırakacaktır. Bunlardan sadece bir kaçı:

El- Åžifa Binti Abdullah 

El-Åžifa, Peygamberimiz aleyhissalatu vesselama peygamberlik vazifesi verildiÄŸinde okuma yazma bilen 17 kiÅŸiden biriydi. Ä°lk hicret eden Müslümanlardandı. Tıp alanında oldukça bilgili idi. Asrısaadetin hemÅŸiresi idi. Hz. Ömer zamanında Basra’ya saÄŸlık memuru olarak atanmıştır. Ä°lk kadın öÄŸretmendir. Tıp eÄŸitimi vermiÅŸtir. Ayrıca dürüstlüÄŸü sebebiyle Hz. Ömer zamanında Medine MüfettiÅŸi (Zabıta) olarak atanmıştır. 

Fatıma El-Fihri 

Fatıma el-Fihri Tunus’da doÄŸdu ve ailesiyle birlikte Fas’a taşındı. Fıkıh ve Hadis alanlarında eÄŸitim aldı. Fatima el-Firhi 859 yılında Fas’ın Fez kentinde birinci seviye eÄŸitim sunan bir üniversite açtı. Kız kardeÅŸi Miriam, üniversiteye bitiÅŸik bir cami kurdu ve iki yapı birden Karaviyyin Medresesi’ni oluÅŸturdu. Dünyanın ilk Üniversitesi olan ve hala Ä°slami ilimlerde eÄŸitim veren Karaviyyin Üniversitesi 1200 yıl sonra hala açık ve Ä°slam geleneÄŸinin temel deÄŸerlerini öÄŸrenmek için ayrı bir yere sahip olduÄŸu ifade ediliyor.

Babasından kalan zenginliÄŸi insanlığa ve dine yardım için harcamayı tercih eden bu kız kardeÅŸler sayesinde bu okulda Ä°bn-i Arabî, Ä°bn-i Haldun ve Muhammed El- Ä°drisi ve birçok deÄŸerli kiÅŸi yetiÅŸmiÅŸtir. 

Süteyte El-Mahamali

Süteyte Mahamali birçok önemli matematik probleminin ispatını sunmuÅŸ seçkin bir matematikçi idi. Ayrıca edebiyat, hadis ve fıkıh alanlarında ileri bilgiye sahipti.

Kordobalı Lübna karmaşık geometrik ve cebir problemlerini çözebilen bir matematikçi idi. Bilim ve edebiyat alanlarında da iyi bilgi sahibiydi. Ä°spanya halifesi 2. Hakem’in özel sekreteri olarak çalıştı.

Meryem El-Ä°cliyye 

Meryem el-Ä°cliya Halepli bir usturlap ustasının kızıydı. Babasından bu zanaatı öÄŸrendi. Saatin yaygınlaÅŸmasından önce namaz saatlerini hesaplamak için gök cisimlerinin yüksekliÄŸini ölçmek için usturlap denilen aletler kullanılırdı. Bu aletler gündüz ve gece yön bulmayı ve saati ölçmeyi saÄŸlardı. 

Meryem el-Ä°cliyye’nin zekice ve orijinal tasarımları BaÄŸdat’ın idarecisi Seyfüddevle’nin takdirini kazanmıştı. Meryem el Ä°cliya, 944’ten 967’e kadar yönetimin sipariÅŸ ettiÄŸi usturlabları imal ederek saray hizmetinde istihdam edildi.

Åžecar ed-Dür 

Åžecar ed-Dür, Eyyubîler döneminde güzelliÄŸi, zekâsı ve takvası ile tanınan bir hanım sultandı. Türk asıllı olduÄŸu ileri söylenmiÅŸtir. Kafkasya’dan Mısır’a cariye olarak getirildiÄŸi, zekası ve takvasıyla kocasının yanında kıymet kazandığı da söylenmiÅŸtir. 

Yedinci Haçlı Seferi sırasında Mısır'da Mansure'ye Haçlıların hücumu sırasında kocası olan Eyyubiler Sultanı Salih Eyyub hastalanıp vefat etti. Tam büyük bir savaÅŸ sırasında Sultan ve orduların komutanı olan Sultan Salih Eyyub'un ölmesi Mısır ordusuna moral yönünden kötü bir etki yapacağı için hanımı Åžecer-üd-Dürr, vezir ve komutan Emir Fahreddin Yusuf'un tavsiyeleri ile Sultan Salih Eyyub'un ölümünün gizlenmesine karar verdi. Mısır ordusunu idare eden memluklu emirlerin yardım ve desteÄŸi ile Sultan Salih Eyyub'un dul eÅŸi olan Åžecer-üd-Dürr kocasının ölümünü gizli tuttu. Åžecer’ed-Dür sultanlık görevini yüklenerek ülkesini korumak için kocası namına kararlar almaya baÅŸladı. Kocası ameliyat olmadan önce büyük sayıda boÅŸ buyruk kağıdı altına kendi imzasını (alametini) atmıştı. 

2 Mayıs 1250'de Sultana olduÄŸu Kahire kalesinden ilan edildi. Böylece Ä°slam döneminde Mısır'da hükümdarlık yapan tek kadın oldu. Kendi adına hutbe okuttu ve üzerinde adının yazılı olduÄŸu para bastırdı.

Raziye Begüm Sultan

Hindistan’da ilk Türk devletinin yöneticisidir. Babası tarafından tahta getirilmiÅŸtir. Babasının buradaki amacı devletin başına dürüst, merhametli ve baÅŸarılı birini getirmek istemiÅŸtir.

Raziye Begüm Sultan’ın iki erkek kardeÅŸi bulunmakta idi. Fakat onlar kötü ahlaka sahip oldukları için devlete ve halka zarar verirler korkusu ile babası böyle bir karar almıştır. Ahlaken güvenilmez bir erkektense, güvenilir bir kadının baÅŸa geçmesini babası daha doÄŸru bulmuÅŸtur. 

Babası Åžemseddin Ä°ltutmuÅŸ saÄŸlığında kızını veliaht tayin edip, devlet adamları da bîat etmiÅŸ olduÄŸu halde babası vefat edince kardeÅŸi Firuz Åžah sultan ilan edildi. Ancak Fîrûz Åžâhın devlet idâresiyle alâkadar olmaması üzerine, tahttan indirilip, Râziye Begüm, Dehli Sultanı oldu.

Râziye Begüm 1236’da Dehli tahtına geçince, babasının hastalığı ve kardeÅŸi devrinde ihmale uÄŸramış idari tedbirleri aldı. Ülkede âdil bir idare kurup, ihtiyaç sahiplerine cömertçe ihsanlarda bulundu. Bozuk fırkalardan Karmatîler güçlenip, medreselerde katliam yapar hale gelmiÅŸlerdi. Râziye orduyu görevlendirip onlarla mücadele etti, kıymetli âlimleri Dehli’deki Nâsıriyye Medresesine tâyin etti. 

Bozuk itikatlara karşı mücadelesinden dolayı alimler ve Müslüman halk arasında çok sevilirdi. Komutanları tarafından tahttan indirilen Raziye Begüm Sultan, hükümdar olduÄŸu dönemlerde savaÅŸlara da katılmış ve baÅŸarılı olmuÅŸtur. 

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ın tek kızı ve dönemin sadrazamının eÅŸiydi. Ä°çlerinde hala ayakta olan iki caminin de bulunduÄŸu birçok bayındırlık hizmetinin hamiliÄŸini yaptı. Ayrıca yabancı idarecilere mektuplar yazmak, babasına ve kardeÅŸine danışmanlık yapmak suretiyle siyasetle de meÅŸgul oldu. 

Zarialı Amine 

Zarialı Amine, Nijeryalı Zazau krallığının kurucusu olan Bakwa Turunku’nun en büyük kızıydı. Amine çok zeki bir stratejist idi ve hem bir idareci hem de bir asker olarak ülkesine önderlik etti. Zaria Surları onun geliÅŸtirdiÄŸi bir savunma stratejisi idi ve bu surlar bugün hala ayaktadır.

Aziz Haydar Hanım

1881- 1956 yılları arasında yaÅŸamıştır. EÄŸitimci kadın hareketine önderlik etmiÅŸtir. Anne eÄŸitiminin üzerinde önemle durmuÅŸtur. Türkiye’de ilk anaokulu açmıştır. Bu anaokulu anneleri eÄŸiten bir okuldu. Aziz Haydar Hanım “BeÅŸiÄŸi sallayan dünyaya hükmeder” anlayışıyla hareket etmiÅŸtir. 

Necla Hanım tarihimizde bunlar gibi daha birçok örnek var diyerek Ä°slam’ın yanlış anlaşıldığını ÅŸu sözlerle anlattı: “Kadının toplumsal ve kamusal alanda çalışması Ä°slam dininde yasak deÄŸildir. Bu toplumun geleneklerinden gelmiÅŸtir. Fakat insanlara Ä°slam’dan gelmiÅŸ gibi gösterilmektedir. Örtü kadının toplumda var olması için ve sosyalleÅŸmesi içindir. Örtü kadını pasifleÅŸtiren, eve kapatan bir unsur deÄŸil aksine kadının bilgisiyle, beceri ve yetenekleriyle toplumda aktif bir hale getiren bir nimettir.” 

Necla Hanım toplumumuzdaki kadınlara ÅŸöyle tavsiyelerde bulundu: Müslüman kadınlar Avrupa’dan eÄŸitim ve haklar açısından ilham almaktan vazgeçerek kendi tarihine bakarak bir özgüvene sahip olması gerekiyor. Özgüven her birey için önemli bir ÅŸeydir. Özellikle kadınlar için.

”Benden bir ÅŸey çıkmaz, bizden bir ÅŸey olmaz” gibi olumsuz duygulardan kurtularak Avrupa’nın yok ettiÄŸi o öz güveni yeniden kendinde inÅŸa etmelidir. Öz güven hem kendine hem de insanlığa katkı saÄŸlayacaktır. Ä°nsan hayatında baÅŸarı sevgi, özgüven ve umut üzerine inÅŸa edilir. Elbette yaÅŸadığımız dünyanın gerçekleri var. Açlığa baÄŸlı ölümler, yaygınlaÅŸan ve derinleÅŸen yoksulluk var. Bunlar her geçen gün artmaktadır. Dünya yaÅŸanabilir ve güvenilir olmaktan her geçen gün hızla uzaklaşıyor. Biz Müslüman kadınların ise bir ÅŸeyler yapması gerekiyor. Herkes dünyayı deÄŸiÅŸtirmeye çalışıyor ama hiç kimse kendini deÄŸiÅŸtirmiyor. 

“Bir topluluk kendi durumunu deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah onların durumunu deÄŸiÅŸtirmez.” 
(Ra’d Suresi 11)

Bir toplumu deÄŸiÅŸtirecek olan kadınlardır. Toplumun inÅŸası kadının ellerindedir. Çünkü kadınlar nesil yetiÅŸtirmektedirler. Bu sebepten dolayı kadınların eÄŸitimi daha önceliklidir. Toplumun daha çok ifsada uÄŸramasını istemeyen her kadın ilk önce kendini yetiÅŸtirmeli ve umut etmelidir. Ä°nanarak Allah rızası için insanlığa hizmet etmelidir.

Necla Hanım yüreÄŸinde büyük bir umut olduÄŸunu ve Allah’ın yardımıyla bu toplumun kadın eliyle deÄŸiÅŸeceÄŸine inandığını ve bunun için biz Müslüman bayanların toplumun her kesimiyle ilgilenmesi gerektiÄŸini söyleyerek bu eÄŸitimi tamamladı.

Dilek Kızkın

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.