Dünya
'Satılık ülke' iken örnek ülke oldu
Piyasalar, IMF'ye olan ödemesini zamanında gerçekleştiremeyen Yunanistan’ın iflasına odaklanırken, Avrupa’da krizden çıkışta İzlanda’nın başarısı örnek olarak gösteriliyor.
Piyasalar, Uluslararası Para Fonu’na (IMF) olan ödemesini zamanında gerçekleÅŸtiremeyen Yunanistan’ın iflasına odaklanırken, Avrupa’da krizden çıkışta Ä°zlanda’nın baÅŸarısı örnek olarak gösteriliyor.
Küresel piyasalarda ekonomik krizin baÅŸladığı 2008 yılında en ağır darbeyi alan ülkelerden biri Ä°zlanda oldu. Küresel ekonomik krizin ilk vurduÄŸu ülkelerden Ä°zlanda 2008 yılında iflasın kıyısına gelmiÅŸti. Hatta aynı yıl Ä°zlanda, kimliÄŸi belirsiz bir kullanıcı tarafından popüler açık artırma sitesi e- Bay'de satışa çıkarılmıştı. Ä°zlanda'da 2008 yılında dönemin milli futbol takımının teknik direktörü Eyjolfur Sverrisson, Hollanda ile yaptıkları maç sonrası ATM'den para çekmek istemiÅŸ, ancak sermaye kontrolü nedeniyle banka para vermeyince parasız kalmıştı.
Peki, finansal krizin tüm etkilerini hisseden Ä°zlanda batık bankalarından, büyümeyen ekonomisinden ve yüksek iÅŸsizlikten nasıl kurtuldu?
Ä°zlanda’da 2008 krizinin ardından finans sektörünün yaklaşık yüzde 85’ini temsil eden, toplam varlıkları 185 milyar dolar seviyesindeki üç banka (Kaupthing, Landsbanki, Glitnir) battı. Toplam varlıkları Ä°zlanda’nın yıllık milli gelirinin yaklaşık 14 katından fazla bu üç bankanın kurtarılması ile ilgili ise Ä°zlanda çok farklı bir yöntem izledi.
Aynı dönemde Ä°ngiltere, Lloyds Bankacılık Grubu’nu 45 milyar sterlin karşılığında kurtarma operasyonu yürütürken, Ä°zlanda kendi batık bankalarını kurtarmayı kabul etmedi. Bankaları kurtarmak yerine, mevduat sahiplerinin tasarruflarının korunması güvencesini verdi. Bu bankalardaki yabancı yatırımcılar ciddi oranda kayba uÄŸrasa da Ä°zlanda vatandaÅŸlarının birikimlerine herhangi bir zarar gelmezken, bankacılık sektörüne duyulan güven devam etti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) yakın zamanda Ä°zlanda’nın ekonomi programından övgüyle bahsederek, “refah modelinden vazgeçmeden uluslararası standartlarda saÄŸlık ve eÄŸitim hizmetleri saÄŸlayarak ekonomik iyileÅŸmenin baÅŸarıldığını” vurguladı.
Büyük bir kararlılıkla uygulanan ekonomi politikalarının pozitif geri dönüÅŸü kısa zamanda Ä°zlanda ekonomisinde kendisini göstermeye baÅŸladı. ÖrneÄŸin; Dünya Bankası verilerine göre 2009 yılında yüzde 5,1 oranında rekor seviyede daralan ülke ekonomisi, 2009’da daralmayı yüzde 2,9’a çekti. Ä°zlanda ekonomisindeki büyüme 2011’de yüzde 2,1, 2012’de yüzde 1,1, 2013’te ise 3,5 olarak kaydedildi. Ülke geçtiÄŸimiz yıl ise yüzde 1,9 oranında büyüme kaydetti.
Ä°ZLANDA BÜYÜMEYÄ° ARTIRDI, Ä°ÅžSÄ°ZLİĞİ AZALTTI
Yaklaşık 329 bin nüfuslu, görece küçük bir ekonomi olmasına raÄŸmen, finans uzmanlarına göre Ä°zlanda hali hazırda 2008 finans krizinden en iyi ÅŸekilde çıkan ve temel yapısal reformlarını gerçekleÅŸtiren model ülke olarak nitelendiriliyor.
Ä°zlanda son yıllarda dış borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya olan oranını azaltmada baÅŸarılı oldu. ÖrneÄŸin OECD verilerine göre, Ä°zlanda’nın 2011 yılında GSYH’nın 106,8’ine denk gelen kamu borcu, 2012’de yüzde 103,7’ye, 2013’te yüzde 97,9’a, 2014’te ise yüzde 96’ya geriledi.
Ä°zlanda ekonomisi iÅŸsizliÄŸin kriz sonrasında hızla azaltılmasında da baÅŸarılı oldu. Küresel finans krizinin etkisiyle 2009 yılı aralık ayında yüzde 7,9’a yükselen iÅŸsizlik oranı 2010’da yüzde 7,6’ya, 2011’de yüzde 6,6’ya, 2012’de yüzde 5,6’ya ve 2013’te yüzde 5,3’e geriledi. GeçtiÄŸimiz yıl sonunda iÅŸsizlik seviyesini yüzde 4,5’e çekmeyi baÅŸaran Ä°zlanda’da bu yılın nisan ayında ise bu oran yüzde 4,3’e geriledi.
Kaynak: AA
Henüz yorum yapılmamış.