Güncel
Türkiye IŞİD karşıtlığını neden anlatamıyor?
AK Parti Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay,Türkiye’nin sınırında aldığı yeni tedbirlerin “her türlü etnik temizliğe karşı” olduğunu söyledi. Aktay, IŞİD'i destekleyenler tarafından da Türkiye ile ilgili ciddi propaganda yapıldığını vurguladı.
Al Jazeera'deki Didem Özel Tümer'in haberine göre, Türkiye'nin aldığı önlemlerin Suriye'deki Kürtlere deÄŸil, PYD ve IŞİD'e karşı olduÄŸunu savundu. “IŞİD destekçisi” eleÅŸtirisinin Türkiye'nin kanına dokunduÄŸunu ifade eden Yasin Aktay, IŞİD'in bir operasyonun kod adı olduÄŸunu savundu.
Türkiye savaÅŸa mı giriyor?
Hayır. Bunu böyle yorumlamak doÄŸru deÄŸil. Türkiye'nin fiilen ÅŸu anda sınırları çok ciddi tehdit altındadır. Bu sınırlarını korumak, kendi iç güvenliÄŸini korumak yönünde algılamakta olduÄŸu tehditlere karşı kendini koruma tedbirleri almaktadır.
Peki "kendini korumanın" karşılığı Suriye'ye girmek mi?
Yok.
Ama kamuoyu algısı sanki öyle olacağı yönünde?
Oraya bir miktar daha, duruma vaziyet edecek bir tedbir mutlaka gerekiyor. Orada da sınırlı bir bölge oluÅŸturmak gerekirse, aslında bu sınırları korumak için, Suriye içine müdahale de gerekebilir.
Türkiye açısından bıçak kemiÄŸe dayandı mı?
Bir bakıma dayandı. Türkiye son 4 yıl içerisinde Suriye'de yaÅŸanan istikrarsızlığın en ağır faturasını ödeyen ülkelerden bir tanesi. Hatta birinci planda en ağır faturayı ödeyen ülke. Üstelik bunu yaparken hiçbir ÅŸekilde de aÄŸlayıp sızlamadı fazla. 2 milyona yakın mülteci barındırıyor ve bunlara yaptığı insani yardım 6 milyar doları bulmuÅŸ durumda.
O 2 milyon insanın oluÅŸturduÄŸu risk de söz konusu Türkiye içerisinde. Çünkü canını kurtarmak için gelen insanlar üzerinde çok büyük bir dikkatle incelemeler yapamıyorsunuz. Ä°nsanların arasına her çeÅŸit sızmalar da olabiliyor. Bunun PYD'lisi, PKK'lısı da olabiliyor, DAÄ°Åž de olabiliyor, baÅŸka terör grupları da olabiliyor. Bu sınır geçiÅŸleri açısından da çok ciddi bir risk oluÅŸturmaktadır. Ve bu riski baÅŸtan beri biz bilerek… Ama insani yardım noktasında, insani tavır ile bu risk arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığınız zaman, yardım ağır kalıyor. Çünkü insani yardımın bir telafisi yok. O riski de bir miktar göze almak zorunda kalmış olduk ÅŸimdiye kadar. Bu riskin ağır bedelini de ÅŸu anda ödüyoruz.
“Türkiye'nin kanına dokunuyor”
Bu kadar yaptığımız insani yardımlar alkışlanacak yerde her çeÅŸit takdiri hak eden, aslında dünyanın vicdanını kurtaran bir tavrı Türkiye tek başına üstlenmiÅŸken, ona raÄŸmen Türkiye'nin DAÄ°Åž ile isminin beraber anılıyor olması gibi bir vicdansızca propagandayla kalabiliyoruz.
Oysa DAÄ°Åž bizim baÅŸtan itibaren Suriye ile ilgili Türkiye'nin içinde olduÄŸu meÅŸru, legal, uluslararası koalisyonun desteklediÄŸi Özgür Suriye Ordusuna ve Suriye halkına karşı bir yapıdır. Türkiye'nin baÅŸtan itibaren Suriye için öngördüÄŸü planı yerle bir eden, onu alt üst eden, bozan bir yapıdır DAÄ°Åž.
Türkiye'nin DAÄ°Åž'i destekliyor olması için intihar ediyor olması gerekiyor. Türkiye'ye böyle bir akılsızlık isnat etmek de Türkiye'nin kanına dokunuyor açıkçası.”
Peki Türkiye IŞİD karşıtlığını neden anlatamıyor?
Çünkü karşımızda çok ilginç bir propaganda var. Bu propaganda ne yazık ki IŞİD'i destekleyenler tarafından yapılıyor.
IŞİD bir operasyondur, bir operasyonun kod adıdır. IŞİD Suriye'deki statükoyu korumaya çalışan hatta daha da kötüleÅŸtirmeye çalışan bir organizasyonun bir kod adıdır.
Gerçek bir örgüt deÄŸildir. Gerçek bir varlığı yoktur. Yani iddia ettikleri gibi ne Ä°slam devletidir, ne de bir devlettir. Aksine Esad rejiminin ürettiÄŸi Suriye'deki savaşı kirletmeye dönük bir operasyonun kod adıdır IŞİD.
Bu operasyona destek veren Türkiye'yi IŞİD ile DAÄ°Åž ile yan yana görmeye çalışan, göstermeye çalışan herkes de bu operasyona hizmet etmiÅŸ oluyor aslında. Bugün öyle bir operasyonun ne kadar hizmetçisi olduÄŸunu ibretle seyrediyoruz biz.
Biz baÅŸtan itibaren diyoruz ki IŞİD bir sonuçtur veya IŞİD bir üründür. Kimin ürünüdür? Esad rejiminin varlığının ürünüdür.
Sadece onun mu?
Tabii birinci planda onun.
BaÅŸka kimlerin?
Böyle bir yapı ortaya çıktığı andan itibaren onunla ittifaka giren, onunla deÄŸiÅŸik iÅŸbirliklerine giren birçok unsur da olabiliyor. Bölgedeki baÅŸka ülkeler de onunla iÅŸbirliÄŸi yapıyorlar ÅŸu anda.
Hali hazırda IŞİD'i gelip sınırlarda bombalıyorsunuz ama IŞİD'ın esas, apaçık, açık alanlarda hükümdar olduÄŸu yerler var, bunlara hiç kimsenin dokunduÄŸu yok. Neden? Baktığınız zaman Suriye haritasına, koca bir bölge, Irak'taki birçok yerle de birleÅŸerek IŞİD kontrolünde. Ama IŞİD'in Türkiye sınırındaki PYD ile komÅŸu olan yerlerdeki yerlerine gelip saldırılıyor.
Koalisyon güçleri IŞİD'e karşı mücadele adı altında gelip IŞİD'i kovduÄŸu yerlere getirip PYD'yi yerleÅŸtiriyor. Bu operasyonun mantığını da anlamak mümkün deÄŸil. Bunun içerisinde tutarlı iki adımı birbiriyle denkleÅŸtirebilecek ve hatta süreklilikle izlenebilecek bir mantığı yok bu iÅŸin.
Mevzu eÄŸer IŞİD'in katliam yapmasıysa IŞİD baÅŸka yerlerde de, Arapların oturduÄŸu yerlerde de bir sürü katliam yapıyor. Oralara hiçbir müdahale görmüyoruz. Aksine IŞİD'e karşı hiçbir hava saldırısı görmüyoruz ama ÖSO'nun biraz mevzilendiÄŸi, biraz etkinlik kazandığı yerlerde Suriye uçaklarının yani Esad rejiminin hava bombardımanını görüyoruz. PYD bölgelerine, PYD'nin etkin olduÄŸu bölgelerde ise koalisyon güçleri yine devreye girip bu sefer DAÄ°Åž'in ele geçirdiÄŸi mevzileri boÅŸaltıp yerine kurtarıcı olarak PYD'yi yerleÅŸtiriyor.
Aslında iliÅŸkileri açısından IŞİD ile PYD arasında bir fark yok. Ä°kisi de son derece danışıklı gidiyorlar gibi görünüyor. Esad rejiminin ÅŸu ana kadar DAÄ°Åž mevzilerine yaptığı bir saldırı hatırlamıyorum. Belki çok sembolik, dostlar alışveriÅŸte görsün kabilinden bir iki saldırı vardır ama çok etkili bir saldırı yok. Ama nerede bir ÖSO mevziiyi ele geçiriyorsa hava bombardımanı geliyor oraya. EÄŸer mesele DAÄ°Åž ile savaÅŸsa, iÅŸte ÖSO DAÄ°Åž ile en etkili savaşı yapıyor. En fazla maÄŸdur olan da o. En fazla insan kurban veren o. Fakat ÖSO'ya hiçbir ÅŸekilde koÅŸmayan yardımlar PYD'nin yardımına koÅŸuyor.
Neden sizce ?
DoÄŸrusu biz de bu yardımı iyi niyetli görmüyoruz. Açıkçası çok iyi niyetli bir yardım olarak görmüyoruz. PYD'nin kendisi de ciddi bir etnik temizlik içerisine girmiÅŸ durumda. Etnik temizlik sadece Araplara ve Türkmenlere karşı deÄŸil, kendisinden olmayan Kürtlere daha büyük bir etnik temizlik uyguluyor. DüÅŸünün 500 bin Rojava bölgesinden Kürt Kuzey Irak'a göç etmek zorunda bırakıldı. Irak Kürdistanı'na göç etmek zorunda bırakıldı, kovuldu, bir çoÄŸu öldürüldü, katledildi.
Telabyad'da bir tane Kürt yoktu bu olaylar öncesinde. DAÄ°Åž oraya saldırmadan bir tane bile Kürt yoktu. Fakat koalisyon güçlerinin bombardımanıyla, hava yardımlarıyla DAÄ°Åž orada doÄŸru dürüst bir savaÅŸ bile yürütmedi orada, bir mermi bile sıkmadan orayı PYD güçlerine terk etti. Adeta koalisyon güçlerinin hava bombardımanını bahane saydı oradan çekildi. PYD güçleri geldikten sonra Türkiye sınırına bir anda 20 bin kiÅŸi yığıldı. 20 bin Türkmen ve Arap yığıldı. PYD diyor ki, "etnik temizlik yapmıyorum." Etnik temizlik yapmıyorsanız bu kadar Arap ve Türkmen'in bizim sınırımızda ne iÅŸi var?
Biliyorsunuz göç dalgaları, mülteci dalgaları genellikle bir yerde bir sorun olduÄŸunu gösterir. Bir temizlik olduÄŸunu gösterir. Bu kadar kadın, çoluk çocuk bu kadar insan buraya göç etmek zorunda kaldıysa demek ki orada bir etnik temizlik var. "Ben etnik temizlik yapmıyorum " diyerek iÅŸin içinden sıyrılamazsınız.
Türkiye'nin aldığı önlemler daha çok PYD'ye karşı bir önlem gibi algılanıyor...
Sadece PYD'ye karşı deÄŸil. EÄŸer PYD, DAÄ°Åž'i bahane ederek burada bir mevzi kazanıyorsa DAÄ°Åž Türkiye'nin de düÅŸmanıdır. Türkiye her türlü etnik temizliÄŸe karşı bir müdahale... Esad'ın yaptığı etnik temizliÄŸe, ister PYD'nin, ister DAÄ°Åž'in yaptığı, her türlü etnik temizliÄŸe karşı tedbir almış oluyoruz.
Türkiye'nin orada bir Kürt oluÅŸumuna karşı endiÅŸesi olduÄŸu yorumu .....
Türkiye'nin Kürtlerle ilgili bir endiÅŸesi yok. Türkiye Kürtlerin düÅŸmanı deÄŸildir. Türkiye kendi bünyesinde çok sayıda Kürt barındıran ve bunların hakkını, hukukunu son zamanlarda en iyi ÅŸekilde geliÅŸtirmeye çalışan, model oluÅŸturmaya çalışan bir ülke.
Aslında Türkiye'nin geliÅŸtirmeye çalıştığı ülke birlikte yaÅŸamanın en mükemmel modelini de oluÅŸturmaya çalışıyor. Ama eÄŸer biz burada, Suriye'de de hattı zatında Kürtlerin normal vatandaÅŸlık statüsüne sahip olması için, geçmiÅŸten bu yana yani Esad ile aramızın iyi olduÄŸu dönemlerden itibaren son zamanlara kadar da Türkiye hep iyi niyetli bir çaba içerisinde oldu.
Suriye'deki Kürtler bizden öte, farklı varlıklar deÄŸildir. Suriye'nin Kürtleri de Türkiye'nin bir parçasıdır. Tıpkı Türkiye'nin Kürtlerinin bir parçası olduÄŸu gibi. Arap, Türk, Kürt kim varsa hepsi Türkiye'nin de bir parçasıdır. Biz oradaki herhangi bir grubu ayırt ediyor deÄŸiliz. Suriye'de Araplar Kürtlere karşı bir ayrım yapmaya kalkışırsa ona da karşı çıkarız. Bir etnik temizlik yapmaya kalkışırsa ona da karşı çıkarız. Ona karşı tedbirimizi almaya çalışırız. Ona karşı tedbirimiz aslında, birlikte, bölünmemiÅŸ bir Suriye'dir. Herkesin kendi vatandaÅŸlık statüsünde insani hakkını maksimum düzeyde kullanabildiÄŸi bir Suriye'dir bizim hedeflediÄŸimiz ÅŸey. Parçalama hiç kimseye hiçbir ÅŸey getirmiyor. Etnik ayrımcılığın zaten bir ÅŸey getirmediÄŸi ortada. Biz Türkiye'de aÅŸmaya çalıştığımız bu sorunun Suriye için bu aÅŸamada Suriye'ye musallat olmasını elbette ki istemeyiz.
Türkiye'nin aldığı önlemler konusunda, Türkiye'deki Kürtleri ikna etmek gerekmez mi?
“Ä°ç kamuoyuna dönük çalışmamız olur elbette ki. Türkiye'deki Kürtler, bizim Kürtleri yok sayan, öteleyen bir yaklaşım içinde olmadığımızı biliyorlar. Bunu daha iyi bilmeleri için tabii ki daha açık mesajlarımızı vereceÄŸiz. Bizim derdimiz asla Suriye'deki Kürtlerle deÄŸil, PYD yapısı bize göre Kürtleri temsil eden bir yapı deÄŸil. En baÅŸta Kürtler arasında ayrım yapan Kürtleri parçalayan ve Kürtler üzerinde hegemonya kurmaya çalışan bir varlık.
Åžu anda bir takım güçler orada bir dizayn yapmaya çalışıyorlar. Ve orada bazı Kürtleri kullanmaya çalışıyor. O bazı Kürtler PYD'nin kontrolündeki, PYD'nin örgütlemeye çalıştığı Kürtlerdir. PYD'nin örgütlemeye çalıştığı bu oluÅŸumun Kürtlere de, bölgeye de bir faydası olmayacaktır. Hiç kimseye faydası olmayacaktır. Emperyalist bir takım emellere hizmet edecektir. Kürtlerin de buna alet olmamak gibi bir sorumlulukları elbet olacaktır.
Türkiye'nin aldığı önlemler, Türkiye'yi IŞİD hedefi yapar mı? GüvenliÄŸi etkileyecek ÅŸekilde karşılık verebilir mi? Böyle bir endiÅŸe var mı?
Her çeÅŸit ihtimal var. Böyle bir kirli savaşın içerisinde her çeÅŸit kirli senaryo, kirli eylem bekleriz, açıkçası. Türkiye öteden beri böyle kirli bir savaşın hedefi olmuÅŸtur. GeçmiÅŸte Reyhanlı'da yapılan saldırı oldu, 2 sene kadar önce, 50 vatandaşımızın bombalı saldırıda hayatını kaybettiÄŸine ÅŸahit olduk. Esad rejimi bu ÅŸekilde fitne üretiyor ne yazık ki. Ve uluslararası güçleri biz biraz daha tutarlı ve biraz daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Yani biz herhangi bir grubu destekliyor deÄŸiliz. Biz Suriye halkını destekliyoruz. Suriye halkının bütün unsurlarıyla Kürdüyle, Alevisiyle, Arabıyla, Türkmeniyle hepsiyle beraber oluÅŸturabilecekleri bir Suriye için ÅŸartları ve zemini oluÅŸturmak zorundayız. Orada böyle bir Esad rejiminin etkili olduÄŸu ortamda mümkün olamıyor ne yazık ki.
Türkiye uzun süredir uluslararası toplumu ikna etmeye çalışıyor. Bu tedbirlerin arttırıldığı süreçte ekstra çaba olacak mı?
Elbette ki. Diplomatik görüÅŸmeler, giriÅŸimler elbette ki yapılacak. Suriye dostlarını toplantıya çağırabiliriz. Koalisyon güçlerinin yaptıkları iÅŸler konusunda ABD ile Rusya ile bu tür giriÅŸimleri yapmaya devam edeceÄŸiz.
Suriye'de kara harekâtı aÅŸamasına mı gelindi?
Onu söyleyemem. Onun deÄŸerlendirmesini yapmak… askeri bir deÄŸerlendirme gerekir.
Türkiye'nin kara harekâtıyla tek başına girebileceÄŸini düÅŸünüyor musunuz?
Tek başına girebilir isterse ama durum nedir? Açıkçası benim bu konuda bir ÅŸey söylemem doÄŸru olmaz.
Henüz yorum yapılmamış.