Suriye'ye girme planı var mı?

Hürriyet'in haberine göre; TSK, IŞİD ve Esad rejimi ile mücadele eden Suriyeli muhaliflere destek verme konusunda da isteksiz. IŞİD mevzilerinin Fırtına toplarıyla ya da havadan bombalanması, muhaliflere lojistik destek verilmesi gibi adımlar için de yeni Meclis'in tavrı bekleniyor. 

KOALÄ°SYONDAN DESTEK OLABÄ°LÄ°R

CumhurbaÅŸkanlığı, hükümet, DışiÅŸleri Bakanlığı, MÄ°T: YoÄŸun çatışmaların yaÅŸandığı Azez ve Mare'nin IŞİD'in eline geçmemesi için ABD'nin Kobani ve Tel Abyad'da PYD'ye verdiÄŸi desteÄŸin benzerinin TSK tarafından Suriyeli muhaliflere verilmesini istiyorlar. Bu kapsamda muhaliflerle savaÅŸan IŞİD mevzilerinin Türkiye topraklarında konuÅŸlanmış uzun menzilli Fırtına toplarıyla ya da havadan vurulması, muhaliflere silah ve mühimmat desteÄŸi verilmesi bekleniyor.

TSK'dan beklenen kısa vadeli adımlar arasında MehmetçiÄŸin Suriye topraklarına geçmesi yok. Ayrıca Cerablus'un ve ardından Azez'e dek uzanan 90 kilometrelik hattın, Kürt gruplar tarafından deÄŸil, Azez'de IŞİD'i yenilgiye uÄŸratıp doÄŸuya doÄŸru ilerleyebilecek Suriyeli muhaliflerin eline geçmemesinin Türkiye'nin çıkarına olacağı deÄŸerlendirmesini yapıyorlar. Böyle bir adımın IŞİD'i hedef alacağı için ABD'nin öncülük ettiÄŸi uluslararası koalisyon tarafından destek bulacağı hesap ediliyor.

IŞİD'LE SAVAŞAN DA KIRMIZI LİSTEDE

TSK: El altından lojistik destek yapması yasal olarak mümkün deÄŸil. Fırtına toplarının ya da Hava Kuvvetleri'nin kullanılması talebini, güvenlik tehdidi karşısında savunma amaçlı baÅŸvurulacak yöntem olarak deÄŸil ‘taarruz yöntemi' olarak deÄŸerlendiriyor. Bu nedenle de bu adımı attığında uluslararası tepkilerin sert olacağından endiÅŸe ediyor ve saldırıya maruz kalmadıkça adım atmak istemiyor.

Ayrıca uluslararası koalisyonu yönlendiren ABD'nin, Azez'de IŞİD ile savaÅŸan grubun büyük bölümünü ‘kırmızı liste'de tuttuÄŸuna, yani terörist unsurlar olarak gördüÄŸüne dikkat çekiyor ve iki terörist grubun savaşında bir tarafa askeri destek vermek istemiyor. PYD ile IŞİD'in mücadelesinde de taraf olmadığını gerekçe gösteriyor.

Sivil otoritenin, ‘güvenlik tehdidi' gerekçesine de katılmıyor. Hem TSK'daki komuta kademesi deÄŸiÅŸimi, hem yeni bir hükümet kurulacak olmasına da dikkat çekerek, atılması istenen adımların zamanlamasının da yanlış olduÄŸuna iÅŸaret ediyor. Bu adımların Suriye konusunda yeni kurulacak hükümetin ve yeni TBMM Genel Kurulu'nun da elini baÄŸlayacağı tespiti yapılıyor.