Gül'den Fetullah Gülen'e: Bu kadar meraklıysan gel bir parti kur

11. CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül'ün BaÅŸdanışmanı Ahmet Sever, Gül'ün Gazeteci RuÅŸen Çakır'ı Cemaatçi polislerin elinden kurtardığını ve MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan'ın ifade vermesine nasıl engel olmaya çalıştığını yazdı. Cemaatin gazetesinin Abdullah Gül'ün sözlerini nası çarpttırdığını da anlatan Sever, Gül'ün Fetullah Gülen ile ilgili ''Bu kadar meraklıysan gel bir parti kur, siyasete gir!'' dediÄŸini de bir kaç kez duyduÄŸunu söyledi.

Ä°ÅŸte Sever'in Hürriyet'e verdiÄŸi röportajdan o bölümler;

RuÅŸen Çakır'ı Cemaatçi polislerin elinden kurtarmış...

- RuÅŸen, "Beni içeri alacaklar, kaynağımdan eminim" diye beni aradı. CumhurbaÅŸkanı'yla görüÅŸtüm, ÅŸaşırdı. "Bakayım, seni ararım" dedi. Ertesi gün çağırdı, "Haklıymış" dedi. "Alacaklarmış, ben müdahale ettim, rahat olsun" diye ekledi. Emniyetten birkaç isimle irtibatı kesmesini önerdi. Yoksa Ahmet Şık ve Nedim Åžener'den önce RuÅŸen hapse girecekti.

Ama Ahmet Şık ve Nedim Åžener içeri alındı.

- Biz içeri alındıklarında öÄŸrendik. Tepkisini koydu. Hakim ve savcıları uyardı. Zekeriya Öz'den açıklama geldi: "Hiçbir makam ve mevki bize talimat veremez" diye... Buna çok sinirlendiÄŸini hatırlıyorum. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i çağırdı. GörüÅŸmeden kısa süre sonra Öz baÅŸka göreve kaydırıldı.

Bir sıkıntı da Zaman'la yaşanmış...

- Ahmet ve Nedim'le ilgili açıklamayı iki gazeteye verecektik. "Biri Zaman olsun" dedi. Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'yı Tarabya'ya çağırdı. Ertesi gün tam bir ÅŸok yaÅŸadık. Milliyet'te mesaj doÄŸru çıktı. "Kaygı duyuyorum" sözü sürmanÅŸetti. Zaman'da da sürmanÅŸetti ama hiç alakası olmayan ÅŸekilde: "Gazeteciler gazetecilik dışında faaliyette bulunmamalı" diye.

SöylememiÅŸ mi bunu? 

- Ekrem Dumanlı "Efendim, gazeteciler gazetecilik dışında faaliyette bulunabilirler mi?" diye sormuÅŸ. CumhurbaÅŸkanı "Elbette bulunamazlar" demiÅŸ. Hepsi bu. 

Bir gazeteci bir gün önce yüz yüze görüÅŸtüÄŸü CumhurbaÅŸkanı'nın sözlerini böyle pervasızca çarpıtabilir mi? 

Cemaat'in o dönemki ruh hali bu. Hollanda gezisine Sedat Ergin'i davet ettim. Zaman'dan kimseyi almadık. Ekrem Dumanlı bana mesaj attı: "Ahmet Bey, beni yaraladın, haberin olsun! Sedat Ergin orada! Zaman nerede?" Biz her ÅŸeyin başındayız gibi bir ruh halindeydiler.

Oslo süreci sonrası MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan'ın ifade vermesine Abdullah Gül mü engel oldu?

- BaÅŸbakan da istemedi. Ama bazı çevreler Abdullah Gül, "Git, bir ÅŸey olmaz" demiÅŸ gibi bilinçli dezenformasyon yaptı. Hakan Fidan'ı keÅŸfeden Abdullah Gül'dür. "Sakın gitme" dedikten sonra "HSYK bir karar alsın, dosyayı baÅŸka bir savcıya versin, bu konu duyulmadan kapansın" dedi. GiriÅŸimler yapıldı ama HSYK'da bu karar çıkmadı. Cemaat ilk kez kendini HSYK içinde belli etti.

Kitaptan Gül'ün Cemaat'le ters çizgide olduÄŸu sonucu çıkıyor. Oysa Abdullah Gül Cemaat'e yakın diye söylenir.

- 12 yıl yanı başında çalıştım. Yakınlığa tanık olmadım. Aksine Fethullah Gülen'in vaazlarını okuyup, "Hocaefendi bir din adamı gibi deÄŸil siyasetçi gibi konuÅŸuyor, bu kadar meraklıysan gel bir parti kur, siyasete gir!" dediÄŸini birkaç kez duydum. Yabancı basına da "Cemaat'e özel ilgim, yakınlığım yok; dünya görüÅŸümde hiçbir etkisi yok" dedi.

"Beni tanıyanlar cemaatçi deÄŸil, Büyük DoÄŸu'cu olduÄŸumu bilirler" diye bir bölüm var.

- Necip Fazıl'cı, onun ekolü... Cemaat'le hiç alakası yok.