Sosyal Medya

Güncel

TMSF'den Bank Asya açıklaması

TMSF'den Bank Asya ile ilgili çıkan haberlere ilişkin açıklama geldi



TMSF'den yapılan açıklama ÅŸöyle:

BilindiÄŸi üzere BDDK, 29 Mayıs 2015 tarihinde aldığı 6318 sayılı karar ile Asya Katılım Bankası A.Åž.'nin (Bankasya) “temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini” TMSF'ye devretmiÅŸtir.

Konunun kamuoyuna yansıması sonrasında -bir kısmı eksik bilgiden önemli bir kısmı ise bazı çevrelerin çarpıtma gayretlerinden kaynaklanır ÅŸekilde- gerçek durumu yansıtmayan çokça haber ve yorumla karşılaşılması üzerine, aÅŸağıdaki hususların kamuoyuna açıklanması zarureti doÄŸmuÅŸtur.

Söz konusu kararın herhangi bir denetim raporuna dayanmaksızın alınmış olduÄŸunu iddia eden haber ve yorumlar, bütünüyle yanlıştır.
Söz konusu karar, BDDK denetim elemanları tarafından tanzim edilen denetim raporlarına ve ilgili birimlerin (denetim, uygulama ve hukuk) bu yöndeki görüÅŸlerine dayanmakta olup; yapılan iÅŸlem 5411 sayılı Kanun'la bütünüyle uyumludur.

Bankanın sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek olduÄŸu, 2015 yılının ilk 3 ayında kar ettiÄŸi, özkaynaklarının pozitif düzeyde olduÄŸu ve hakim ortaklarının banka kaynaklarını suistimal ettiÄŸine dair bir tespitin bulunmadığı; bu hususlara raÄŸmen söz konusu kararın alınmış olmasının hukuka ve ekonomik gereklere aykırı olduÄŸu yönündeki açıklamalar, gerçekleri gizlemeye ve kamuoyunu yanlış yönlendirmeye dönük deÄŸerlendirmelerdir. Gerçek durum aÅŸağıda özetlenmektedir:

Malum olduÄŸu üzere, bir banka hakkında böyle bir kararın verilmesi, 5411 sayılı Kanun'un 71. maddesinde 5 ayrı bent halinde sayılmış olan durumların varlığına baÄŸlıdır. Bu 5 ayrı durumdan herhangi birinin varlığının tespiti halinde, bu yönde bir kararın verilmesi (mümkün olmaktan öte) kaçınılmaz bir gerekliliktir.


Madde hükmüne göre, örneÄŸin, bir bankanın mali bünyesinin düzeltilemeyecek ölçüde bozulduÄŸunun tespit edilmesi (a) bendinin; yükümlülüklerini yerine getiremeyecek duruma (mevduat ve diÄŸer ödemelerini yapabilecek likidite imkanını kaybetmesi gibi) düÅŸmesi (c) bendinin; özkaynaklarının negatif seviyeye düÅŸmesi (d) bendinin; ortak ya da yöneticilerin banka kaynaklarını önemli miktarlara tekabül edecek ÅŸekilde suistimal etmesi ise (e) bendinin konusuna girmektedir.

Bu baÄŸlamda, söz konusu banka hakkında verilen kararın (daha önce BDDK tarafından kamuoyuna duyurulduÄŸu üzere), Bankasya'nın mali bünyesi, ortaklık ve yönetim yapısı ile faaliyetlerinde yaÅŸanan sorunlar dolayısıyla alındığı ve Kanun'un 71. maddesinin (b) bendine dayalı olduÄŸu hususu, bilinçli yahut bilinçsizce gözden kaçırılmakta/kaçırılmak istenmektedir.

Kurumumuzca yürütülen görevin kamusal yanı ve faaaliyet izni kaldırılmamış olan Banka'ya zarar vermemek adına sürecin hassasiyetle yönetilmesi gerekliliÄŸi nedeniyle, bu aÅŸamada, karara gerekçe teÅŸkil hususlara dair daha fazla açıklama yapılması uygun olmayacaktır.
Ancak, bununla birlikte; “Bankanın mali bünyesi sorunsuz; o halde karar hukuka aykırıdır” ÅŸeklinde özetlenebilecek olan söz konusu önermenin, hem öncülü hem de vardığı sonuç bakımından, gerçek durumla ve ilgili hukuki normlarla uyumlu olmadığı net bir ÅŸekilde bilinmelidir.

Kamuoyunu yanlış yönlendirmek amacıyla bir kısım medya organlarınca çarpıtılan diÄŸer bir konu da “Banka hisselerinin mülkiyetine” iliÅŸkindir.

Bilinmelidir ki; Hakkında 71. madde kapsamında iÅŸlem tesis edilen bir bankanın hisselerinin mülkiyetinin, hangi koÅŸullara baÄŸlı olarak ve hangi usulle TMSF'ye intikal edebileceÄŸi Kanun'un 107. maddesinde tarif edilmiÅŸtir. DiÄŸer bir ifadeyle, bir banka hakkında Kanun'un 71. maddesi çerçevesinde iÅŸlem yapılırken “BDDK tarafından hisselerin mülkiyetinin TMSF'ye devredilmesi” anlamına gelecek herhangi bir uygulama, hukuk sistemimizde mevcut deÄŸildir.

BDDK, 71. maddede sayılan durumların varlığını tespit ettiği taktirde, durumu değerlendirmekte, iki karardan birisini vermektedir.
Bunlardan ilki, bankanın faaliyet iznini kaldırmaktır ki bu durum TMSF tarafından Kanun'un 106. maddesi çerçevesinde bankanın tasfiye sürecinin baÅŸlatılmasını gerektirmektedir. Ä°kinci alternatif ise bankanın, faaliyet iznini kaldırmaksızın, “temettü hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimini” TMSF'ye devretmektir. Bu durumda TMSF, Kanun'un 107. maddesi çerçevesinde iÅŸlem tesisine yetkili hale gelmektedir.

Bankasya hakkında verilen karar da bunlardan ikincisidir ve bu durum, “hisselerin mülkiyetinin hissedarlara ait olmaya devam ettiÄŸi, ancak hissedarların temettü (kardan pay alma) hakkı dışındaki bütün hak ve yetkileri”nin TMSF tarafından kullanılacağı anlamına gelmektedir.

Bu baÄŸlamda, ilgili otoritelerin Kanun'un çizdiÄŸi çerçeve dışında herhangi bir iÅŸ ya da iÅŸlem gerçekleÅŸtirmesi mümkün olmayıp; basın-yayın organları da yasal sürecin ayrıntılarına vakıf olmayan kesimlerin yanlış yönlendirilmesine sebebiyet verecek haber ve yorumlardan kaçınmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.