Suriye Türkmenleri: Yardımlar bize geldi

Suriye Türkmen Meclisi (STM), Suriye Türkmenlerine yapılan yardımların kapsamının ve amacının geniÅŸletilerek Türkmenlerin kendi topraklarında var olmalarının saÄŸlanması gerektiÄŸini belirtti.

STM'nin açıklamasında, Türkmenlere yardım götürülmesiyle ilgili olarak, Türkmen halkını tehlikeye atmamak için bugüne kadar sessiz kalmayı tercih ettikleri ancak ortaya çıkan "karmaÅŸa" nedeniyle açıklama yapma gereÄŸi duyulduÄŸu ifade edildi.

Açıklamada, son derece hassas olan konunun "algı operasyonu" çerçevesinde gündeme getirilerek seçim malzemesi yapılmasının Suriye Türkmenlerinin canını acıttığına iÅŸaret edilerek iktidarı ve muhalefeti ile Türkiye'nin geleceÄŸini, güvenliÄŸini, toprak bütünlüÄŸünü gözeten herkesin "Suriye Türkmenlerine nasıl daha fazla yardım edebiliriz" diye düÅŸünmesi gerektiÄŸi vurgulandı.

Suriye'de dönüm noktasına gelindiÄŸe iÅŸaret edilen açıklamada, ÅŸunlar kaydedildi: Suriye'nin bölünmesi, Türkmenlerin yok olması; Türkmenlerin yok olması ise Türkiye'nin milli güvenliÄŸinin tehlikeye girmesi demektir. Bu da Türkiye'ye ' Suriye Türkmenlerinin kendi toprakları üzerindeki varlıklarını sürdürecek bir strateji' geliÅŸtirme sorumluluÄŸu yüklemektedir. BaÅŸka bir ifade ile: 'Evet, Türkiye bize yardım etmiÅŸtir, etmektedir'. Ancak bu yardımların kapsamı ve amacı geniÅŸletilerek. Suriye Türkmenlerinin kendi topraklarında var olmaları saÄŸlanmalıdır. Türkiye, bunu sadece Türkmenler için deÄŸil, kendi güvenliÄŸi için de yapmalıdır.

Yardımları için Türkiye'ye minnettar olduklarını belirten STM, açıklamasında, "Türkiye bizim oksijen kaynağımızdır. Ne var ki bugün Suriye Türkmeni bu yardımlar ile sadece nefes alıp verebilmektedir. Suriye'deki küresel savaÅŸ oyunu nedeniyle Suriye Türkmeni bitkisel hayattadır. Suriye Türkmeni, ayaÄŸa kalkmak için Türkiye'den daha geniÅŸ kapsamlı yardımlar talep etmektedir" ifadesini kullandı.

Açıklamada, "Türkiye güçlüyse Suriye Türkmeni güçlüdür, güvendedir; Suriye Türkmeni güçlüyse Türkiye daha güvendedir, daha güçlüdür" denildi.