En büyük kötülükler insanı değerlerinden uzaklaştıran, ana yoldan saptıran, Allah’ın sunduğunun dışındaki tercihlere yönelimlere neden olan oluşlardan, ideolojilerden uzak durmak. B
Gençliğin Türkçü bir ruhla yetişmesini amaçlayan bir program geliştiren, yazı ve şiir çalışmalarına hız veren Ziya, giderek daha fazla tanınmaya başlanır. Fikirlerindeki değişim, i
Modern dünyada arkadaşlığın yükü ağır. Bu gönüllü ve kişisel ilişkiden giderek daha çok şey isteniyor. Tıpkı evlilik gibi arkadaşlığın da yüreğin bütün derdini omuzlamasını
Nurettin Topçu, ''merhametin olmadığı yerde insan da yoktur'' diyor. Var mıyız? O halde, şunu söyleyebiliriz: Biz aslında insanı kaybediyoruz. İnsanoğlu, durmadan hata veriyor.
20’nci yüzyılda üretilen ve son yıllarda İslam coğrafyasında oldukça olumsuz etkilere yol açan Selefilik zorlama bir kavramdır. Selef, tarihi bir süreci ve dilimi ifade eder ve yerine ba�
Yaşları 25-30 arası olmalı. Genç kızlar, 13 yaşından itibaren makyaj yapmaya başladığı için yaşlarını anlamak pek kolay değil artık. Konuşuyorlar. “Bence gayet de bakımlıymış�
Her şeyin zıddı ile kaim olduğu hükmünce (Zuhruf, 43:12), insandaki iyi ve kötü duyguların da birbirleriyle eşit sayıda olduğunu söyleyebiliriz.
Yoksulun, yoksul olduğu için azar yediği, yoksulluğundan kurtulamadığı için öfke ile karşılandığı bu durum sadece bunu söyleyenlere değil, aynı zamanda yoksulluk ile uğraşması, bu
Yokluktan mı geliyoruz? Elbette. Elbette yok olduğumuz, hiç olduğumuz bir zamanı vardı(r) herbirimizin. Bütün kainatın.
Batılı devlet sadece sömürdüğü toplumları değil, kendi toplumunu da "böl ve yönet" anlayışıyla şekillendirmiştir. İnsanlar bireylere ve kimliklere bölünmüş; mahalle, komşuluk ve
Benim kahramanlarım, gerçek hayattan kopuk, bir vakfa, bir büroya, bir dergâha, bir üniversite odasına, bir konferans salonuna, bir gazete köşesine hapsolmayan, şişirilmiş değil, hormonlu
Resneli Niyazi’den “Muğla canavarı” Eşref Atan’a; “İnce Memed”ten “Eşkıya” Baran’a… Resmi kayıtlarda ve Türk edebiyatında eşkıyalara dair kanaatler
Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
İnsanın insan olarak bir değer olmadığı, iliklerine kadar sömürüldüğü, tüketildiği bir anlayışın kurbanı. Kendisine ait bir gün vehmi yılda bir kez bir dalga gibi gelir geçer, ard
Aşk aslı itibariyle cismanî (dünyevî) ve yine aslı itibariyle ilâhî (uhrevî) olmak üzere ikiye tab’an ayrılmış mıdır; yoksa biz insanlar bu ayrımı keyfimiz istediği için, işimize