Avrupa’da ortaya çıkan nefret anlatılarında Müslüman azınlıkları hedef alan söylemler, bütüncül bir perspektifle İslam dinine yöneltilmeye başladı.
“Dünya nihayet suyun kıymetini anladı” diyeceğim ama, diyemiyorum. Çünkü insanoğlunun “dünya nimetleri” ile arasında epeyce bir zamandan beri istismara dayalı bir münasebet var.
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın girişimi ile tamamlanan bu misyon, yeniden Fırat ve Dicle’yi merkeze oturtarak asırlar sürecek olan Osmanlı barışını kurmuştu.” Osmanl
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra da bir öfkeli devlet adamlar kuşağı geldi geçti. Mussolini, Hitler, Stalin, Mao öfkeli ve asabi yönetimleriyle uluslarına cefa çektirmede birbirinden geri
“Dünyada değişmeyen tek şey vardır, o da değişim”. Oysa kapitalizmin kanunları bize “Hiçbir şeyin değişmemesi için her şeyin değiştirildiğini” cebrî olarak kabul ettirmiştir
Tabiatın saatı gündüzü çalışmaya, geceyi uykuya-dinlenmeye tahsis etmiştir. Doğal olan budur.
Geniş bir literatür taraması yaparak, Ortaçağ anlatılarından tutun, Rönesans resimlerine, Shakespeare’in tiyatrolarından, gotik korku romanlarına ve hatta Hollywood filmlerine kadar her ye
Neymiş; “yunus popülasyonu avlanma yasağı nedeniyle giderek artmış, yetişkin bir yunus günde 70 kilo hamsi yiyormuş, hamsileri kurtarmak için yunus balıklarını avlamamız gerekiyormuş.
Jön Türklerin ellerindeki yegane fikir sermayesi Fransız İhtilali’nin sloganlarını Türkçeye aktarmak ve daima bunu dillendirmekti: Hürriyet, Müsavat, Adalet! Metotları ise ne inşa edecek
O adam o fotoğrafla ödül almıştı ama acaba vicdanı rahat mıydı? Adam robotlaşmıştı gerçi, açlıktan karnı yapışan, dudakları kuruyan bir bebeğe el uzatmak yerine bundan kazanabilec
“Gençlerinizin en hayırlısı, ihtiyarlarınız gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine mağlup olmayıp gaflette boğulmayandır. İhtiyarlarınızın en kötüsü gaflet ve nefsin istekle
Müslümanca duruş ile sağcılaşma arasındaki derin çelişki, başka terminolojilere sığınılarak, başvurularak ifade edilmeye çalışılsa da muhteva ve öz olarak uzlaşmaz bir zıtlık ba
Ezbere feminist ve toplumsal cinsiyetçi ideolojilere saplanmışlar. Bu ideolojiden bakınca suçlu, kafalarında hazır. Gelenektir, dindir, namustur. Bu nedenle Don Kişot gibi hayali değirmenlerl
Rüyamda Mariva’yı tekrar görebilmenin umuduyla kapattım gözlerimi. Hâlbuki Mariva kalbime bıçak sokmuştu. Sevdiğimizin elindeki bıçak bir noktada kaçınılmaz olarak imtihanımıza dön
1920 yılının nisan ayındaki şenliklere, Filistin’de gittikçe yükselen tansiyonun gölgesi düştü. İngilizlerin doğrudan yönetiminin doğurduğu öfke de bu atmosfere eklenince, şenlikle