Hafter, Kemal Tahir’in Kurt Kanunu romanını okumamış olduğundan, “kurtlukta düşeni yemek kanundur” kaidesini bilmiyordur muhtemelen. Ama şimdi tecrübeyle öğrenecek.
Yakın tarihle ilgili yazılarımızın başına “dikkat! atatürkçüler okumasın” kaydını düşmek istiyorum. “Zaten okumazlar”, diyenler çıkabilir. Evet zaten okumazlar, fakat sonradan
Hilm, insanın yumuşak huyu ve tefekkürü ile kemal yolunda rüşdüne adım adım yürümesi…
Kemal Sayar, eski bir yazısında "Yaşantıya, tecrübeye, bilgiye ve bilgeliğe hürmet, kadim medeniyetlerin geleneğidir. O yüzden bu topraklarda yaşlanmak 'başlanmak'tır" diyor. Pandemi süre
Olay büyükse, sebebinin de büyük olacağına inanmaya meylimiz vardır. Özellikle büyük kitleleri olumsuz etkileyen toplumsal olayları komplo teorisi ile açıklamak o olaya bir anlam yükleme
Bu toplum Ebedi Şef ve Ulu Önder’in kurduğu ülkü ve gösterdiği hedef doğrultusunda hiç durmaksızın yürüyerek dünya ve ahirette selamete erişebileceğine inanmakta mıdır? Mustafa Kem
İkilikten birliğe, menzilden yola, yargılamadan kabullenişe, büyük zaferler istemekten küçük adımlar gerçekleştirmeye yönel. Yenilgi yenilgi büyüyen o zaferi mayala içinde. Mükemmel d
'Gazi Meclis nereden nereye?’ başlıklı yazımda, Birinci Meclis Mustafa Kemal Paşa’dan emir almıyor, ona hesap soruyordu, diye yazmıştım. Bu yazım üzerine değerli tarihçi Şükrü Hani
Yakın tarihimizi, tasfiyeler tarihi olarak okumadık hiç. Kendi kendini tasfiyeler tarihi üstelik de! Marx haklı: Fazlasıyla trajik yakın tarihimiz ama ders alamadığımız için komediye dön�
İbnülemin Mahmut Kemal adını duyunca, yazdığı kıymetli biyografileri sebebiyle, son devir Osmanlı devlet adamları, şairleri, mûsikişinasları ve hattatları aklımıza gelir. Onun kitapla
Mustafa Kemal’i sevmediğini söyleyene, “yine doğardın da baban Yunan olurdu” diye yazıp çizmiyorlar mı! Onların hiçbir şeyine dokunmayacaksın, ama onlar Allah, Kitap, Resulüne her ş
Pandemi zamanı diye bir şey var. Ağır aksak ilerleyen, yavaş akan bir zaman. Günlerin birbirine karıştırıldığı, bugünle yarın arasında önemli bir fark olmadığı, yavaşladığımız
Üzerimize yağan bombalar, belki de Allah’ın sözlerini hâlâ duyabilen ve insanlığa hâlâ bir şeyler fısıldayabilecek son insanları da susturmak içindir. Masumlara kendi kalplerinden öt
Namık Kemal’in bir sözünü okudum. Diyordu ki: “Dünyanın her tarafında insanlar, kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşurlar. Hafızasında yeterli kelime hazinesi olmayanlar, topluluk
Çocukluğun sosyal hayatın ayrı bir safhası olarak tanınması, çocukların ihtimam ve korunmaya ihtiyaç duydukları düşüncesini de beraberinde getirmiş, farkı aynı zamanda onları yetersi