Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Müslümanların hayat dışına itilmesi adına birçok şey ve durum çarpıtılıyor. “Fundamentalizm”, “Siyasal İslâm” bunlar en belirgin kavramlar. Dünya egemenleri tarafından İslâm
Emperyalizm adım adım ilerliyor. Geçmişte kendilerinin oluşturduğu şarkiyatçılar yani oryantalistler vardı. Fakat bugün bu ruhu içerideki insanlar gönüllü taşıyorlar. Hatta zevkle yap
Her adımımız yolumuzun bir başlangıcıdır. Yürünmeden yol alınmaz. Düşünmeden bir şeyi anlamamız ve kavramamız olmaz.
İnsan için hayat sadece bu dünyadan ibaret olarak görülürse zaten onlar için bir sorun yoktur, ama bir gerçek var ki o da öte dünyadır.
Günümüzde insan giderek bireyselleştikçe bencilleşiyor. Bu çıkarcı olma anlamına gelir. Sadece kendini ve benini düşünmek olur.
Coğrafyamızda bitmez tükenmez savaşlar var ve bunlar çok yönlü. Parçalanmış, etkisiz ve güçsüz kılınmış bir coğrafyadan söz ediyoruz.
Müslüman insanın sorumluluk bilinci kendisine kimi kurallar ile belirlenmiştir. Bunlar kesin olmakla birlikte uygulama serbestisi var. Bu da aslında onun anlamını daha çok artırıyor ve sorum
Çıkarı uğruna gerçeklerden kaçan, dili tutulan, susan sonra da o yabancı ruhlara kalp olanlar, dönüşenlerin üzerinde durmamız gerekiyor. Müslümanların temel sorunu da budur.
Haçlı ruhu her dönem koşullar gereği farklı bir renge ve hâle bürünebiliyor. Kültürel emperyalizm için sadece kendilerinin çabası yetmiyor. Müslüman toplumlarda kendileri gibi düşün
Sözün uçup gideceği sanılmasın. Uzamda yerini alıyor. Hiçbir şey boşa gitmez. Yeter ki hayırda, iyilikte, güzellikte yarışmış olalım.
Ah bir beddua mıdır, değildir. Bir içleniştir. Sözle söylenemeyen bir içleniş. İnsanın kendi iç dünyasındaki bir sarsılış. Yetimin ahından sakınılması dilenir. Çünkü o savunmas