Şerif Hüseyin’in Osmanlı’ya karşı ayaklanarak bağımsız bir Arap krallığı kurma hayali niçin gerçekleşmedi? Üstelik arkasında hem planlama, hem de lojistik desteğini esirgemeyen İ
Benim kahramanlarım, gerçek hayattan kopuk, bir vakfa, bir büroya, bir dergâha, bir üniversite odasına, bir konferans salonuna, bir gazete köşesine hapsolmayan, şişirilmiş değil, hormonlu
Resneli Niyazi’den “Muğla canavarı” Eşref Atan’a; “İnce Memed”ten “Eşkıya” Baran’a… Resmi kayıtlarda ve Türk edebiyatında eşkıyalara dair kanaatler
Mânevî Cihazlanma Dernekleri, 1955’teki 6-7 Eylül hâdisesi, ardından gelen 27 Mayıs darbesi, Komünizmle Mücadele Dernekleri, sağ-sol çatışmaları, öğrenci katliamları, 70’lerin Alev
Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
Çernobil’den 30 yıl önce, Ural Dağları eteklerindeki Kiştim şehri yakınlarında meydana gelen bir nükleer kaza, binlerce kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu. Y
Suriye’de yaşamı ve hatıraları bombaladılar… Ölümü katlettiler… Neşeyi, sevinci ve kuş cıvıltılarını yok ettiler… Vicdanı buhurlaştırıp, vahşeti hortlattılar… Masmavi g�
Türk haber sitelerinde sıradan bir günün sıradan haberlerinden seçmeler… Ceren Özdemir’i öldüren Özgür Arduç, fayansla bileklerini kesmeye çalışmış, Kars’ta üç kişi bir lisel
Yazar Mehmet Hasan Bulut geçtiğimiz günlerde Twitter’da şu cümleyi paylaştı: “Hegel der ki; insanı hayvandan ayıran fark dindir.” Bu tweete karşılık, “İnsan ve hayvan arasında
Birlik ve beraberlik vurgusunu bu denli sık yapmamızın birinci nedeni, hemen yanımızda duran yakıcı, yıkıcı ve yorucu örneklerdir. Irak, Suriye… Kendi içimizde görüş ayrılıkları ya
Veysel Efendi gibilerle çok muhatap oldum hayatım boyunca. Kendi yetersizliklerini bastırmanın yegâne yolu olarak “güç yetirebildiklerini vicdansızca ezmek” seçeneğini kullananlarla yani
Eğer insan çok boyutlu ise ki bu çok boyutluluğu tartışma dışıdır, ona ancak çok boyutlu bir epistemik yapı ile karşılık verilebilir. Bu yüzden insanlık tarihi boyunca insana dair ve
Modern zamanlarda Müslümanların maruz kaldığı en ciddi kriz ‘dinde laubaliliktir’ dersek sanıyorum abartı yapmış olmayız… Doğrunun, değerin, kutsalın göreceleştirildiği bir zama
İdeallerini, hedeflerini, değerlerini, ruhlarını, mevzilerini ve kardeşliklerini kaybeden Müslümanlar, aslında uzun bir süredir kendi elleriyle kendilerini tasfiye ettiklerini fark bile edeme
Hamaset yoluyla dönüştürülen toplumlarda ancak niceliksel bir değişim mümkün olabiliyor, niteliksel değişim değil….