Kültür Bakanlığı’nın bir şarkıcıya vermiş olduğu, on sekiz yaş altı bir kızın örnek bir genç olması ve ödül kazanmış olması tartışılıyor. Kişinin üzerinden bir saldırı
Devlet arşivlerindeki bir belge, 1901 yılından itibaren verilmeye başlanan Nobel ödülleri törenine 1912 yılında Osmanlı Devleti’nin de davet edildiğini göstermektedir. 1895 yılında bü
Seyyid Kutub'un Mısır'da asılması göstermiştir ki, İslam, tam anlamıyla, çağın içindedir, çağın aksiyonunun ortasındadır. Çağın trajiğini de, muştusunu da, nurunu da o yüklenmi�
Yazımıza Adem Özköse'nin şahitliğiyle başlayalım: “Bir ölünün yakılması yaklaşık üç saat sürerken, ölüyü yakma görevi ailenin en büyük erkek çocuğuna düşüyor. Hindular �
Günümüzde Doğu ile Batı’nın arasındaki sınırların yeniden çizilmesi yalnızca Doğulu insan için değil, benzer sebeplerle olduğu kadar tarihsel sebeplerle de Türk insanı için çok d
On beşinci yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Babası Timur'un torunu olan Uluğ Bey'in doğancı başısı idi. "Kuşçu" lâkabı buradan gelmektedir. Ali Ku�
Batılı devlet sadece sömürdüğü toplumları değil, kendi toplumunu da "böl ve yönet" anlayışıyla şekillendirmiştir. İnsanlar bireylere ve kimliklere bölünmüş; mahalle, komşuluk ve
Amerika’ya, ilk defa kimlerin gittikleri, Amerika’nın Müslümanlar tarafından mı, Hıristiyanlar tarafından mı keşfedildiği, o kadar önemli değil. Biz, bu konuda Müslümanların ilk gid
İki düşünürün en belirgin benzerliği ikisinin de cahili toplumlar tezini geliştirmiş olması. Kutup da cahili toplum üzerinde durur, Farabi de. Kutup, bütün kitaplarında cahili topluma di
Son birkaç yazıda İslam'ın yeniden bir toplum ve dünya dini olmasının yollarını düşünüp kendi aklımca yazmaya çalıştım. Bunun muhteşem bir sarayı oluşturan tuğlaların sağlamlı
Siyah bir kalem seç kendine ve bir zebra çiz onunla. Beyazın aslında siyahın arasındaki boşluk olduğunu anla böylece. Anla ki kalıcı olanın mutluluk değil mutsuzluk, umut değil umutsuzlu
Türkiye gibi önemli liderlerini kültleştirme ile günümüz meselelerinden sorumlu günah keçileri haline getirme uçlarının birinden diğerine savrulan bir toplumda II. Abdülhamid'in bu şeki
Kendi iyiliğimiz için, hepimizin ve geleceğimizin iyiliği için, daha iyi, daha yetkin, daha nitelikli içerik üretimi ve inşa’lar için uyarıcı eleştirilere her zaman ihtiyacımız olduğu
İnsanın zaman ve mekânla, diğer bir ifade ile “tarih” ve “toprak”la olan ilişkisi sadece kendi varoluşunu değil, aynı zamanda din telakkisini de açığa çıkartır. Denebilir ki, ins
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.