Alaca karanlık kuşağında kalan yakın tarihimiz
Yakın tarihe bakışımız salt duygusal! “Duygusal” olanın “bilimsel”, “tarihsel”, “mantıksal” olmak gibi bir zorunluluğu zaten yoktur: Yakın tarihe ilişkin “derin analiz”lere rastlayamayışımızın en önemli sebebi bence budur. Yakın tarihi olumlu-olumsuz yönleriyle etkilemiş isimler bir alacakaranlık kuşağında, “övgü-sövgü” ikileminde kala kalıyor: Yeterince ne Sultan Abdülhamid’i tanıyoruz, ne Sultan Vahideddin’i; ne Enver Paşa’yı, ne Atatürk’ü, ne İnönü’yü, ne de Rıza Nur’u…