Mustafa Özel: Sen bir İslamcısın oğlum. Padişahın birbuçuk asır evvel savaşı kaybetti
“Dünya toplumu” hâlâ bir ütopya ise, medeniyet en kapsamlı kimlik alanımızdır. Bugünkü sorunların mahiyetini kavrama ve bir çözüm tarzı geliştirmede düşüncemize derinlik ve bütünlük kazandırır. Soğuk Savaş döneminde medeniyet kimliklerimiz, daha doğrusu aidiyetlerimiz, baskı altına alındı. Soğuk Savaş’tan hemen sonraysa çocukça fikir(!) tezgahları kuruldu. Fukuyama, 19. yüzyıl Avrupalısının kibrini okşayan “Tek Medeniyet” anlayışını yeniden canlandırdı. “Tarihin Sonu”ndaydık: Liberal-Kapitalist sistem, beşer arayışının ufkuydu. Her toplum, insan yaratıcılığının zirvesi olan bu sistemi benimsemeli ve tepe tepe kullanmalıydı. Huntington daha tecrübeli, gerçekçi ve lütufkârdı: Bir değil, birkaç medeniyet vardı. Fakat bunlardan bilhassa İslam ve Konfüçyen medeniyetler potansiyel birer kötülük kaynağıydı. Bu ikisi arasındaki muhtemel ittifak dünyayı terörize edebilir, dehşete sürükleyebilirdi.