Demokrasimizin kalbinde müebbeden kanayacak bir yara: 12 Eylül 1980 Darbesi
Şehre karanlık çökmüş, caddeler ıssızdı. Ankara’da in cin evine çekilmişti. Taksiler belli noktalarda duruyor ve şehrin kuytularına gitmiyordu. Otobüs şoförleri boş seferlerle akşam mesailerinin kazasız belasız bitmesi için dualar ediyordu. Birbirlerini hiç tanımayan gençler kuytularda karşı karşıya geldiklerinde her an vurulma tehlikesi ile ecel terleri döküyorlardı. Gençlerin kalabalık gruplar halinde dolaşmak büyük bir felaketin habercisiydi. O akşam herkes bir şeyler olacağını hissetmiş gibi kabuğuna çekilmişti. Polisler devriyeye çıkmamış, bekçiler ise ortalıkta görünmüyordu.