İhsan Fazlıoğlu: 'Yabancı yabanîdir, hâlden anlamaz' hele sözde yerli yabancılar, onlar bu vecizeden de anlamaz
BİR konuda maddî, manevî ya da fikrî çıkarı bulunmayan kişinin, duygularla karışık da olsa, düşünceleri açık ve seçiktir. Hesabı olmayan insanın kendisini dile getirişi, bütün nahifliğine rağmen, doğrudandır da ondan. Çünkü hem sözde hem de eylemde öngörülen amaç, maksat, hedef, ona ulaşıncaya değin söylenenler ile eylenenleri örgütler, belirler. Böylece, söz ve eylem, gelecekte öngörülen, ancak daha başta niyetlenilen içeriğe göre biçimlenir. Suyun harkta, kanalda akışının düzenliliği estetik bir durum yaratsa da, suyun varış noktasının daha baştan belirlenmesi nedeniyle, suyun akışının sınırları da daha baştan tayin edilmiş olur. Hesap, her şeyde mevcut olan ölçülebiliri (kadri) tespit ve tayin etme işidir. Sözde ve eylemde ölçü, mukteza-yı halin bütün etkilerine karşın, amaca göre biçimlenen niyettir. Niyet ile amaç arasındaki cedelî/diyalektik ilişki söz ve eyleme hem içeriğini hem de ölçüsünü verir. “Ameller niyetlere göredir” deyişindeki kasıt da bir açıdan budur.