Düşünce Mektebi

Cahit Zarifoğlu Yalnızlığı

Cahit Zarifoğlu deyince aklıma nedense hep daktilo geliyor. Onun etrafında dolaşıyor, onun etrafında yaşıyor. Oradan hayata bakıyor, acılarını orada dile getiriyor, orada yaralarını sarıyor. Orada yaşıyor, rüya görüyor, ibadetini orada yapıyor. Onun etrafında bir yaşam kurgulamış gibiydi. Hep bir telaşı vardı; bir yazı yetiştirecek, bir mektup yazacak. Bu aslında onun yalnızlığının bir simgesiydi. Daktilosu varsa acılara, hayata, insanlara katlanabilir gibi geliyordu bana. İlk karşılaşmalarımızdan birinde, “Bırak buraları, eline bir fotoğraf makinesi al dünyayı gez, şehirleri gez, dünyayı tanı.” derken, belki de insanlardan uzaklaş, kaç diyordu. Kendisinin yapamadığı, çok az yaptığı bir şeyi benden istiyordu. Uzaklara, uzaklara git.