Düşünce Mektebi

Alaattin Karaca: İslâmcı sanatkârların iktidarla imtihanı!

Sanatın doğasıyla devletin/ iktidarın işleyişi arasındaki bu büyük farka ve çatışmaya; geçmişte devlet ve iktidarlar tarafından dışlanmalarına, anonimleştirmeye maruz kalmalarına; üstelik Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil gibi her türlü baskıya karşı iktidarla çatışan “sivil” bir sanat geleneğinden gelmelerine rağmen, günümüzde bazı “İslâmcı” sanatkârların var güçleriyle devlet ve iktidarın “koruyucu kanatları” altında sanatsal etkinlikler yapması, kanaatimce oldukça risklidir!.. Çünkü bu ilişki, her şeyden önce sanatın doğasına aykırı. İşte bu sebeple “İslâmcı” sanat özerkliğini, sivil karakterini, vicdanını; dolayısıyla inandırıcılığını ve etkisini yitiriyor, anonimleşiyor; hatta kanonik bir baskı unsuruna dönüşüyor… Bunun en çarpıcı sonuçlarından biri de, edebiyat dünyasında “eleştiri”nin yerini “güzelleme”lerin alması ve garip bir “dayanışma ruhu”nun zuhur etmesi