Geçmiş geçip gider mi?-Gökhan Özcan
Bir şeyleri görmüş geçirmiş, tecrübe etmiş olmasaydık, yarınlarda neyi yaşayacağımıza dair bir fikrimiz de olmazdı. Adeta körebe oynar gibi bilinmezliğe doğru atılmış adımlardan ibaret bir şey olurdu yaşayışımız. Elbette gelecek gayba dahildir, bilinemez. Ama yine de bir körebe oyununa mahkum değiliz. Yaşadığımız acı tatlı tecrübeler bizi geleceğin karşısında tümüyle savunmasız, büsbütün gözleri bağlı olmaktan kurtarıyor ve geçmişten damıttığımız bu birikim bizi geleceğe karşı mücehhez kılıyor. Yani tabii olan yolumuzu kaybetmemiz değil; bize doğru istikameti fısıldayan bir ses daima var içimizde. Durmadan kayboluyorsak eğer; hazırkalıp tekerlemelerle her meseleyi bir şekilde yüzeyde kalmaya mahkum etmemizden ve kendimizi geri kazanılması güç şuur kayıplarına mahkum etmemizden kaynaklanıyor bu.