Sosyal Medya

Makale

Tuzağa düşmeden yola devam etmek...

Türkiye'nin zorlu bir dönemeçte olduÄŸu aÅŸikar. Arabayı devirmeden bu keskin virajı almak, aklı başında kalan herkesin sorumluluÄŸunu gerektiriyor... Malum, araba devrilme tehlikesi geçirirken, saÄŸduyu eski günlere dair hoÅŸ bir hatıraya dönüÅŸebilir. Oysa aracı güvenli bir düzlüÄŸe ulaÅŸtırmak için soÄŸukkanlılığa en çok ihtiyaç duyulan andır o...

Kandil ve HDP gerçekten feci bir 'hamle' yaptı ve bunun bir bedeli olacak. Ancak mesele bundan ibaret deÄŸil. Çözüm Süreci'nin bu safhasında Öcalan-HDP-Kandil denkleminin zayıf yönlerinin tahkim edilmesi ve bunun soÄŸukkanlılıkla yapılması elzem gözüküyor. Yok eÄŸer HDP ve Kandil muhataplıktan çıktı denecekse, bu Çözüm Süreci'nin bittiÄŸi anlamına gelecektir. Hem böyle deyip, hem de Çözüm Süreci devam ediyor demek çeliÅŸki olacaktır. Çünkü Çözüm Süreci'nin asıl amacı, Kürt vatandaÅŸların haklarının verilmesi deÄŸil, PKK'nın silah bırakarak siyasileÅŸmesidir. Burada bir kafa karışıklığı anlamsız olur. PKK sorunu çözülsün veya çözülmesin, Kürt vatandaÅŸların haklarının zaten verildiÄŸi ve verileceÄŸi aÅŸikardır. O zaman Türkiye'nin neden farklı olarak bir Çözüm Süreci'ne ihtiyacı olsun ki?

Öncelikle Kandil'e güvenilebileceÄŸini, BDP-HDP'nin de normal bir siyasi parti olduÄŸunu varsayamayız. Bu zaten çözülmesi hedeflenen sorunun kendisidir. Bu süreçler, ne kadar öfkelensek de 6-7 Ekim ayaklanması türünden krizlere son derece açıktır. Sorunsuz bir süreç beklemenin hayalcilik olacağı ortada. PKK hala devrimci halk savaşı konseptinde, konjonktürel olumsuz deÄŸiÅŸimlere uyum kapasitesi çok yüksek ve sahayı domine edebilen bir örgüt. BDP-HDP'ye öfkelenmek doÄŸal ama, zaten Kandil'i bastıracak, onu ÅŸiddetten vazgeçirecek türden bir siyasi hareket olsaydı, Çözüm Süreci'nin son safhasında olurduk. Bu sürecin sonunda olabilecek bir ÅŸeydir.

O zaman, eldeki etkili araçlar, Öcalan'ın Kandil ve HDP'ye eriÅŸim imkanlarının arttırılması ve sürecin gittikçe ÅŸeffaflaÅŸarak adımların hızlanmasıdır. Selahattin DemirtaÅŸ'ın güvenilirliÄŸini kaybetmiÅŸ olması, HDP veya DTK'da baÅŸka aktörler olmayacağı, bu hareketin üzerinin tamamen çizilmesinin gerekli olduÄŸu anlamına gelmemelidir.

Hasılı, Kandil ancak isabetli ve hızlı adımlarla barışa ikna edilebilir. HDP'nin yanlış kurgulandığı, öne çıkan isimlerin, özellikle sosyalist vekillerin kifayetsiz olduÄŸu doÄŸru; ancak sürecin asıl zorluÄŸu ve amacı muhatabı siyasi zemine çekmek deÄŸil mi? DemirtaÅŸ'ın sert açıklamaları, dünkü karakollara saldırı masayı devirmek anlamına geliyorsa, dediÄŸim gibi zaten süreç kesintiye uÄŸramış demektir. Lakin süreç devam ediyor ve çözülebilecek bir kriz yaÅŸanıyorsa, isimler farklı olsa da müzakere ve diyaloÄŸ taraflarla devam etmelidir.

Türkiye'nin PKK karşısında yüksek siyaset yapması ve bölgede kamu otoritesini toparlama hamleleri doÄŸru. Kamu huzuru Kandil'in insafına bırakılamaz. Ancak 'Kürtlere demokratik haklarını veririz, PKK ile de savaşırız' eÄŸilimine dikkat etmek lazım. Bu konsept zaten cemaatçi polis müdürlerinin önerisiydi ki, aslında cazip bir tuzaktır. PKK savaÅŸmaya devam eder, ÅŸehitler gelir, PKK'lı gençler ölürken, GüneydoÄŸu'nun stabil ve Kürtlerin mutlu olması mümkün deÄŸildir.

Kandil ve HDP'nin güvenilir muhatap olmadığı tezinin güçlenmesi, argüman baÅŸtan yanlış kurulduÄŸu için doÄŸru; koÅŸulların tamamını kapsadığından deÄŸil. BaÅŸtan iyi olmadığını kabul ettiÄŸim bir örnekle anlatayım: EÄŸer bıçağı insan öldüren bir alet olarak tanımlamışsanız, onu yasaklamanız mantıklıdır. Ama bu aletin olumsuz kullanımlarının önüne geçebilirseniz, sorun çözücü bir mantık adına bu argümanın düpedüz faydasız olduÄŸu ortaya çıkar.

HDP'nin (bu özelliÄŸi ağır hasar almış olsa bile) muhatap olmaktan çıkarılmaması gerekiyor. Hükümetin düÅŸkırıklığı ve çaresizlik tuzağına düÅŸmemesi çok önemli. 6-7 Ekim'e gelen süreçte neler yanlış ve eksikti? Kobani hassasiyeti neden anlaşılamadı? GüneydoÄŸu'da PKK'nın sokak eylemlerinde kullandığı gençler üzerine daha önceden sosyal politikalar hayata geçirilemez miydi? Hükümet Kobani konusunda kendisini daha iyi anlatamaz mıydı? En önemlisi de Çözüm Süreci daha hızlı ilerleyemez mi?

Tony Blair'in IRA görüÅŸmelerindeki özel danışmanı Jonathan Powell'ın ÅŸu tesbitlerini hatırlatmakta fayda var: 'Ülkenizdeki sürecin bu aÅŸamasında en hayati olan ateÅŸkes ile adımlar arasındaki sürenin fazla açılmaması. Çünkü bu ara açıldıkça iÅŸler yanlış mecralara sapabilir. EÄŸer ateÅŸkes ile adımlar arasında bir boÅŸluk doÄŸarsa, bu boÅŸluk mutlaka ÅŸiddet ile doldurulacaktır. Ä°ÅŸ uzarsa yol kazaları olabilir.'

Ve bugünler için anlamlı olabilecek ÅŸu sözler...

'Bu tür yol kazalarını engellemek için yapmanız gereken ateÅŸkes olduÄŸu andan itibaren uzlaÅŸmazlıkları çözecek bir mekanizmayı hemen devreye sokmak. Kuzey Ä°rlanda'da bizim bağımsız bir izleme komisyonumuz vardı. Tarafların ateÅŸkese uygun davranıp davranmadığını onlar takip ve rapor ederdi. Bir hakeme ihtiyacınız olabilir, yoksa iÅŸler yanlış bir yöne gitmeye baÅŸlayabilir. Hakemlik yapacak bir mekanizma yaratılabilir. Bunun illa ki yabancı bir kiÅŸi ya da kurum olması gerekmiyor, içeriden olabilir.'

2013 Mayıs'ında ateÅŸkes ilan edilmiÅŸti ama sürecin hala böyle bir izleme komisyonu yok örneÄŸin...

Çözüm Süreci'nde baÅŸa dönmek söz konusu bile olmamalı. Yeni zannedilen, aslında geçmiÅŸte barışı hep boÄŸmuÅŸ cazip tuzaklara bu sıkışık günlerde özellikle dikkat edilmeli. Hele tüm önlemler alınmamış, sigorta mekanizmaları hayata geçirilmemiÅŸ, tüm yollar tüketilmemiÅŸken...

Åžimdi olması gereken tamiratı bir an evvel yaparak aracı piste geri döndürmektir.

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.