Sosyal Medya

Makale

Türk dış politikası herkesi memnun edebilir mi?

Dış politikayı “memnuniyet” kriteriyle analiz eder olduk. Bu kritere göre, dış politikaya dair herhangi bir adımın ne ölçüde doÄŸru olduÄŸunu ölçmek için ne kadar aktörü memnun ettiÄŸine bakılıyor. Ne kadar çok aktörü memnun ederse veya bölgesel ve global aktörlerle ne kadar az fikir ayrılığına düÅŸülürse bir politikanın o ölçüde doÄŸru veya baÅŸarılı olacağına dair patolojik bir ön kabul var.  Patolojik diyorum çünkü bu ön kabulün kendisi bir dış politika analiz çabası olmaktan ziyade Türkiye’yi bugüne kadar hiç bir zaman özne olarak görmeme, ÅŸimdi de Türkiye’nin bir özne olabileceÄŸini zihnen kabul etmeme hastalığıdır. Bu bir idrak eksikliÄŸi de deÄŸil. Yani bu hastalık, Türkiye’nin son yıllardaki transformasyonuyla kendisini bölgesel ve küresel politikalarda bir özne haline soktuÄŸunu görememekten kaynaklanmıyor. Daha ziyade Türkiye’nin bir özne olmasını kategorik bir ÅŸekilde reddetmekten kaynaklanıyor. 

Haberi Batı’dan almak 

Bu biraz zihniyet biraz da kuÅŸak sorunu. Bir zihniyet sorunu çünkü Türk dış politikasını içerden deÄŸil dışarının özellikle Batı’nın lensiyle okumak Türkiye’de çarpık bir zihniyete tekabül ediyor. Türk dış politikasına bir CIA analisti veya The Guardian muhabiri edasıyla yaklaÅŸmanın mutlak hakiki yöntem olduÄŸuna dair zihni bir kabul var. Bu kabul aslında zoru seçiyor. Ä°çlerinde yaÅŸadıkları Türkiye’yi okumak için ta Batı’ya gidiyor, hem Batı’nın kaynaklarını hem de bakış açılarını kullanıyor. Sonuç, realist eleÅŸtiri kılıfıyla kağıda dökülen Batı’nın operasyonel hezeyanlarından baÅŸka bir ÅŸey olmuyor. O kadar ileriye gidiliyor ki Türk dış politikası yapıcılarının açıklamalarını bırakın araziye biraz temas etseler karşılaÅŸacakları vakıalar bile vahiy kıymetinde gördükleri Batı kaynaklarından okuduklarına feda ediliyor. 
Bir örnek ile somutlaÅŸtıralım: Türkiye ve IŞİD. Allah aÅŸkına, yan yana anmaktan bile haya ettiÄŸim bu iki kelime arasında herhangi bir baÄŸa iÅŸaret eden Batı menÅŸeili operasyonel habercilikten baÅŸka ne var? ABD’den veya Ä°ngiltere’den elini kolunu sallaya sallaya uçaÄŸa binip Türkiye’ye gelmiÅŸ ve oradan Suriye’ye geçmiÅŸ bir terörist, Türkiye’nin IŞİD’le arasında bir baÄŸ olduÄŸunu mu gösterir? Tanrılarınıza küfür etmek gibi olmasın da o “her ÅŸeye kadir”, havaalanında ayakkabımızı bile çıkartan Batılı tanrılarınız IŞİD militanlarının pasaportlarına neden çıkış damgası vuruyor? 
Bu aynı zamanda bir kuÅŸak sorunu çünkü hayatını eski Türkiye’nin dış politika tarzıyla geçirmiÅŸ olanların, yeni Türkiye’nin dış politika tarzını bırakın takdir etmeyi anlamalarını beklemek bile boÅŸ bir uÄŸraÅŸ. Onlara bir sürprizim var: SoÄŸuk SavaÅŸ bitti! Siz komada yatarken SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası ittifaklar kuruldu, onlar bile dağıldı. Artık Türk dış politikası Ankara’da yapılıyor; hem de Balgat’ta, Konya yolunun kenarında... Belli ki kuÅŸaksal travmalar ve ağızda kalan Amerikan süt tozu tadı, yeni Türkiye’nin dış politikasından tat almalarını engelliyor. Acı ama gerçek ÅŸu ki onların ağız tadı bozuk, Yeni Türkiye’nin deÄŸil.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.