Sosyal Medya

Makale

Rüşvet konusu

“Hayrettin Karaman rüÅŸvete fetva vermiÅŸtir” iftirasını yayıyorlar.

Cevap:

Peygamberimiz (s.a.) “RüÅŸveti verene de alana da Allah  lanet eder” buyurduÄŸu halde bir mümin nasıl rüÅŸvete fetva verebilir!?

Bana bu ağır iftirayı yapanlara Allah hak ettikleri cezayı verecektir.

Allah ve Resulü yalan söyleyeni ve iftira edeni de mahkum ediyor, ağır cezalar çekeceklerini bildiriyor, ama bu adamlar korkmadan, çekinmeden yalan söylüyor ve iftira ediyorlar.

Åžimdi ben buradan çaÄŸrı yapıyorum: Nerede, ne zaman, nasıl rüÅŸvete fetva vermiÅŸ isem bunun delillerini, belgesini, ÅŸahidini açıklasınlar.

Bu iftira, birçok örneÄŸini bu diÄŸer ithamlarda gördüÄŸünüz gibi yine bir saptırmadan kaynaklanıyor. Åžöyle ki:

Bana vaktiyle, “devlet ve belediyelerde yetki ve makam sahibi kiÅŸiler, buralarla iÅŸ yapan kimselere “ÅŸuraya yardım edin, ÅŸu hayra katılın” diyebilirler mi, bunu sakıncası olur mu” diye sorulmuÅŸtu. Ben de özetle ve mealen ÅŸu cevabı vermiÅŸtim: “Evet, insanları hayra yönlendirebilirler, hayır hasenat yapmaya teÅŸvik edebilirler, ama bunun ÅŸartları vardır: 1. Yönlendirenler ve onun yakınları bu hayırdan istifade edemezler, 2. Yetkilinin tavsiyesine uyan kiÅŸi, bunu kullanarak devletten ve belediyeden hakkı olmayan bir menfaat saÄŸlayamaz, 3. Mesela bu hayır sahibi ihalelere giriyorsa bu yönlendirme ihaleden önce yapılmamalı, iÅŸ bittikten sonra olmalı ve bir önceki maddede söylediÄŸim gibi yapılan hayır, daha sonra haksız bir menfaat saÄŸlamanın vesilesi olmamalıdır.”

EÄŸer biri çıkar da buna rüÅŸvet derse o kiÅŸi, rüÅŸvetin manasını bilmiyor demektir.

Evet ben rüÅŸvetin de, yolsuzluÄŸun da haram olduÄŸunu, herkesin bu günahı iÅŸleyenleri ıslah etmek ve zararlarını önlemek için gayret etmeleri gerektiÄŸini açık ve kesin olarak söylüyorum. (Yazının sonunda bir kitabımdan aktarma da yapacağım.)

Ama bu arada ÅŸu yanlışlara da dikkat çekiyorum:

1.Ä°nsanları etkilemek için suçun ve günahın adını deÄŸiÅŸtirmek, mesela yolsuza hırsız, hırsıza rüÅŸvetçi demek doÄŸru deÄŸildir.

2. YolsuzluÄŸu, rüÅŸvetçiliÄŸi, hırsızlığı kim yapmış ise kınama ve cezalandırma da onunla sınırlı tutulmalı, masum insanlar ÅŸaibe altına sokulmamalıdır.

3. Yolsuzlukla mücadelede samimi olunmalı, kesin bilgi ve belgeye sahip olanlar derhal gerekeni yapmalı, olmuÅŸ ve olmamış yolsuzluklar dosyalanıp bekletilerek zamanı gelince hükümeti gözden ve iktidardan düÅŸürmek için kullanılmamalıdır. YolsuzluÄŸu engellemek için gerekeni yapmak yerine istismar yolu tutulursa mücadeleye ket vurulmuÅŸ olur.

Benim rüÅŸvet ve diÄŸer haksız kazançlar konusunda ne söylediÄŸimin özeti Helaller Haramlar isimli kitabımda ÅŸöyle yer almıştır ve bu kitap, yetmiÅŸli yıllardan bu yana belki elli kere basılmıştır:

Mal dokunulmazlığı:

Ä°slâm özel mülkiyeti, kiÅŸilerin mal mülk sahibi olmalarını —helal kazanç, hibe, miras gibi meÅŸru yollardan elde edilmiÅŸ olmak ÅŸartıyla— caiz görmüÅŸ, mülkiyet hakkını korumak için tedbirler almıştır. Bu tedbirler sosyal adâleti temin ve ceza tedbirleri olmak üzere ikiye ayrılabilir.

Sosyal adâlet:

Sosyal adâletten maksad toplumun her ferdine fırsat eÅŸitliÄŸi tanımak ve herkesin insana yaraşır ÅŸekilde yaÅŸama imkânını temin etmektir. Bu, Ä°slâm devletine vazife olarak verilmiÅŸtir. Ayrıca zekât, nafaka, yardımlaÅŸma, faizsiz borç verme, vakıf ve hayır müesseseleri de bu tedbirler arasında anılmaya deÄŸer.

Ceza tedbiri:

Bir kimseyi, özel mülkiyet düÅŸmanlığına sevkeden haklı sebepleri ortadan kaldırıp sosyal adâleti temin ettikten sonra sıra ceza müeyyidesine gelir. Mal dokunulmazlığı ile ilgili müeyyidelerin hem maddî, hem de manevî olan çeÅŸitleri vardır:

a) Hırsızlık ve gasp: Hırsızlık ve gasp haram kılınmış, hırsızlık suçuna karşı ağır cezalar konmuÅŸtur. (el-Mâide:5/38).

b) Haksız kanaç: Bir baÅŸkasının malına, meÅŸru olmayan, rızasına dayanmayan yollarla el uzatmak yasaklanmıştır.

c) RüÅŸvet: Haksız bir menfaat saÄŸlamak üzere selâhiyetli kiÅŸilere menfaat saÄŸlamak ÅŸeklinde tarif edebileceÄŸimiz “rüÅŸvet” yasaklanmış, alan, veren ve aracı olan lânetlenmiÅŸtir.

“Ä°nsanların mallarından bir kısmını, bile bile günah iÅŸleyerek ele geçirmek için iÅŸ başındakilere yedirerek mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin.” (el-Bakara: 2/188)

Ä°ÅŸ başındakilere ve selâhiyet sahiplerine verilen hediyelerin de büyük bir kısmı rüÅŸvet sayılmıştır. Zekât vb. tahsildarları hediyelerle döndükleri zaman Hz. Peygamber (s.a.v.) “evlerinizde otursaydınız bu hediyeler size verilir miydi?” buyurarak bunların rüÅŸvet mahiyetinde olduÄŸunu bildirmiÅŸtir.

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.