Sosyal Medya

Makale

Ölçüler ve aşırılıklar

Sosyal bilimlerdeki merkezî ve egemen olan bakışa göre, kültürel olarak Türk modernleÅŸmesinin, Osmanlı'dan intikâl eden dinsel baÄŸların tasfiyesine odaklandığı düÅŸünülür. Bu bakışa göre Osmanlı, dinsel bir bir dünyadır. Osmanlı'nın dışlanması da bu nedene baÄŸlanır. Onun yerine, metafizik iddiası olmayan, dünyevî, pozitif bir 'akıl –bilim dini'nin kurulmak istendiÄŸi söylenir.

Bu, Türk modernleÅŸmesini bir tür örtük Enver Hocacılık gibi görmektir. Elbette için için bunu savunanlar yok deÄŸildi. Ama ateizmin külliyen cumhûriyetin kurucu örtük hedefi gibi görülmesi bana doÄŸru gelmiyor. Cumhûriyetin kurucu kadroları, bir tür orta sınıf püritanizmini savunuyordu. Dolayısıyla, kendi ölçülerinde bir 'düzgün' dindarlığın, Osmanlı'dan intikâl eden 'akıl dışı', 'aşırı' bir dindarlığı ikâme etmesi için çaba harcadılar. Yâni, dinsizleÅŸtirme deÄŸil, bir tür makbûl dini yaygınlaÅŸtırmaktı amaçları.

Aslında, Osmanlı'nın devlet dini olarak Sünnî temeldeki medrese dindarlığının içerdiÄŸi, ama fazlaca da açığa çıkmayan bir refleksti bu. Fark, Osmanlı'nın, resmî din öÄŸretisi dışında kalan dinsel gruplarla, çok zorunlu olmadıkça çatışmamak, onlarla geçinmek, hatta bir ÅŸekilde iliÅŸki kurmak siyâsetinin terk edilmesindeydi. Medrese dinini temsil eden Kadızadelilerin karşısında, son tahlilde, tasavvufu temsil eden Sıvasilerin kollanması da bu yüzdendi. Buna mukabil, cumhûriyetin resmî din anlayışı, merkezi, makbul dinin dışında kalan cümle dinsel yorumların tasfiye edilmesini öngörüyordu.

Bu, 'yukarıdan' bakışın, aynı zamanda 'aÅŸağıdan' gelen bir baÅŸka paydaşı olduÄŸunu görüyoruz. YavaÅŸ yavaÅŸ ÅŸekillenmekte olan yenilikçi taÅŸra dindarlığında dile gelen alternatif modernizmin doÄŸrultusunun benzer olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu iki bakış elbette ki çatıştı. Ama, gerçekleÅŸtirdikleri toplumsallaÅŸmaların ve kültürlenmelerin esasta, yâni bilimcilik, akılcılık, reform, özcülük gibi temellerde çok farklı olmadığını düÅŸünüyorum. Sorun, resmî siyâsetlere destek veren profesyonel orta sınıf dünyanın beklentileriyle taÅŸranın beklentilerinin birebir çakışmamasıydı. Bu sorun bir 'ölçülendirme' sorunuydu. TaÅŸra modernizminin 'ölçüleri' ile kentli sınıfların' ölçüleri 'uyuÅŸmuyordu. Bu ölçü farklılığı elbette çatışma doÄŸuruyordu. Ama, özde büyük bir farklılık olmadığı için, Türkiye'de siyâsal çoÄŸulculuÄŸun ve demokratik kurumların yerleÅŸmesine katkıda bulundu. Merkez sol ve merkez saÄŸ siyâsal oluÅŸumların, zaman zaman çok keskin çatışmalar gösterse de, ortak paydalarda uyuÅŸum kabiliyeti kazandırdı. Ama, aynı bakış, savrulmaların da açıklayıcısıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.