Sosyal Medya

Makale

Kolektif bir cinayetin tek kayıp öznesi

Bugünlerde söylenmiÅŸ bütün esaslı cümlelerin bir 'kayıp özne'si var; özellikle de söylenen söz insana dairse...

Son bir kaç on yılda ne çok ÅŸeyi eksilttik hayatımızdan. Bizi ağırlaÅŸtırdıklarını, hızımızı kestiklerini düÅŸünerek ne kadar kolay vazgeçtik 'ağırlıklar'ımızdan. O kadar hafifledik ki farkında olmadan, ayağımızı hiçbir ÅŸey yere bastıramıyor artık!

Yitip gitmeye bıraktığımız her deÄŸerli ÅŸey, bir parçamızı da yanında götürüyor. Her geçen gün kendimizi tanımakta biraz daha fazla zorlanıyor oluÅŸumuz bundan.

Trafikte uzunları yakarak seyahat etmek aynı yolu kullanan baÅŸkaları için tehlikeli... YaÅŸarken sürekli kısaları yakılı tutmak da bizim için tehlikeli...

Herkes içindeki boÅŸluÄŸu yine boÅŸlukla doldurmaya çalışıyor.

Açlığa doymayan, tokluÄŸu olmayan, durmayı bilmeyen insanlar olduk hepimiz.

Hazımsızlık; yediÄŸini öÄŸütmekte zorlanmaktan daha çok, yiyemediÄŸini unutmakta zorlanmaktır.

Herkesin yediğini ye, herkesin giydiğini giy, herkesin istediğini iste, herkesin bildiğini bil, herkesin kapıldığına kapıl, sonra da 'bambaşka biri' olduğuna inanmamızı bekle!

'Ä°nsan ancak yüreÄŸiyle baktığı zaman doÄŸruyu görebilir. GerçeÄŸin mayası gözle görülmez' demiÅŸti Küçük Prens gözlerimizin ta içine bakarak...

Hepimiz aynı gezegende mi yaşıyoruz gerçekten; yoksa herkes kendi gezegeninde mi, tek başına?

YaÅŸlılarını fazla ortalıkta dolaşıp ayaÄŸa dolanmasınlar diye fil mezarlıklarına terkeden bir insanlık! Adına bir de 'huzurevi' diyoruz bu buzdan binaların... Böyle duygusuz bir insanlık, ancak böyle kaskatı bir yalanla ayakta durabilir!

Aslında kördüm, cinayeti yine de gördüm!

Geç vakitlerde, elimizde fenerler, gözlerimizde endiÅŸe, hep insanlığımızı aramak için çıkıyoruz aslında biz sokaÄŸa. Ama hep üÅŸümüÅŸ çocuk cesetleri buluyoruz boÅŸ arsalarda, izbe bahçelerde, metruk harabelerde, kirli havuzlarda, ıssız arazilerde, yol kenarlarında, hava boÅŸluklarında, karanlık çukurlarda.

Madem ki kendimize toplum diyoruz, insanlığımızı yekpare bir bütün gibi düÅŸünmeye mecburuz. Aynı bedenin uzuvları gibiymiÅŸiz gibi... Elleri çocuk katleden bir canavarın gözleri hayata masum bakabilir mi peki?

Her gün bu kirli ve kanlı gösteriyi izleyip, birbirlerine 'Yahu ne oluyor bu dünyaya?' diye soranlar, direksiyonda sizin parmak izleriniz yok mu sanıyorsunuz?

Cinayet haberlerinden, vahÅŸet görüntülerinden, ölüm videolarından ilgi devÅŸiren medyanın müÅŸterisi kim? Haber bültenlerini 'canlı ölüm' gösterileriyle bezeyen 'arz'ın 'talep'i nereden?

Acıyı ve çaresizliÄŸi teÅŸhir eden her araç büyük ilgi görüyor ve popülerliÄŸini arttırıyor. Bu çarkın dönmesi için her geçen gün daha fazla kurban gerekecek!

Daha çok acıtılacak can, daha çok dökülecek kan, daha çok kirletilecek masumiyet! Hiçbir gerilim filmi, hayatın kendisi kadar inandırıcı olamaz!

Neye yönelmiÅŸsek, onun gölgesi düÅŸer yüzümüze.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.