Sosyal Medya

Makale

IŞİD'in ideolojisini ancak Sünniler yok edebilir

Irak Åžam Ä°slam Devleti (IŞİD), ÅŸu ana kadarki baÅŸarısını, Sünni nüfusun haklarından mahrum edildiÄŸi, baskıcı bir Åžii hükümetin baÅŸta olduÄŸu, suistimale müsait ortamlardan yararlanarak elde etti. Suriye de, Irak da böyle ortamlara iyi birer örnek.

Eski BaÅŸbakan Nuri Maliki'nin, Sünni ve Kürt siyasi rakiplerini ve ordudaki tecrübeli komutanları ötekileÅŸtirmesi, Irak toplumunun her iki kesiminde de huzursuzluk yaratarak, ülkede bir güvenlik boÅŸluÄŸu oluÅŸmasına ve Sünni toplumunda hassasiyete yol açtı.

IŞİD, Haziran ayında Kuzey Irak'a taarruzda bulunmadan önce, ülkedeki milliyetçi Sünni isyancı gruplar, eski rejim unsurları ve zulme uÄŸramış Sünni aÅŸiret liderleriyle iliÅŸkiye geçerek saldırıları planlamıştı.

Örgüt, Maliki hükümetine ve ülkeyi dış tehditlere karşı savunmaktan ziyade Kürtlerin nüfuzunu sınırlı tutmanın derdine düÅŸmüÅŸ Irak ordusuna karşı Sünni kesimin taşıdığı olumsuz bakış açısından faydalandı.

Maliki'nin, etkili Kürt ve Sünni komutanların yerine, BaÄŸdat'tan ve ülkenin güneyinden gelen, kendisine sadık Åžii isimleri getirmesi, Irak Güvenlik Güçleri'nin IŞİD saldırıları karşısında çökmesine neden oldu.

Güvenlik güçleri, dayanma gücüne sahip oldukları halde savaÅŸmamayı tercih etti; ait olmadıkları topraklarda ölmek istemediler. Savaşıp ölecekleri yerlere, yani Sünni-Åžii fay hattı üzerindeki Åžii bölgelerine geri çekildiler.

IŞİD'in gücü, bölgeleri ele geçirmedeki hızından ve uyguladığı ÅŸiddetten ileri geliyor. Örgütün muhaliflerini bastırmak için kuvvet toplama becerisi ise, OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrikalı tecrübeli savaÅŸçılara atfediliyor.

IŞİD bünyesinde 10-15 bin civarında savaÅŸçı olduÄŸu tahmin ediliyor. Örgütün daha deneyimli kesimi ise Saddam Hüseyin döneminde Iraklı lideri korumakla görevlendirilmiÅŸ Saddam'ın Fedaileri adlı özel birliÄŸin üyeleri olan Iraklılardan oluÅŸuyor. Ä°çlerinde taktik açıdan tecrübeli liderler, keskin niÅŸancılar, patlayıcı uzmanları, topçu birlikleri ve özel operasyon güçleri var. Son derece disiplinli ve deneyimli olan bu savaÅŸçılar, eÄŸitim ve planlama operasyonlarından sorumlu.

IŞİD'e katılan yabancı savaÅŸçıların çoÄŸunluÄŸu Avrupa ve Güneybatı Asya'dan. Bazıları daha önce Çeçenistan ve Libya'da savaÅŸmış. DiÄŸerleri ise IŞİD'in hilafet devleti kurma propagandasına inandıkları için gelmiÅŸ ve tecrübeleri olmadığı halde bu uÄŸurda savaÅŸmak istiyor.

En acımasız eylemler, deneyimsiz savaÅŸçıların elinden çıkabiliyor. Sosyal medyada gördüÄŸümüz, Irak'taki her kesimden masum sivilleri hedef alan insanlık dışı cinayetlerin çoÄŸunda bu tecrübesiz kesimin parmağı var.

IŞİD'in tahmini savaÅŸçı sayısı nispeten sabit durumda. Örgüt, büyüyememesi bir yana, daha fazla toprak elde etmek için ilerledikçe, saflarına kattığı adam sayısı kadar üyesini kaybediyor bile olabilir.

IŞİD'in Sünni tabanında kırılma

IŞİD, Sünni liderler üzerinde üstünlük kurmaya çalıştıkça, desteÄŸiyle örgütü baÅŸarıya ulaÅŸtıran Sünni tabanda da kırılmalar artıyor.

Sünni isyancı gruplar, IŞİD ile aynı stratejik hedefleri paylaÅŸmıyor ve ortak bir Åžii düÅŸman olmayınca örgüte sırt çevirmeye baÅŸlıyorlar.

Kuzey Irak'taki taktik ittifaklar IŞİD'i baÅŸarılı kıldı, ama Iraklı milliyetçilerin amacı, hilafet devleti kurmak deÄŸil, Baasçıları iktidara taşımak. Bunun farkında olan IŞİD ise, söz konusu Sünni isyancı grupların ve liderlerinin oluÅŸturduÄŸu tehdidi bertaraf etme çabası içinde.

IŞİD'in önünü açarak örgütün Musul'a girmesine imkân saÄŸlayan karizmatik Sünni liderler ve eski Baasçılar, artık bu terör ordusu karşısında potansiyel birer tehdit olarak görülerek tutuklanıyor, iÅŸkenceden geçiriliyor ve korku içindeki Iraklıların gözleri önünde idam ediliyor.

IŞİD askeri kapasitesini kaybediyor

IŞİD'in önce Suriye, ardından Irak'ta muharebe meydanlarında kazandığı askeri kabiliyet, ABD tarafından düzenlenen hava saldırıları ile yara aldı. Örgüt havadan ve karadan saldırılara karşı hâlâ savunmasız durumda.

ABD, peÅŸmerge ve Irak Güvenlik Güçleri'ne karşı IŞİD'in elindeki en tehlikeli silahlar, esasen Suriye ordusundan ele geçirilmiÅŸ olanlar. Evet, IŞİD (Amerikan teknoloji standartlarında olmayan) bazı ithal M1 Abrams tankları ile M198 ve M209 tipi bazı özel ağır silahlar ele geçirdi, ancak bunların çoÄŸu ya ABD hava gücü tarafından yok edildi ya da Suriye'ye götürüldü.

IŞİD'in el koyduÄŸu, Suriye ordusuna ait ZSU-23-4 tipi uçaksavar tankı gibi silahlar, hava gücünün o kadar da geliÅŸmiÅŸ olmadığı ve dolayısıyla söz konusu silahlarla en büyük hasarın verebileceÄŸi Suriye'de kullanılıyor. Örgüt, yüksek deÄŸerli hedefleri F-18 savaÅŸ uçaklarına maruz bırakmamayı öÄŸreniyor.

Örgütün ABD ve Irak ordularından ele geçirdiÄŸi ZPU-4, DSkH ve Amerikan menÅŸeli M-50 (50 kalibre) tipi makineli tüfeklerle donatılmış hafif zırhlı ve teknik araçların (ağır makineli tüfekler yerleÅŸtirilmiÅŸ araçlar) çoÄŸu, RPG-7 tipi tanksavarlar ve tanksavar güdümlü füze sistemleri ile tahrip edilebiliyor. DoÄŸrudan ateÅŸ modunda kullanılan, uçaksavar sistemli teknik araçlar, Sincar'da ve IŞİD'in Musul Barajı'na yönelik saldırılarında görüldüÄŸü üzere, hafif silahlı bir kuvveti etkisiz hale getirebilir.

Ancak IŞİD'in artık ABD ve Irak kaynaklı hava saldırıları sayesinde Irak'ın orta ve kuzey bölgelerini geri almaya hazır hale gelen peÅŸmerge ve Irak ordusu karşısında silah üstünlüÄŸü kalmadı. Örgüt, Amerikan savaÅŸ jetlerini vurup düÅŸürme kabiliyetinden yoksun, fakat yine de alçaktan uçan uçak ve helikopterleri, yerden açacağı ateÅŸle ve elinde bulunan az sayıdaki Rus yapımı omuzdan ateÅŸlemeli füze sistemiyle vurabilir.

Çatışmanın ÅŸu noktasında, IŞİD'in elinde kalan donanımın çoÄŸu, teknik ve hafif zırhlı araçlarla sınırlı.

IŞİD'in ele geçirdiÄŸi Amerikan teçhizatının büyük bölümü, örgütün peÅŸmerge ile arasındaki çatışmalarda, Beyci Rafinerisi'ni hedef alan saldırıda ve Musul Barajı'nın geçici olarak ele geçirilmesi sırasında tahrip oldu.

Musul Barajı bölgesinin bazı kesimlerinin peÅŸmerge tarafından geri alınması, IŞİD'in yenilmez olduÄŸu algısına büyük darbe indirdi. Yakalanan IŞİD savaÅŸçılarının aÄŸlarken görüldüÄŸü videolar, örgütün her üyesinin IŞİD ideolojisine aynı ölçüde baÄŸlı olmadığını ortaya koyuyor.

IŞİD'in en tehlikeli ve en acımasız olduÄŸu an ise, Sünni nüfusun arasında ayaklanarak savaÅŸtığı zamanlar. Halka açık olarak yapılan idamlar ve insanlığa karşı iÅŸlenen suçlar, Sünnileri korkutup sindirerek, sessiz kalmaya, iÅŸbirlikçi ve destekçi bir rol üstlenmeye itiyor.

Örgüt, Irak ordusu ve Åžii milislerin, Sünni nüfusun ağırlıkta olduÄŸu merkezleri hiçbir ayrım yapmaksızın hedef almasından faydalanarak, Sünnileri kendi safında tutmaya çalışıyor. Åžu anda IŞİD'in güçlü olduÄŸu noktalarda Sünnilerin kendilerini korumak için IŞİD'den baÅŸka seçeneÄŸi yok ve merkezi hükümetin bu durumu deÄŸiÅŸtirmesi ÅŸart.

ABD ve Irak ordusu, IŞİD'in askeri kapasitesini yok edebilse de, örgütün ideolojisini ancak Sünniler ortadan kaldırabilir. Bunun için de merkezi hükümetin ve uluslararası toplumun desteÄŸine ihtiyaç var.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.