Sosyal Medya

Makale

İncitmenin bedeli üç günlük lüks tatil midir?

Suriyeli Ahmed'in haberini biliyorsunuz. Ä°zmir”de bir lokantada mendil satarken lokanta görevlisi tarafından dövüldüÄŸü iddia edilen Ahmed'in hikayesini...

Haberin birinci aÅŸamasında burnundan kan akan bir çocuk, ve çocuÄŸun naylon poÅŸetinden yere dökülmüÅŸ kağıt mendil paketleri vardı.

Haberin ikinci aÅŸamasında, “bütün Türkiye” adı bile bilinmeyen Suriyeli çocuÄŸu bulmak için seferber oldu.
Haberin üçüncü aÅŸamasında ise, aranan Suriyeli çocuÄŸun bulunduÄŸu, adının Ahmed olduÄŸu ve ailesi ile birlikte lüks bir otelde tatil yaptığı servis edildi necip medyamız tarafından.
Haberin aşamalarına yakın plan tekrar odaklanalım.

Olayın birinci aÅŸaması: Lokantada mendil satan bir çocuk. Mendil satmak dilenmenin bir derece yukarısı sadece.
Hiçbir kurum masaların arasında dilenen insanların olmasını istemez.

DiÄŸer taraftan masalarda yemek yiyen insanlar da dilenen özellikle de dilenen çocuklarla muhatap olmak istemez.
Bu satırlardan lokantada mendil satan çocuÄŸun ÅŸiddet görmesini onayladığımı düÅŸünmeyecek kadar basiretli okuyucuya sahip olduÄŸum inancı ile yazdığımı söylemek isterim.

Yanlış olan, mendil satan çocuÄŸun ÅŸiddet görmesidir. Lokantada mendil satmasının engellenmesi deÄŸil.
EÄŸer haberin dilini çocukların her yerde dilenme/mendil satma özgürlüÄŸü üzerinden servis edersek iki yüzlü bir dil geliÅŸtirmiÅŸ oluruz.
Riyakar bakış; olayları analiz etmemizin, anlamamızın, anlayarak çözüm üretmemizin önündeki en büyük engeldir.

O halde öncelikli meselemiz, sokaklarda, kavÅŸaklarda dilenen çocuk gerçeÄŸi ile yüzleÅŸmek olmalı. Suriyeliler gelmeden önce de sokaklarımızda dilenen çocuklar vardı. Dilendirilen çocuklar vardı. Dilendirilen çocuklarla karşılaÅŸtığımızda ne yapmamız gerektiÄŸine dair her birimizin kafası karışık. Bu çocuklara para verdiÄŸimiz zaman daha çok çocuÄŸun dilendirilmesine zemin hazırlamış olacağız. Görmezlikten gelerek geçip gitmek vicdanımıza aykırı .

Peki bu haberi Suriyeli çocuk olarak yapmak bize ne kazandırır? Grup kimliÄŸine odaklanarak göçmenleri incitmiÅŸ oluruz. Sadece Suriyelileri incitmekle kalmayız, kullandığımız dil yüzünden sosyo -ekonomik seviyesi yüksek Suriyelilerin bir müddet sonra Türkiye'yi terk etmesine neden oluruz.
Ülkemizde sadece hiçbir yere gidemeyen hiçbir iÅŸ yapamayan Suriyeliler kalır ki, bu durum uzun vadede başımıza olmadık iÅŸler aÅŸar.

Ülkemize gelen Suriyeliler sadece sokaklarda gördüÄŸümüz insanlardan ibaret deÄŸil. Åžehirli, üniversite mezunu sanatçı ve zanaatkârlardan oluÅŸan bir kitle var. EÄŸitimli Suriyeliler ile kırsal kesimden gelen Suriyelileri bir arada düÅŸünerek, saÄŸlıklı ve iÅŸlevsel bir imaj yönetimi gerçekleÅŸtirmek zorundayız.
Haberin ikinci aÅŸamasında “bütün Türkiye” “dövülen Suriyeli çocuk”u aramak için seferber. Neden seferber? Çünkü olanları CumhurbaÅŸkanımız görmüÅŸ ve olaya müdahale etmiÅŸtir. O halde Türkiye olarak görmemiz gerekenleri göremeyiÅŸimiz üzerinde durmamız gerekiyor.

Kameranın gözü olanı biteni bize servis etmediÄŸi zaman, sosyal dokudaki yıpranma ve yırtılmayı görmüyoruz.
Toplumsal bir yarayı kendi yapısı içinde görmeyi reddederek ya siyası otoriteye zarar vermek ya da siyasi otoriteye yaranmak için

GÖRÜYORUZ!

Haberin üçüncü aÅŸaması ise tam Türk tipi son: Çözümsüz çözüm.
Suriyeli Ahmet ve ailesinin beÅŸ yıldızlı otelde tatil yaptığını öÄŸreniyoruz “turistik dil” üzerinden kotarılmış haberler vesilesiyle.
Ahmed ve kardeÅŸleri tatil yapıyor, annesi tatilden pek memnun ,savaşın yaralarının böylece sarıldığını söylüyor falan filan.

ARKADAÅžLAR! BÄ°R DAKÄ°KA!

Savaşın yaralarının üç günlük lüks otel tatili ile sarılacağına gerçekten inanıyor musunuz?
Ahmed'i incittiniz. Ä°ncitmenizin bedelini üç günlük lüks otel ile deÄŸiÅŸ tokuÅŸ etmeye kalkmak da nedir?
Biraz izan. Biraz.

10 metrekare mekanda 12 kiÅŸilik hayatına geri dönecek olan insanlara 3 günlük lüks otel tatili “armaÄŸan” ederek esasında ne yapmış olduÄŸunuzu sahi hiç düÅŸünmediniz mi?
Zihindeki yarılmayı derinleÅŸtirdiÄŸinizi, “baÅŸkalarının güzel hayatı”na o kadar yaklaÅŸtırdıktan sonra kendi sefil hayatlarına geri döndüklerinde o çocukların ve ailesinin duygusal açıdan ne hale geleceÄŸini hiç aklınıza getirmediniz mi?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.