Sosyal Medya

Makale

En uygun din eÄŸitimcileri

Ä°mam Hatip Okullarında ve Ä°lahiyat fakültelerinde okuyarak mezun olan, ya Diyanet'te veya Milli EÄŸitimde görev alan, resmi görev almasa da hasbi olarak din eÄŸitimi faaliyetine katılanlar bence bu iÅŸ için (Din hizmeti, din eÄŸitim ve öÄŸretimi, sahih Ä°slam'a davet için) en uygun olanlardır. Çünkü:

1.Sayı bakımından

En büyük topluluk bunlardır. Halen okuyanları ile yıllardan beri mezun olarak vazife yapmakta olanlarının sayısı milyonları bulmuÅŸtur. Bu kadar büyük bir kitlenin –iÅŸlerini düzgün yapmaları halinde- önemli sonuçlar alacaklarını beklemek hayal olmaz.

2.Keyfiyet bakımından:

Bu okullardaki eÄŸitim ve öÄŸretimi yeterlik bakımından ayrı bir yazıda konu edinecek ve bir 'kalite seferberliÄŸi' çaÄŸrısı yapacağım.

Bu husus saklı kalmak (niyette olmak, gerçekleÅŸtirmek için teÅŸebbüs aÅŸamasında bulunmak) kaydıyla bu okullarda öÄŸretim ve eÄŸitimin:

a)bütün mezhepler ve meÅŸrepler için zorunlu olan ortak Ä°slam esaslarını ihtiva ettiÄŸini,

b)kendilerinin bir grup teÅŸkil etmediklerini,

c)açıkça din eÄŸitim ve öÄŸretimi amacıyla kurulan bu okullarda örtülü maksatlar güdülmesine (din eÄŸitiminin örtü altında yapılmasına) ihtiyaç bulunmadığını öncelikle kaydetmek gerekiyor.

Ä°slam dairesi içinde kalmak için gerekli olan iman esasları bellidir; bunlara 'usûlüddîn' denir. Mesela 'Allah'a, Kur'an'a, Hz. Muhammed'in son peygamber olduÄŸuna ve ahirete' iman etmeyenler Müslüman olamazlar. Bir halifeye bey'atın gerekliliÄŸi, halifenin (imamın) masum olup olmadığı, insanların fiillerinde hür mü, mecbur mu oldukları, Allah'ın sıfatları gibi konularda mezheplerin farklı anlayış ve yorumları vardır; bunlara da 'usulü'l-mezheb' denir. Bu alanda farklı inanç sahibi olmak kiÅŸiyi dinden çıkarmaz, belli bir mezhebin mensubu kılar.

Ä°mam Hatiplerde ve Ä°lahiyat'larda öÄŸrencilere diÄŸer dinler ve mezhepler hakkında bilgi verilmekle beraber benimsenen ve yaÅŸanan Ä°slam anlayışı, 'Ehl-i sünnet' diye bilinen sahih Ä°slam anlayışıdır.

Bu okullardan yetiÅŸenler, eÄŸer okul eÄŸitim ve öÄŸretimi dışında bir gruba baÄŸlanmamışlarsa, birbuçuk milyar Ehl-i sünnet müslümanının bir ferdi olarak yetiÅŸmiÅŸ olurlar. Onlara göre 'Bizden' olanlar bu ümmetin büyük kitlesidir, farklı olanlar da ya 'doÄŸrudan sapmış' Ä°slam mezhepleri veya baÅŸka dinlere veya inançlara (inkar da bir inançtır) mensup olanlardır.

Bu okullarda yetiÅŸenlere göre 'Bizden' olmayanlardan nefret edilmez, onlara düÅŸmanca duygular beslenmez, onlar ümmet bütününden dışlanmazlar. Onların kalplerine ve akıllarına hitap edilerek, inatçılarla da usulüne uygun ÅŸekilde tartışma yapılarak hakka davet edilirler.

Bu okullarda yetiÅŸenlere göre ayetlere ve hadislere denk, hatta uygulamada onların önüne geçen baÅŸka metinler, kitaplar, konuÅŸmalar olamaz. Hz. Peygamber'i unutturacak veya fiilen ikinci plana koyduracak bir baÅŸka üstad, ÅŸeyh, mürÅŸid, lider de olamaz. Kitab ve sünnet, grup önderlerinin sözlerine göre deÄŸerlendirilmez, aksine grup önderlerinin yaptıkları ve söyledikleri, Kitab ve Sünnet'e göre deÄŸerlendirilir. Bu tabii olarak 'beÅŸere ait olana eleÅŸtirel bakmak' demektir.

Bu okullarda yetiÅŸenler, baÅŸka kaynaklardan beslenmiÅŸ olmakla beraber Ä°slam dairesi içinde kalanlara ve kendi anlayışları ve usulleri çerçevesinde 'din eÄŸitim ve öÄŸretimi' yapanlara dostça yaklaşır, meÅŸru olan faaliyetlerinde onlara destek verir, bütün ümmeti kucaklamaya çalışırlar.

DiÄŸer kaynaklardan beslenenler, yukarıda sıraladığım özelliklere ne kadar yakın olurlarsa o kadar 'saÄŸlıklı din eÄŸitimi hizmeti' vermeye de yakın olurlar.

Peki Ä°mam Hatip Okulları ve Ä°lahiyat Fakültelerinin eksikleri yok mudur ve bunları gidermek için ne yapmak gerekir?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.