Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: Macron Sisi’den ne aldı ne verdi?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



''Demokrasisi Sarı Yelekli’lerin eylemlerinin sınırına dayanmış olan Macron, bir demokratik gösteri meydanını kan gölüne çevirip üç bin kiÅŸiye mezar yapan Sisi’den ne almayı umuyor acaba?” diye sorarak bitirmiÅŸtik son yazımızı.
 
Macron Pazartesi günü Mısır’a vardı ve elinde en az üç bin kiÅŸinin kanı ve halkının tamamının insan haklarını ihlal etmenin sorumluluÄŸu olan darbeci general Abdülfettah Sisi ile görüÅŸtü. Fransız basınına bu görüÅŸme ile ilgili olarak Macron, Sisi’ye Mısır’daki insan hakkı ihlallerinin durdurulması gerektiÄŸini ve bunun Mısır’da istikrarın ve terörizme karşı gerçek bir savaşın temel koÅŸu olduÄŸunu hatırlattığını söylemiÅŸ.
 
Bu ifadelerine bakarak Macron’un sadece bu sözleri dostça ve yüzüne söyleyebilmek için Mısır’a gelmiÅŸ olduÄŸunu zannedebilirsiniz.
 
Oysa bu sözler aslında Sisi gibi Fransa’nın iddia ettiÄŸi bütün çaÄŸdaÅŸ Avrupalı deÄŸerlerle taban tabana ters biri nezdinde Fransa’nın ticari anlaÅŸmalar yapmasının çekebileceÄŸi ÅŸimÅŸeklere karşı alınmış ucuz tedbir cümleleri. Bütün dünyayı aptal yerine koyan sözler.
 
Yüz milyonlarca dolar tutarındaki 30 ticari iÅŸbirliÄŸi anlaÅŸmasının yapılabilmesi için bu zor günlerinde Mısır’a gelmiÅŸ olan Macron, Fransa’nın demokratik deÄŸerlerle ilgili bütün müktesebatını çok az bir pahaya satmış olduÄŸunun da resmini vermiÅŸ oluyor.
 
Bununla kalmadı Macron, gezisini kendi ifadeleriyle bir twit mesajı ile anlatırken tam bir İslamofobik skandala imza atmış oldu:
 
“Mısır ve Fransa Ä°slami terörle karşı karşıya kaldı. CumhurbaÅŸkanı Sisi’ye güvenlik konusundaki taahhüdümüzün insan hakları meselesinden ayrı olarak düÅŸünülemeyeceÄŸini hatırlattım. Kapsayıcı bir toplum, Ä°slam terörizminin en iyi kalkanıdır” diyerek kırdığı potların üstüne bir de tüy dikmiÅŸ oldu.
 
Görüyorsunuz, bu ifadelerdeki skandal sadece Ä°slamofobik boyutuyla sınırlı deÄŸil. Neresinden bakarsanız hangi tarafından tutup düzeltilecek dedirtecek türden. En cahil oryantalist ve Ä°slamofobik önyargının açığa vurulmuÅŸ olması bir yana lafların kime söylendiÄŸi, kimin tarafından söylendiÄŸiyle ilgili durumlar ayriyeten ibretlik.
 
Birincisi, kendisi bizatihi yaptığı darbeyle terörizmin dik alasını norm haline getirmiÅŸ olan Sisi nasıl bir terörizmden mustarip olabilirmiÅŸ? Bu muhataba bu sözleri söylemenin kendisi, en iyi ihtimalle inanılarak söyleniyorsa, gerçeklik algısından ne kadar uzak olunduÄŸunu göstermiyor mu?
 
Darbe en büyük terör eylemidir. Bir darbeciye terör karşısında aynı pozisyonda olduÄŸunu söylemek, onunla bir dayanışma örneÄŸi göstermek, olsa olsa terörün ortak suçlusu olduÄŸunu söylemek anlamına geliyor.
 
Mısır’daki darbenin yol açtığı insan hakları ihlalleri ayyuka çıkmış durumda. On binlerce siyasi tutuklu, ortaçaÄŸ zindanlarını andıran ağır hapishane koÅŸulları ve iÅŸkence, hiçbir savunma hakkı verilmeyen binlerce idam hükümlüsü, yurtlarını terk etmek zorunda kalmış insanlar, seçimde baÅŸkan adayı olma ihtimali olan herkesin hiçbir suç isnat edilemese de tutuklanması. Macron’un Sisi’ye verebileceÄŸi hangi tavsiyeler bu ihlalleri görmezden gelmeyi saÄŸlayabilir?
 
Ä°kincisi, Macron’un ısrarla kullanmayı tercih ettiÄŸi “Ä°slami terörizm” kavramı gerçekten bir Ä°slam terörizmin varlığını göstermiyor, sadece kendisinin Ä°slam’a karşı dinsel bir baÄŸnazlığın kıskacında cahilce debelendiÄŸini gösteriyor.
 
Üçüncüsü, kendisi bizatihi kendi ülkesindeki terörizmin sorumlusu veya uygulayıcısı olan birine bu sözleri söyleme fırsatı bulmuÅŸ ve karşısındaki bu sözlere muhtemelen ses çıkarmamıştır. Bu yolla da kendi sözlerini doÄŸrulatmış olmanın bir sahte özgüven duygusunu yaÅŸamış olabilir Macron. Zira karşısındaki adamın bir anda ne de olsa bir Müslüman ülkenin lideri pozisyonunda olduÄŸunu düÅŸünmüÅŸtür
 
Kendi darbesinden mütevellit müteselsil cürümlerini meÅŸrulaÅŸtırma peÅŸinde olarak “Ä°slami terörizm” gibi bir deyime kendisi de yatırım yapmakta olan Sisi’nin Macron’a itiraz etmesi beklenemezdi herhalde.
 
Sadece bu çarpık, ahlaksız deyimin kendi amaçlarına da hizmet ediyor olması dolayısıyla deÄŸil, aynı zamanda Macron ile kendisi arasındaki iliÅŸkin tabiatındaki hiyerarÅŸiye tam bir sadakatle baÄŸlı olduÄŸu için.
 
Kendi ülkesinin topraklarında ve kendi insanlarına karşı Ä°srail’in keyfi operasyonlar yapmasını, yüzlerce masum vatandaşının ölümünü, “terörle mücadele” olarak karşılayabilen bir kiÅŸiliÄŸin ruh halinden özgürlüÄŸün ifadesi olarak Ä°slam’ı savunması beklenemez herhalde.
 
Kendi halkına karşı acımasız diktatör, baskıcı ve zalim olanların, ruhunda sömürgecilik olan Avrupalılara karşı sergiledikleri zilletin ne ilk ne son örneÄŸidir bu.
 
Yine de Fransa’da demokratik gösteri haklarıyla ilgili bir dizi ÅŸiddet ve hak ihlali manzaraları eÅŸliÄŸinde Mısır’a giden Macron’un Sisi’ye insan haklarıyla ilgili tavsiyede mi bulunduÄŸu, protestoları ve muhalefeti bastırma konusunda ondan bir ilham mı almış olduÄŸunu sormak da mümkün.
 
Neyse, Mısır ziyaretinde Macron’un ne aldığı, Sisi’nin ne verdiÄŸi aslında malum da, bizimkisi de soru iÅŸte?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.