Sosyal Medya

Kürsü

D. Mehmet Doğan- Suriye’de çözüm ne kolay ne de yakın

D. Mehmet DoÄŸan- Karar



21. yüzyılımız 20. yüzyılımıza benzemeyecek; bu giderek daha fazla hissediliyor. FarklılaÅŸma en fazla dış siyasette görünürleÅŸiyor; dış geliÅŸmeler hatta iç siyaseti belirleyecek ÅŸekilde seyrediyor.
 
Türkiye Cumhuriyeti dış siyaset parametrelerini tedricen deÄŸiÅŸtirmek mecburiyetinde kalıyor. DeÄŸiÅŸimi 2002’den beri devam eden yönetimin hızlandırdığını söyleyebiliriz. Bu siyaseti “yeni cumhuriyet siyaseti” olarak adlandırmak mümkün müdür?
 
Türkiye Cumhuriyeti, 20.yüzyılın başındaki dünya patronu Ä°ngiltere öncülüÄŸünde batılı sömürgecilerin Osmanlı Devleti’ni tasfiyesi sonucu kurulmuÅŸtur, bunu kayda geçirmeden yapılacak deÄŸerlendirmeler boÅŸ lâftır. Millî Mücadele’den sonra iki barış ihtimali vardı. Birincisi, yeni Türkiye’yi oluÅŸturacak kadroların Osmanlı Devleti’nin tasfiyesini emperyalist devletlere bırakmadan yapması ve 1. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı sınırları içinde bulunan ülkelerle iliÅŸkilerin sürdürülmesi.
 
O zaman bu mümkün olmadı veya bunu baÅŸaramadık.
 
***
 
Lozan’da Osmanlı Devleti’nin tasfiyesi Ä°ngiltere ve müttefiklerinin projeleri doÄŸrultusunda, yeni Türkiye’yi kuracakların tasvibi ile yapıldı. Bu tasvib sadece coÄŸrafi sınırlar ve maddi mirasla ilgili deÄŸildi, manevî mirasın reddedilmesini de kapsıyordu. Osmanlının maddî mirası kadar manevî mirası da önemlidir. Bu manevî mirasın en görünür olduÄŸu alan dış siyasettir.
 
Osmanlı Devleti’nin tasfiyesiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne yolu açan batılılar, aynı zamanda Arap nüfusun çoÄŸunlukta olduÄŸu bölgelerde manda idareleri kurdular ve bazı küçük devletlere (emirliklere) de cevaz verdiler. Bunlardan daha önemli olan, Filistin’e Yahudi göçüne ve mutasavver bir Yahudi devletinin oluÅŸmasına zemin hazırlanmasıdır. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla baÅŸlayan zemin üzerinde 2. Dünya savaşından sonra Ä°srail devleti ilân edildi.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin Ä°srail’i ilk tanıyan devletler arasında olması asla tesadüf deÄŸildir, “Cumhuriyet siyaseti”nin tabiî sonucudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına zemin hazırlayan irade, bu defa Osmanlı toprakları üzerinde yeni bir devlet oluÅŸturuyordu. Bu devleti Türkiye’nin geç tanıması demek, Cumhuriyet dış politikasının tayin edilmiÅŸ sınırları dışına çıkması, hatta Ä°srail’in meÅŸruiyetini askıda bırakması demekti.
 
Türkiye’nin Ä°srail ne yaparsa yapsın, nasıl davranırsa davransın, iliÅŸkilerini en üst seviyede sürdürmesi, 1920’lerde belirlenmiÅŸ olan siyasete uygundur. Fakat, bugünün dünyasında bu siyasete sadık kalınması, kolay deÄŸildir, hatta imkânsızdır.
 
Nitekim, Ä°srail’le iliÅŸkilerin gevÅŸediÄŸi bir süreçte 28 Åžubat müdahalesi, devleti bildik Cumhuriyet siyasetine döndürdü. Ä°srail’le iliÅŸkiler en üst seviyeye çıkarıldı. Askerler, büyük ihaleleri Ä°srail firmalarına verdiler, çok sayıda gizli anlaÅŸma imzaladılar. ABD’nin yeni teknolojileri Türkiye’ye Ä°srail üzerinden verme siyasetinin bu sonuçta etkisi dikkatten uzak tutulmamalıdır.
 
28 Åžubat hükümetleri sonrasında, Türkiye siyasetini Ä°srail’le çatışmaya girmeden geliÅŸtirmeye çalıştı. Fakat daha sonra bunun sürdürülmesi güçleÅŸti. Geçen yılın başında ABD’nin Kudüs’ü Ä°srail’in baÅŸkenti olarak tanıması, bir seri olaydan sonra Türkiye’nin konum belirleme hususundaki esnekliÄŸini etkiledi.
 
Buna raÄŸmen, “Türkiye Ä°srail odaklı siyaseti tam olarak terk edebilir mi?” sorusunun sorulması gerekiyor.  Çünkü bu siyaset esas olarak ABD siyasetidir ve netice olarak Avrupa siyasetidir.
 
ABD siyaseti deÄŸiÅŸmeden, Türkiye’nin bu hususta sürdürülebilir siyaset belirlemesi kolay deÄŸildir. “ABD neden Irak’ta ve neden Suriye’de?” sorularının cevabı nettir: Ä°srail’in varlığının garanti edilmesi.
 
ABD baÅŸkanının Suriye’deki askerî varlığını sonlandırma kararı kesin bir siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸi olabilir mi? Böyle bir siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸinin Türkiye’de ferahlığa yol açması tabiidir. Hakiki bir dış siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸi için bir sabite terk edilecektir. Gerçekten böyle mi olacak?
 
Bunu Türkiye üzerinden okumaktansa Arap âlemi, daha doÄŸrusu “Arap devletleri” açısından okumak da aydınlatıcı olacaktır. Arap âleminde sözü geçen devletler Suudi Arabistan ve Mısır böyle bir siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸine hazır mıdır?
 
***
 
“Ä°srail’in varlığı bu ülkelerdeki yönetimlerin garantisidir” demek yanlış olmaz. Ä°srail’in zaafı, Suudi Arabistan’ı ve Mısır’ı ciddi ÅŸekilde etkiler. Ä°srailsiz bir OrtadoÄŸu, emperyalizmin ayakta tuttuÄŸu (artık bunu açıkça ifade etmekten çekinmiyorlar) Arap devletleriyle yola devam edemez.
 
ABD askerinin çekileceÄŸi açıklaması Türkiye’nin elini görünüÅŸte güçlendirmiÅŸtir. Ä°lk üzerinde durulması gereken çekilmenin lâfta mı kalacağıdır. Åžimdilik bu ihtimal ağır basıyor. ABD hamisi olduÄŸu PYD’ye silah ikmaline devam ediyor.
 
Çekilme açıklaması neden yapıldı öyleyse?
 
Belki de murat ABD çekiliyor görüntüsü ile Türkiye-Rusya iliÅŸkilerini sınamaktadır.
 
Rusya’nın Suriye denklemine ABD’nin rızası olmaksızın dahil edildiÄŸini düÅŸünmek safdillik olur. Ä°srail’in güvenliÄŸi ABD ile olmazsa Rusya ile garantiye alınmalıdır. Suriye’nin belirsizliÄŸi, Irak’ın parçalanmışlığı ve Türkiye’nin tahdit edilmesi ancak bu ÅŸekilde saÄŸlanabilir.
 
Sadece ÅŸu söylenebilir: Suriye’de çözüm ne kolay ne de yakın.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.