Sosyal Medya

Kürsü

7-25 Aralık'tan sonra FETÖ ilgisini kesmeyen sempatizanınların sürüm sürüm süründüğünü görmek istiyorum

İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak



Aslında kendi kendime “bir ucu gündelik politikaya dokunacak herhangi bir yazı yazmama” kararı vermiÅŸtim. Yani “gündelik politika perhizi” yapıyordum. HoÅŸ, bugün kaleme alacaklarımla da zannediyorum gündelik politika ile ilgili yazmış sayılmam. Zira bugün, adaletten bahsetmek niyetindeyim.
 
Bundan bir süre önce Orkide YaÄŸları’nın sahibi ve FETÖ’nün en önemli finansörlerinden biri olan Ahmet Küçükbay’ın yargılandığı davada Küçükbay’a tahliye kararı çıkmıştı. “Yahu ne oluyor?” dedik ama mahkeme heyeti “etkin piÅŸmanlıktan yararlandı, cezasını 13 yıldan 6 yıla, onu da iyi halden 5 yıla indirdim, yattığı süre müre derken tahliyesine karar verdim” deyince sineye çektik mecburen kararı.
 
Tabii Küçükbay ne anlattı da etkin piÅŸmanlıktan yararlandı bilemem, belki de gerçekten örgütün çökertilmesini saÄŸlayacak bilgiler vermiÅŸtir. Fakat mahkemedeki ifadelerinden anlıyoruz ki Küçükbay özetle ÅŸöyle diyor: “Ben 1980’de küçük bir bakkaldım, FETÖ ile tanışarak devasa bir iÅŸ adamı oldum; zaten STV’nin kuruluÅŸunda da çuvalla para verdim. Örgüte de yıllık 4 milyon lira para aktardım.”
 
Eh, örgütle iliÅŸkisini son ana kadar koparmayan Küçükbay’ın “etkin piÅŸmanlık”tan yararlanması için gerçekten çok önemli bilgiler vermiÅŸ olması gerekiyor devletimize. Hiç kimsenin bilmediÄŸi çok önemli bilgiler. “Ä°nÅŸallah vermiÅŸtir” deyip bu bahsi kapatalım.
 
DiÄŸer yandan, birkaç gün önce yine memleketimizin güzide mahkemelerinden biri, iÅŸadamı Fettah Tamince hakkında “17-25 Aralık darbe teÅŸebbüslerinden sonra FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı bulunduÄŸuna dair yeterli delil elde edilemediÄŸi…” diyerek verdi kararını. Mahkeme, 17-25 Aralık’tan sonra da Zaman Gazetesi’nin sahipliÄŸini yürüten, verdiÄŸi ifadede FETÖ ile neler yaptığını bütün detaylarıyla anlatan Tamince’ye “sen FETÖ’cü deÄŸilsin” dedi.
 
Gerçi mahkemeye anlattıklarından anlıyoruz ki “çözüm sürecinin büyük bir destekçisi olan” Tamince, Zaman Gazetesi’nin ve cemaatin diÄŸer basın organlarının “çözüm sürecine karşı yayın yapmalarına engel olmak için” almış hisseleri. 17-25 Aralık’tan sonra ise FETÖ ile iltisaklı üniversite ve vakıfları bırakmamasına sebep, devletle iÅŸbirliÄŸi içerisinde buralardan FETÖ/PDY yapısını temizlemekmiÅŸ.
 
Bence bunlar çok makul savunmalar elbette. Dolayısıyla mahkememiz doÄŸru karar vermiÅŸ görünüyor Tamince konusunda. Zaten, mahkemenin tahakkuk ettirdiÄŸi adalete laf edemeyiz, deÄŸil mi?
 
Bu arada 17-25 sürecinden sonra Zaman Gazetesi aboneliklerini iptal etmeyen FETÖ’cülere hapis cezası verilmesini yahut görevden uzaklaÅŸtırma cezasıyla cezalandırılmalarını elbette destekliyorum. Åžaka yaptığım zannedilmesin diye üzerine basa basa söylüyorum. 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY ile ilgisini kesmeyen her bir üyenin, müntesibin, sempatizanın sürüm sürüm süründüÄŸünü görmek istiyorum.
 
Öte yandan, geçtiÄŸimiz günlerde kabul edilen bir önergeye göre “terör örgütlerine üyeliÄŸi, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduÄŸu için kamu görevinden çıkarılan ve güvenlik soruÅŸturması sonucunda kamu görevine alınmayan devlet hizmeti yükümlüsü doktorlar”ın mesleklerini “yeniden icra” edebilmelerinin süresi 600 günden 450 güne indirildi. Yine aynı önergede bu doktorlar hakkında yayınlanan KHK’da yer alan “bu doktorlar bu sürenin sonunda SGK ile anlaÅŸması olmayan hastanelerde çalışabilirler” maddesi de kaldırıldı. Yani bu doktorlar, ihraçlarını takip eden 450. gün SGK anlaÅŸmalı özel hastanelerde iÅŸbaşı yapabilecekler.
 
Kim peki bu doktorlar? 15 Temmuz gecesi akın akın hastanelere gelen yaralılarımıza “defolun gidin, sizi bu maceraya kim soktuysa tedavinizi de onlar yapsın” diyen alçaklar. Ä°ÅŸte bu alçaklar, SGK’nın finanse ettiÄŸi hastanelerde hasta görebilecekler artık.
 
Yanlış anlaşılmasın. Bence o alçaklar için yapılacak en güzel ÅŸey onları ölüme terk etmektir ama neticede ben bir bireyim, devlet böyle düÅŸünmeyebilir. Meslekten ihraç edilen ve yapılan güvenlik soruÅŸturmaları neticesinde “devlette görev alamaz” denilen doktorları ölüme terk edecek hali yok devletin. Muayenehanelerinde yahut SGK anlaÅŸması olmayan hastanelerde çalışsınlar elbette. Fakat bu alçakları SGK eliyle finanse etmek de nereden icap etti, bilemiyorum.
 
Ezcümle söyleyeceÄŸim ÅŸudur. Doktor iÅŸine, iÅŸadamı tezgâhının başına döndüÄŸüne ve FETÖ ile mücadele hiç hız kesmeden sürdüÄŸüne göre benim aklımın erdiÄŸi ÅŸudur. Zannediyorum doÄŸru ÅŸekilde mücadele edilebilecek bir FETÖ’cü arayışı var. Ä°ÅŸte tam bu noktada, FETÖ ile mücadele konusunda uÄŸraÅŸ verenleri yormadan kendimi ifÅŸa etmek istiyorum. 15 Temmuz gecesi 23.00 sularında evden çıkıp sokaÄŸa fırladığıma falan bakmayın. Yanımda yöremde insanların ÅŸehit düÅŸtüÄŸüne, yüzlercesinin yaralandığına falan bakmayın. O gece BoÄŸaz Köprüsü’nden yaptığım periscope yayınında “bu gece köpeklerin deÄŸil Türkiye’nin gecesi olacak” diye bağırdığıma falan da aldanmayın. Aranılan FETÖ’cü galiba benim!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.