Sosyal Medya

Kürsü

Hayrettin Karaman- İmam-Hatiplerin itibarı devam ediyor

Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak



Bir tek Allah her türlü eksikten ve kusurdan münezzehtir; beşer olup da onun kendisinde ve yaptığında hata ve kusur olmaması âdeten mümkün değildir. Peygamberlerde yalnızca dini tebliğ ve temsil konusunda kalıcı hata olmaz, bunun dışında, ceza gerektiren günah olmamak şartıyla onlarda bile hata ve kusur olabilir.
 
Bütün dünyada genel olarak insanların ve özel olarak da gençlerin zihniyet, ahlak ve hayat tarzlarında önemli bir deÄŸiÅŸimin olduÄŸu, bu deÄŸiÅŸimi ilâhî ahlak bakımından deÄŸerlendirdiÄŸimizde ise bir bozulmanın, bir geriye gidiÅŸin (irtica’ın) gerçekleÅŸmiÅŸ olduÄŸunda şüphe yoktur.
 
Yeni iletişim, kültür ve düşünceyi paylaşım araçları olağanüstü geliştiği için dünyanın bir yerinde olup biten başka yerlerine de kısa zamanda ulaşıyor ve esen rüzgâr herkesi bir ölçüde etkiliyor.
 
Olumsuz etkinin dînî hayatımız bakımından en zararlı olanı dünyevîleşmedir. Artık insanların pek çoğu yalnızca dünya hayatını en rahat, müreffeh, hür ve arzularını tatmin ederek geçirmeyi hedefliyorlar. Nispeten dindar olan insanlarımız bile kantarın topunu, dünya hayatı lehine kaçırıyor, âhireti belli ölçülerde unutuyor veya ikinci plana atıyorlar.
 
Genel durum bundan ibaret iken her taraf manevi bakımdan da güllük gülistanlık da yalnızca İmam Hatip Okulları ve öğrencileri kusurlu imiş gibi ikide birde bu okullar aleyhinde konuşanlar, yazıp çizenler oluyor.
 
Önce “Müslümanca baÅŸarı nedir” sorusuna cevap bulmamız, bundan sonra hangi okulun daha baÅŸarılı olduÄŸunu tespit etmemiz gerekmiyor mu?
 
Müslümanca baÅŸarı imanda, amelde, ahlakta, dine ve insanlığa hizmette baÅŸarıdır. Dünyayı Allah rızası ve ebedî âlemdeki saadet için vasıta kılmada baÅŸarılı olmaktır. Her ÅŸeyiyle fânî olan ve ebediyyete nispetle süresi bir nokta bile teÅŸkil etmeyen ÅŸu dünyada Allah ile irtibatını koparmış, maneviyat defterini dürmüş ama bilimde ilerlemiÅŸ, buluÅŸlar yapmış, Nobeller almış insanlar bize göre hayatta baÅŸarılı olmuÅŸlardan sayılmazlar. Bütün bunları, Allah’a kulluk bilinci içinde yapanlar baÅŸarılı sayılırlar.
 
Ben bir Ä°mam Hatipliyim, ama “imam-hatipçi” deÄŸilim. Ãœlkemin ve ümmetin bütün çocuklarını fiilen veya potansiyel olarak Ä°slam’ın çocukları bilirim. Kendini nispeten yetiÅŸtirmiÅŸ olan insanlarımızın birinci vazifeleri bu çocukları fiilen de Ä°slam’ın çocukları olarak yetiÅŸtirmektir.
 
Ä°mam Hatip okulları bu amaca ulaÅŸmak için bir araçtır. Kur’an kursları -yalnızca ezberletmek deÄŸil, Arapça ve usul de öğreterek Kur’an’ı anlamayı saÄŸlamak ÅŸartıyla- bir araçtır, bütün okullara konan seçmeli Kur’an, Siyer ve Ä°slam bilgisi dersleri bir araçtır. Diyanet’in eÄŸitim öğretim faaliyetleri bir araçtır. Sivil toplum örgütlerinin eÄŸitim faaliyetleri bir araçtır. Åžeriata baÄŸlı ve ehliyetli mürÅŸidlerin başında bulunduÄŸu tarikat eÄŸitimi bir araçtır. Ailelerin bilinçli ve uygun eÄŸitim için seferber olmaları bir araçtır, yazılı ve seyirlik yayın faaliyetleri bir araçtır, san’at bir araçtır… Bütün bu kurum ve kuruluÅŸların ancak aynı hedefe yönelik ve koordineli faaliyetleri bizi amacımıza daha kamil ve çabuk ulaÅŸtırabilecektir.
 
Eğer ortada bir kusur, bir başarısızlık varsa bunun vebalini yalnız birine yüklemek, kasıtlı değilse insaf dışıdır. Yüklenen kusurun aslı da yoksa bu daha ağır bir ahlak dışı davranış olur.
 
Maalesef Müslümanlığımız kusurlu olduğu için sözde Müslümanların gruplara ayrılıp birbiri aleyhinde bu karalama ve suçlamaları yaptıklarını içimiz yanarak duyuyor, okuyor, müşahede ediyoruz.
 
Geçenlerde bir zat, Ä°mam Hatip okullarının baÅŸarısız olduklarını, lüzumundan fazla açılan okulların boÅŸ kaldığını, halkın artık bu okullara raÄŸbet etmediÄŸini… yazmıştı. Ben de ilgili makamdan doÄŸru bilgileri alarak bu yazının haklı olup olmadığını ortaya koyacağımı vaad etmiÅŸtim. Yetkili makama sordum, aldığım bilgiyi özetleyerek sunacağım; bu yazıyı da ona mukaddime olsun diye yazdım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.