Sosyal Medya

Güncel

Dilipak'tan sert uyarılar: AK Parti’nin en büyük riski, AK Parti içindeki AKP’lilerdir

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak alınan erken seçim kararı sonrası iktidarı ve Türkiye'yi bekleyen olası senaryoları köşesine taşıdı. Bir yılda iki seçimin doğru olmadığını söyleyen Dilipak, İyi Parti'nin mağdur edebiyatı zeminine sahip olmaması gerektiği konusunda uyardı.



24.6.2018. Dananın kuyruğu o gün kopacak.

Ramazan Bayramından bir hafta sonra seçim.

“Erken seçim konusunda ne dersin” dediler. Dedim ki, “Bir yıldan daha az sürede iki ayrı seçim doÄŸru deÄŸil. Sosyo psikolojik açıdan da doÄŸru deÄŸil, ekonomik açıdan da doÄŸru deÄŸil.

Hassas bir bölgede bulunuyoruz. Kritik bir süreçten geçiyoruz. Darbe, terör, savaş baskısı altında spekülatif ve manipülatif bir ortam söz konusu. Dolayısı ile aceleye getirmeden ve geç kalmadan bu seçim tartışmasının sonuçlandırılması gerek.. Bana kalırsa genel seçim olmalı ve bu süreç bir an önce tamamlanmalıydı. Ama bu kadar erken beklemiyordum.

Şimdi seçimle ilgili düzenlemenin bir an önce meclisten geçirilmesi gerek. Ek bütçe gerek. Uyum yasalarının çıkması gerek.

Bu seçim tartışmasını bir seferde bitirmek gerekiyordu.. Türkiye’nin bu siyasi tartışmalardan kurtulup yoluna devam etmesi gerek. 

ABD, Suudileri ve Mısır’ı da arkasına alıp bu defa 30.000 kiÅŸilik bir vekalet savaşı yapacak bir güçle geliyor. Siyasetin bu demogojik zeminden kurtarılması gerek. Artık iktidar, ana muhalefet partisi diye bir ÅŸey yok.

Seçim ittifakı kurulabileceÄŸine göre, aslında baraj sorunu bir ÅŸekilde çözülmüş gibi. Hatta baraj konusu partileri ittifaka zorlayacak. Ä°ttifakın AK Parti-MHP ayağı belli. SP Genel BaÅŸkanı Temel KaramollaoÄŸlu “AK Parti icrayı bize bırakmaya söz verirse bu ittifak olur” gibi bir söz etti, ama anlaşılan beyefendi baÅŸkanlık sisteminde yürütmenin yasamadan ayrı olduÄŸunu bilmiyor. Ya da doÄŸrudan baÅŸkanlık yetkilerine talip. Bir bakıma doÄŸrudan ErdoÄŸan’a “davul senin sırtında olsun, tokmak benim elimde” diyor. Bu adamla kim ne konuÅŸacak ki, bu akılla. Zaten iÅŸ başına gelince ilk yapacağı en önemli iÅŸ “yatırımları durdurmak” olacakmış.

Bu durumda görünen o ki,  CHP mecburen HDP ile beraber olacak. Böyle bir ittifak da 2+2=3’eder. CHP’nin de, HDP’nin de baÅŸka gidecekleri yer yok. Mecburi istikamet bu!

Burada merak edilen konu Meral AkÅŸener’e ihale edilen Ä°yi Parti. AkÅŸener baÅŸkanlığa aday.

Ä°yi Parti ile ilgili olarak bir maÄŸduriyet edebiyatına fırsat vermemeli. EÄŸer “giremez” denirse, baÅŸka bir parti üzerinden yine girerler.

En fazla ittifak yapacak parti bana göre Ä°yi Parti veya onun adına vekaleten girecek parti olur. Bakarsınız bir sol ittifak çıkar bu iÅŸten, bir de FETÖ ittifakı. 

Solda %1’den daha az oy alan nerede ise bir düzine parti var. Bunların arasındaki saÄŸ partiler de Meral Abla ile birlikte “iktidara yürürler”. Yani Ä°lk seçimde en az 4 ittifak var. Barajı geçecek olan yalnız iki ittifak var. Ä°yi Parti, MHP, HDP ve diÄŸer partilerdeki FETÖ iltisaklıların da oyunu alacaktır. Ve tabii AK Parti içindeki Kripto FETÖ’cüler de ablalarının yanına gidecektir.

Bana kalırsa Ä°yi Parti yeni bir “Genç Parti” vakasıdır ve bu iÅŸ AK Parti’nin iÅŸine yarar. Alacakları oy da yine o seviyededir.

AK Parti’nin en büyük riski, AK Parti içindeki AKP’lilerdir. Bazı kripto FETÖ’cüler nasıl oluyor da hâlâ teÅŸkilatlarda barınıyor ve hatta yeniden göreve getiriliyor. Parti üst yönetimlerinde de bu durum çok ciddi rahatsızlıklara sebeb oluyor. Belediyelerdeki iÅŸler, atamalar, korunan bazı isimlere de dikkat çekmek istiyorum. Yargıdaki birtakım anlaşılması zor iÅŸler. Sempatizan seviyesindekiler harcanırken, üst seviyedekiler korunuyor algısı var ve bunun birçok örneÄŸi sözkonusu. Bürokraside de durum aynı. Bakan, belediye baÅŸkanı, teÅŸkilat yönetici, bürokratların kendi aralarında oluÅŸturdukları kumpas iddiaları artık şüyuu vukuundan beter hadiselerden olmaya baÅŸladı. Söylenti tehlikelidir. Susmak çözüm deÄŸil, ya da “yok böyle bir ÅŸey” diye geçiÅŸtirmek de çözüm deÄŸil. Ä°nsanları küstürürsünüz. “Sual-i mukadder”lere cevap vermek gerek. Ä°ddiaların tahkik edilmesi ve halkın doÄŸru bilgilendirilmesi gerek. Ä°ÅŸ dünyası ve ihaleler meselesi halkın aÄŸzında sakız olmuÅŸ durumda.

Bakın, bu sözler, müfsit, ÅŸizofren insanların gevezeliklerinden ibaret dedikodular deÄŸil. Ciddi bir iletiÅŸimsizlik sorunu var. 

Emevi Devleti’nin yıkılıp Abbasi Devleti’nin kurulmasında önemli rolü olan Eba Müslim Horasani’nin ÅŸu vecizesini bu vesile ile hatırlatmak isterim. Geçen gün hacamat ve Hirudoterapi uygulaması için gittiÄŸim, AK Parti eski Giresun Milletvekili Turhan Alçelik hatırlattı: Eba Müslim Horasani; “Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine baÄŸlamak ve kazanmak için de düşmanlarını yakınlaÅŸtırdılar. YakınlaÅŸtırılan düşman dost olmadı ama uzaklaÅŸtıran dostları düşman oldular!”

Paranın izini sürün, kim nerededir görürsünüz.

Siyaset “güven” deÄŸil, “denetim” müessesesidir. Bırakın babanıza, oÄŸlunuza, damadınıza, kardeÅŸinize güvenmeyi, kendi nefsinize bile güvenmeyeceksiniz. Siyasiler en çok ÅŸu duayı yapmalı: “Rabbim beni bana bırakma”! Hepimiz nefs taşıyoruz. Kabil Habil’i öldürür, KardeÅŸleri Hz. Yusuf’u Kuyuya atar, Esav Hz. Yakub’un peÅŸine düşer. Hz. Osman’ı öldürmeye gelenlerin başında Hz. Ebubekir’in oÄŸlu gelir. Siyasetçinin gözünü yakın dostları ve yakınında duran çalışanları baÄŸlar. Ve bazan “uysal ahmaklar, sinsi hainlerden daha çok zarar verebilirler, koruduklarını sandıkları kiÅŸilere ve deÄŸerlere.”

Ä°slam tarihinin en trajik olaylarından biri de Hulagu’nun BaÄŸdat’ı yıkmasıdır. Åžii asıllı Abbasi halifesinin veziri, Ä°bn-i Alkami ve yine aslen Åžiî olan ve Hulagu’ya müşavirlik eden Nâsırüddîn Tûsî bu felaketin iki ana sorumlusudur. Biri bir bakan, öteki bir müşavir. Eba Muslim de, bu olaylarla ilgili olarak iÅŸ iÅŸten geçtikten sonra yukarıdaki tesbiti yapar.

Yerel yönetim ve milletvekili adaylığı için doğru dürüst adamları seçelim. Dürüst, bilgili ve cesur. Belediyelerde ve bürokraside temizlik için seçim sonrasını beklemeyelim. Halka zulmeden, tepeden bakan birtakım adamları o makamlarda tutmayalım.

Ben kime oy vereceÄŸim, söyleyeyim. Ya iyilerden en iyiyi, ya da kötülerden az kötüye. Yani mevcutlar içinde en iyiye. Küsüp oy vermemek, en kötüye razı olmak demektir. Bu süreçte yapıp - yapmadıklarımızdan, söyleyip - söylemediklerimizden hesaba çekileceÄŸiz. “Bize hakkı hak, batılı batıl göster, hakta toplanmamızı nasib et, bizi rızanın tecellisine vesile kıl” diye dua edelim.

Biz olduğumuz gibi idare olunacağız. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Bir de Allah bizi mallarımız, canlarımız sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.

Allah, servet ve iktidarı ülkeler ve halklar arasında evirip çevirendir. Bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde hayır olabilir. Rabbim, bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uÄŸrayanların deÄŸil.  Hayırlısı olsun. Sonuç ne olursa olsun, O, bizi sabredenlerden, şükredenlerden ve direnenlerden bulacaktır inÅŸallah. Biz Ondan razıyız, yeter ki O, bizden razı olsun. 

Allahım, bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et. Bizi cahil, fasık, kafir ve münafıkların şerlerinden emin kıl. (Amin) Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.