Sosyal Medya

Genel

Bayram’ı hak eden ferasetli bir ümmet olmamız temennisiyle..

Ramazan’da, kendimizi bir ruh disiplinine tâbi tutarak, şuûrlu bir arınma mücadelesine, oruç sâyesinde girmekle ne kadar başarılı olduk? Ve, gerçekten de bayram yapmayı hak ettik mi? Bunu hem ferdî planda, hem de sosyal planda düşünmeliyiz..



Selahaddin E. Çakırgil - STAR

 

Bugün Ramazan Bayramı.. Oruç ibadetinin bizleri tâbî tuttuğu imtihandan inşaallah başarısızlıkla, sıfır not alarak çıkmamışızdır.

Bayram, verilen kararlı bir mücadelede kazanılan, elde edilen zaferin kutlanmasıdır, basit ya da folklorik bir gelenek değil..

***

Kendimize şöyle bir bakalım.

Ramazan’da, kendimizi bir ruh disiplinine tâbi tutarak, ÅŸuûrlu bir arınma mücadelesine, oruç sâyesinde  girmekle ne kadar baÅŸarılı olduk? Ve, gerçekten de bayram yapmayı hak ettik mi? Bunu hem ferdî planda, hem de sosyal planda düşünmeliyiz..

Meselâ, oruç ibadetinin hikmetini düşünerek, kendi hayatımızda  ne gibi olumlu deÄŸiÅŸiklikler yapabildik ve Ramazan’ı hayatımızda gerçekten de maddî ve manevî arınma vesilesi haline getirebildik mi?

Sofralarımızı fukara insanlara açabildik mi ve belki daha da mühimi, fakir kimselerin sâde ve zâhiren-ÅŸeklen yoksul, ama, bismillah’la açılıp, elhamdulillah’la kapanan, mânen zengin sofralarında oturabildik mi?

Ya da, anasız-babasız, sahibsiz çocukların, yetimlerin, öksüzlerin ve kimsesiz yaÅŸlıların karşısında, ‘kimsesizlerin kimsesi’ olmak sorumluluÄŸuyla hareket etmek duygu ve düşüncesi uyandı mı içimizde?

***

Fitremikdarlarını her Ramazan’da, müftülükler, kılı kırk yararcasına hesab edip açıklarlar. Ama, hesaplar yapılıp açıklanan rakamların fitre vermek durumunda olanlar için, asgarî/ en az ve alt sınır olduÄŸu pek hatırlatılmaz ve nicelerimiz de o alt sınırlarla sorumluluktan kurtulduÄŸumuzu düşünürüz de, fetvâ iletaqvâ arasındaki farkı düşünmeyiz ve verilen o fitrelerle bir kiÅŸinin bir günlük ortalama bir yemek parasının karşılanıp karşılanmadığını bile gözönüne getirmeyiz ya da o fitre mikdarını, kendi çocuklarımızın bir günlük ortalama yemek masraflarıyla mukayese etmeyiz, karşılaÅŸtırmayız.

***

Yahyâ Kemâl’in ‘Ezansız Semtler ‘ isimli, mutlaka okunması gereken, insanı düşündüren - düşündürmesi gereken  bir düzyazısı vardır, 100 yıl öncesi Ä°stanbul’dan..  Åžair o yazıda,  ezan sesi duyulmayan, evlerinde Kur’an okunmayan, ibadet edilmeyen, sokaklarına bir minare, cami veya türbeye rastlanmayan mahallelerde büyüyen çocukların, ‘Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl göreceklerini’  merak edip sorar.

Bu vesileyle Yahyâ Kemâl’in bize yönelik mesajlarına da kısaca deÄŸinelim.

O, her ne kadar yaÅŸayış tarzıyla bir Müslümanın imrenmemesi gereken bir sosyal çevrede yaÅŸamışsa da, ‘dînen günahkâr olmak, dinî hayata imrenmeye mâni deÄŸildir’, anlayışınca;  gerek ÅŸiirlerinde, gerekse düzyazılarında, bizim gönül tellerimizi dokunan ifadelerle bizim dünyamızı çok edebî ÅŸekilde seslendirmiÅŸtir. Sanıyorum, onu sırf edebî ve estetik bir kayguyla da yapmamıştır.  Nitekim, o zamanlar Ãœsküdar’ın fakir-yoksul bir semti olan Atik Valde’yi anlattığı ÅŸiiri de son derece düşündürücüdür.

‘(…)

Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,

Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri..

Yârab, nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!

Tenhâ sokakta kaldım, oruçsuz ve neş'esiz.

 

Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı

Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı..

Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime;

Az çok ferahladım ve dedim kendi-kendime:

"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;

Mâdem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."

 

Evet, Müslüman halktan kopuk yaÅŸayışından ve oruçsuzluÄŸundan dolayı yaÅŸadığı gurbet duygusunu bu kadar sarih bir ÅŸekilde itiraf eden az kiÅŸi vardır herhalde.. Onun ‘Süleymaniye Bayram Sabahı’ ve KocamustâpaÅŸa’ ÅŸiirlerinde, Müslüman hayatına imrendiÄŸini ve amma o öz varlığımızdan kopuÅŸumuzun acılarını yansıtan mısraları da fevkalâde güzel ve düşündürücüdür.

***

Ramazan’da eÄŸer kendi maddî ve manevî bünyemize olumlu bir ÅŸeyler katabildikse, bunları bir folklorik gelenek gibi görmeyip,  o kazanımları gelecek Ramazan’lara ulaÅŸtırmayı ve daha ileriye götürmeyi ve bu mübarek ay sonundaki bayramı ve ifade ettiÄŸi deriiin mânâyı düşünerek, onun bereketlerinden nasiblenmemiz temennilerimle, okuyucularıma tebriklerimi sunuyorum efendim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.