Sosyal Medya

Kürsü

Sen Hiç Aşık Oldun mu?

Şükrü Çıblak



Aşk var mıdır, yok mudur? Varsa beşeri midir? İlahi midir? Aşk yoksa bu duman nereden çıkıyor?

Aşk vardır. Böyle başlamak gerekir. Çünkü azımsanmayacak kadar kişi aşk olduğunu söylemekte ve bu aşk azımsanmayacak kadar film, hikâye ve romanların ana konusu olmuştur.

Leyla ile mecnunun aÅŸkı ve benzer aÅŸk hikâyeleri her dilde ve kültürde çoktur. BaÅŸta nefsim olmak üzere herkes illa ki âşık olmuÅŸtur. Bazıları aÅŸklarıyla evlenirken bazıları da görücü vb. yolla evlenmiÅŸtir.  AÅŸk evliliÄŸi mi mantık evliliÄŸi mi? Sorusunun cevabı araÅŸtırmaya deÄŸer bir konu. Onu istatistiklere vurmak iÅŸini bilim adamlarına bırakalım.

Kimsenin inkâr edemediği aşk olayı belli ki fıtri bir olaydır. Yani Allah vergisidir. Eğer bir şey Hüdai ise onu yaşamak günah değil bilakis doğal olandır, mubahtır.

Geleneksel kodlarımıza yerleşen ya da merdiven altı din anlayışlarımızdan kaynaklı bazı şeyleri aklımızı kullanmadığımızda inkâr etme yoluna gidiyoruz. İnkâr etmekle kalmayıp onun yerine bir şey koymak gerekir. O zaman ne yapalım sorusunun cevabı olarak ilahi aşk diye bir garabeti uydurmuşuz. Hem de bunu bir okul haline getirmişiz. Onun için beşeri aşk haram, günah. Ancak ilahi aşk makbul ve sevap öyle mi? Külliyen yalan. Neden mi bu kadar net konuşuyorum. Çünkü ilahi aşk olarak tarif edilen şey temel kaynağımız olan kuranda yoktur. Aksine beşeri aşk vardır.

Allah kitabında akletmekten bahseder. Hâlbuki ilahi aşkta akıl baştan gitmiştir. Allah ise namazda bile uyuşturan, aklı yok eden şeyden uzak durmayı makbul görür. Eğer ilahi aşk bir ibadet se akıl baştan gidemez, eğer akıl baştan gidiyorsa ibadet değildir.

Peki, bu nereden çıkmıştır derseniz; kodlarımızda dünya geçici, değersizdir. Dünya bir çilehanedir. Burada cennet yoktur. Cenneti yaşıyorsan cehennem yolundasın. Cehennemi yaşayacaksın ki cennet yoluna giresin.

Onun için tat veren her şeyden uzak dur. Eziyet veren her şeyi yap ki cennete gidesin. Bazı şizofren kişilerin dışında kimse ilahi aşkı dillendirmez. Diğer kimseler ise, birileri bahsediyorsa elbet bir bildikleri vardır. Bizde gaipten haber alamadığımıza göre evliya ve şeyhler diyorsa ne diyelim var diyorlarsa vardır. Bunu ne kimse görmüş ne de yaşamış. Yaşadığını söyleyenler de inandırıcı değil.

“ister idim Allah’ı

Buldum ise ne oldu.

Ağlar idim dünü gün

Güldüm ise ne oldu.”

Yunus Emre

“bu bir bela pazarıdır. Bu pazarda her gün satılıp duran ise yalnızca gamdır. Ne var ki, bunun alıcısı sayısızdır. Ama bir satanı(onu başından atabilen) yoktur.” (Mehmet paÅŸa)

“Gerçek hadis imiÅŸ bu ki, hubun vefası yoh” Nesimi

 

Evet, âşık olacaksın. Âşık olamadıysan sende bir eksiklik var. İlk doğduğumuzda, Ciğerlerimiz açılsın diye ağlamamız. Zaman sonra konuşmaya başlamamız. Yürümemiz, Yaratıcıyı sorgulamaya başlamamız. Derken ergenlik çağını yaşamamız, şahsiyetin oturması içindir. Bunlardan biri de karşı cinse ilgi duymak ya da âşık olmaktır. Öyle olacak ki karşı cinse nasıl davranacağımızı öğrenelim. Âşık olacağız ancak belki karşılığını alamayacak. Aşkın devamı için iki taraflı olması gereğini yaşayacağız. Yani duygusallıktan akılcılığa geçiş aşamasını yaşayacağız. Âşık ta olsak mutlu olamayacağımız ihtimalini, aşk evliliği de yapsak sona götüremeyeceğimiz ihtimalini de unutmayacağız.

Farklı duygu ve özellikte insanla nasıl yaşayacağımızı öğreneceğiz. Saygıyı, sevgiyi, tahammülü, empatiyi, hayatın gerçekliğini öğreneceğiz.

Biz ne yapıyoruz?  Ortamdan izole ederek, ders çalışmaya yönlendirerek, uzak tutarak doÄŸal geliÅŸimini engellemiÅŸ oluyoruz. Elimizde olsa çocuklarımızı kafeslere koyup ölümüne yakın çıkaracağız ki bir ÅŸeye bulaÅŸmadan hayatı idame etsin. Sonra ne olacak. Kız erkeÄŸe, erkek kıza, günaha götüren sebep olarak bakacak, aile hayatı başından sekteye uÄŸrayacak.

“GüzelliÄŸin on par etmez bu bendeki aÅŸk olmasa” Aşık Veysel

“Yılın en uzun gecesinin hangi gece olduÄŸunu müneccimler ile takvim düzenleyenler deÄŸil, ancak gama müptela olmuÅŸ âşıklar bilir.” Eski bir doÄŸu ÅŸiiri

“Âşık olanın ah ve inleyiÅŸleri eksik olmaz. Denizde giden gemiye elbette her an bir rüzgâr gerekir.”

Ancak ya benimsin ya kara toprağın demeyeceğiz.

Peki, ne yapalım. Kızımız oğlanlarla gezsin, erkekli kızlı partilere gitsin, hatta daha ileri gitsin. Sonra olmadı başkasına gitsin. O da olmadı diğerine gitsin. Elbette böyle değil.

Allah sevgiden bahseder, ancak Allah sevgisinin üstüne çıkarmayı sevmez. Âşık olunur ancak mesafeli, ölçüsünde aşk. Bekli en fazla yan yana gezmek. Karşı cinsle yalnız kalmamak. Yani ölçü koyacağız.

Aksi halde mutsuz evlilikler. Kırkından sonra sapıtmalar. İkinci bahar âşıkları görebiliriz.

Bazı tarikatlar, nasıl ki Allah resulünün dini yaÅŸantısını beÄŸenmeyip ekleme yapıyorsa, bizlerde Allah’ın koyduÄŸu sınırları yeterli bulmayıp, kendimizce yeni ÅŸeyler icat etmeyelim.

Aslında aşktaki gam, vefa, kavuşamama insanı yetiştiriyor. Sabrı öğretiyor.

Peygambere âşık olanlar peygamberlerden en uzakta olanlardır. Peygamberi sevmek onu yüceltmekten çok takip etmektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.