Sosyal Medya

Makale

AB’yi Türkiye’ye yaklaştırabilecek konjonktür

Bazen krizleri avantaja dönüÅŸtürmek mümkün olur. Türkiye’nin bulunduÄŸu coÄŸrafya, içinden geçilen zaman aralığında bu imkanı veriyor gibi.

Suriye konusu, ABD ile Rusya’nın kararlarına kaldı, baÅŸta Avrupa ülkeleri olmak üzere hemen tüm diÄŸer oyuncular, yardımcı oyuncu haline geldi. Suudi Arabistan’da neredeyse darbe diyeceÄŸimiz bir siyasi deÄŸiÅŸim oldu, bu OrtadoÄŸu’da ABD’nin deÄŸiÅŸtirdiÄŸi politika ile gayet uyumlu. Zira ABD, OrtadoÄŸu’da muhalif güçler denen kesimler içindeki radikal unsurları destekleyen her yönetimle iliÅŸkilerini germe kararı almıştı. Ayrıca, Irak ve Suriye’nin bölünme ihtimallerini ortadan kaldırmaya çalıştığını, bu çerçevede kısmen Ä°ran’ı da kazanmaya çalıştığını hatırlamak gerek. Ä°ran ile yapılan her ‘kazanma’ pazarlığının radikal kuruluÅŸlara destek konusunu kapsadığı, bir dizi örnekle anlaşılabiliyor.

Öte yandan Kıbrıs’ta sürüp giden ancak sonuç alınması zor görünen bir süreç yaÅŸanıyor. Anlaşıldığı kadarıyla AB’nin bu sürecin kenarında durduÄŸu, esas olarak ABD’nin gözetim yaptığı bir durum söz konusu.

Ukrayna’da ise durum tam tersi; Rusya ile karşı karşıya gelen ABD deÄŸil, NATO ve AB, yani Avrupa. Yani Avrupa OrtadoÄŸu’nun dışına itilirken Rusya’nın önüne sürülmüÅŸ gibi.

Enerji sorunsalı

Meseleye bir de enerji cephesinden bakılabilir. Rusya, petrol; ABD’de de doÄŸalgaz alanlarına dokunmama kararlılığı içinde davranırlarken, sistemdeki diÄŸer güçler bu dengeyi bozacak giriÅŸimlerde bulunmuÅŸlardı. Bu geliÅŸmeye bir de ‘Arap baharı’ eklenince, dengeler iyice deÄŸiÅŸti ve yeni bir güç mücadelesi ortaya çıktı.

ABD, kaya gazı baÅŸta olmak üzere alternatif enerji kaynaklarını geliÅŸtirirken, Avrupa’nın bağımlılığı arttı. Bu bağımlılığı saÄŸlayan hatlardan birinin Ukrayna’dan geçiyor olması da, neden bu ülkede kriz çıktığını anlamayı kolaylaÅŸtırıyor. Vana Rusya’nın elinde olduÄŸu sürece, Avrupa’nın paniÄŸe kapılması normal. Ancak kabul etmek gerekir ki bu panik Avrupa’yı Ukrayna’da hata yapmaya itti; krizin alevi AB-Ukrayna iliÅŸkileri sonrasında çıktı.

Tam bu sıralarda DoÄŸu Akdeniz’deki; Kıbrıs-Suriye-Ä°srail üçgenindeki doÄŸalgaz gündeme geldi. Bu gazın Avrupa’ya aktarımı konusu da yeni ittifaklar zinciri ihtiyacı ortaya koydu. Bu ittifakın zayıf halkası olarak görülen Mısır’a ‘çeki-düzen’ verildi, ÅŸimdi benzeri Suriye’de olacak. 

Gelelim Türkiye’ye. Ukrayna’dan giden hattın muadilinin Türkiye’den geçmesi, DoÄŸu Akdeniz’de Türkiye’nin Ä°srail-Mısır iliÅŸkilerini düzenleyerek garantör niteliÄŸi kazanması, ayrıca Irak ve Ä°ran’dan ileride daha fazla akabilecek enerjinin de Türkiye’den geçmesi olası. Bütün mesele, Rusya’nın bunlara razı olmasında.

Türkiye’nin yapabilecekleri

Åžimdilik, Rusya öncelikle ‘Batı’ya giden ana damarların Türkiye’den geçmesini, DoÄŸu Avrupa ve Ukrayna’ya tercih edebilir. Benzer biçimde DoÄŸu Akdeniz konusunda da Avrupalı güçler yerine Türkiye-Ä°srail hattına razı olabilir. Bu olasılık kendi kendine gerçekleÅŸmez, uÄŸraÅŸmak lazım. Ancak, bir biçimde geliÅŸmeler bu yönde bir seyir gösterirse, Türkiye’nin Avrupa nezdindeki öneminin artacağına ÅŸüphe olmaz.

ABD’nin hemen her durumda savunduÄŸu, Rusya’nın da dolaylı olarak, isteyerek ya da istemeyerek teÅŸvik ettiÄŸi durum Türkiye’nin AB’ye yaklaÅŸması. AB ülkeleri bunu ne ölçüde farkında, belli deÄŸil. Ancak özellikle Fransa ve Almanya’nın anlamaya mecbur kaldıkları bir konjonktür söz konusu. Bu iki ülkeyle iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesi ve AB nezdinde yeniden güven saÄŸlayacak adımların atılması, ardından da 23. ve 24. müzakere baÅŸlıklarının açılması için bastırmanın tam sırası.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.