Irak Kürt Bölgesel Yönetimi hükümet koalisyonunun büyük ortağı Kürdistan Demokratik Partisi’nin dış iliÅŸkiler bölümü baÅŸkanı Hemin Hawrami, uluslararası toplumun kendilerine sürekli Türkiye ile iyi geçinme tavsiyesinde bulunduÄŸunu söyledi.

Al Jazeera’nin sorularını Erbil’de yanıtlayan Hawrami, birçok ülkenin Kürdistan ile ilgili kararını, Türkiye’nin tutumuna paralel olarak belirlediÄŸini söyledi. Türkiye’yi ‘stratejik kapımız’ olarak tanımlayan Hawrami’ye göre, Kürdistan ile iyi iliÅŸkiler Türkiye’yi daha da güçlü kılacağı için ‘bazıları’ bu iliÅŸkilere karşı.

Hawrami, Kürtlerin önünde iki yol olduÄŸunu vurguladı; BaÄŸdat ile son bir kez deneme ya da kendi kaderini tayin. Kendi kaderini tayin yolundaki seçenekler de bağımsızlık veya kendi milli futbol takımıyla Dünya Kupası'na giden, IMF ile kendi iliÅŸkilerini kuran, dış politikasında da özerk davranan çok gevÅŸek bir konfederasyon.

ABD’den kendi kaderlerini tayin yolunda istedikleri kadar desteÄŸi bulamadıklarını anlatan Hawrami’ye göre, Washington’u deÄŸerlendirirken gerçekçi olmak lazım ama Washington da, Irak Kürdistanı’nı deÄŸerlendirirken gerçekçi davranıp, Kürtlerin 'bilinmez bir geleceÄŸin rehinesi' olmayacağını görmeli. Kürtlerden aciz devlet konumuna düÅŸmek üzere olan Irak’ın bir parçası olması beklenmemeli.   

Hawrami’ye göre, BaÄŸdat Sünnileri dışladığı sürece IŞİD de bölgede kalıcı olacak. Çünkü IŞİD ile baÅŸ edebilecek tek güç, Sünnilerin kendileri. Kimse de Maliki gibi Saddam Hüseyin dönemi uygulamalarını geri getiren biri için Kürtlerin IŞİD ile çatışmasını beklememeli.

KDP Dış Ä°liÅŸkiler Bölümü BaÅŸkanı'na göre, Irak Kürdistanı’nda da bir tek Kürtler deÄŸil, Türkmenler baÅŸta olmak üzere baÅŸka topluluklar da var ve hepsinin haklarını garanti altına alacak düzenlemeler yapılıyor. Yapılacak bir referandumla Kerkük, Kürdistan’ın bir parçası olmaya karar verirse, KDP, Kerkük’e özel statü vermeye de hazır.

Irak Kürdistanı’nın önündeki seçenekler neler? Hangi seçenek ne zaman, hangi koÅŸullar altında uygulanır?  

Önümüzdeki seçenekleri deÄŸerlendirmeden önce, tarihe bakalım çünkü bulunduÄŸumuz yer bir sonuç aslında. Biz aslında yarı-bağımsızdık ama yeni Irak’ın bir parçası olmayı kabul ettik. Sünniler de, Åžiiler de katılmayı istemezken, yeni Irak ordusunu peÅŸmerge kurdu. Biz bu yeni Irak’ın parçası olmayı kabul ettik ama elbette ÅŸartlarımız vardı. Bu yeni dönemin bazı temel ilkeleri olmasını istedik. ÇoÄŸulculuk, federal sistem, uzlaÅŸma, kapsayıcı yönetim, anayasaya uygunluk ve bir partinin, bir kiÅŸinin, bir mezhebin yönetiminin son bulması. Yani Saddam döneminin tamamıyla kapanmasını istedik. Ama ÅŸimdi elimizde ne var? Bunu söylerken 2003 ile 10 Haziran arasındaki dönemden söz ediyorum çünkü 10 Haziran’dan sonra tamamıyla ama tamamıyla farklı bir Irak ile karşı karşıyayız.  Bu sürede tam 11 yıl bu sözüne ettiÄŸim formülün hayata geçirilmesini bekledik. Ama sonunda ne elde ettik? Anayasa bir tarafa bırakıldı, Sünniler dışlandı, Kürtler marjinal kılındı, ılımlı Sünniler ülke dışına atıldı ve ılımlı Åžiiler yabancılaÅŸtırıldı. Saddam Hüseyin çağına geri döndük. Bir partinin içindeki bir adamın yönetimine. Bir piramit inÅŸa edildi, tam tepesinde adına Maliki denilen kiÅŸi oturuyor. Bir devlet adamı gibi davranmadı, bu piramidi kendisi için inÅŸa etti, bu yüzden de istihbaratın baÅŸkanı, genelkurmay baÅŸkanı, güvenlik sisteminin baÅŸkanı oldu; ekonomiyi de bu piramidin etrafına inÅŸa etti. Kendisini öyle bir konumlandırdı ki bu siyasi atmosferin köÅŸe taşı oldu. EÄŸer onu sistemden çıkartırsanız, ortalıkta devlet falan kalmaz. Ä°ÅŸte bu yüzden de birinci dönem baÅŸbakanlık yaptıktan sonra ikinci dönemde ısrar etti ve ÅŸimdi de üçüncü dönemde ısrar ediyor. Maliki olmazsa, Irak da olmayacak. Bu BaÄŸdat’taki genel durum.

Peki bu dönemde BaÄŸdat Erbil iliÅŸkileri?

Anayasa’nın 140. maddesi var ki uygulanmadı. (Kerkük de dahil ihtilaflı bölgelerin statüsünün belirlenmesi için referandum yapılmasını öngören madde) hidrokarbon yasasının (doÄŸal kaynakların nasıl ihraç edileceÄŸini düzenleyecek olan yasa) federal sisteme uygun olmasını istedik, onlar tek merkezli bir yapımız varmış gibi bir yasa çıkarmak istediler. Nüfus sayımı yapalım dedik, izin vermediler, PeÅŸmergelerin güvenlik sisteminin bir parçası olmasını istedik, karşı çıktılar. Ä°ÅŸte bunlar yüzünden Kürdistan ve BaÄŸdat arasındaki bütün meselelerde anayasa ihlal edildi, bize ortak gözüyle bakmadılar. BaÄŸdat’taki duruma bakın, Maliki’nin bu dışlayıcı politikaları olmasaydı IŞİD’in Musul’un kontrolünü ele geçirmesi imkânsız olurdu. Dışlayıcı, mezhepçi politika geri tepti ve bir yanda Sünni aşırılıkçılar diÄŸer yanda da Åžii aşırılıkçıları büyüttü. Ordu da eriyor. Maliki’nin kendisi, ÅŸimdi paralel ordu kurmanın gereÄŸinden söz ediyor. KastettiÄŸi paralel ordu nedir? Åžii milisler. Çünkü Irak ordusunun Sünni aşırılıkçılara direnemeyeceÄŸine inanıyorlar, o yüzden de Sünni milislere karşı Åžii milisler istiyorlar. Bu 9 Haziran’a kadar böyleydi.

Ne oldu 10 Haziran’da?

9 Haziran’da uyuduk, 10 Haziran’da uyandık ve kahvaltı etmeden tamamıyla baÅŸka bir Irak’a uyandığımızı fark ettik. Bir gece önce merkezi hükümetle 1065 kilometrelik bir sınırımız vardı, sabah uyandığımızda bu sınırın yalnızca 15 kilometreye düÅŸtüÄŸünü gördük. Sınırımızın 1050 kilometrelik kısmı Ä°slam devleti denilen yeni bir devlete aitti. Eskiden biz ve Irak’tı; ÅŸimdi biz, Ä°slam Devleti ve Irak var.

Åžimdi yeni bir gerçekliÄŸimiz var. BaÄŸdat’ta aciz olmak üzere olan baÅŸarısız bir devlet var. Ama ÅŸimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız, altı milyon insanın hayatından sorumluyuz.

Irak Kürdistan’ında tam olarak kaç kiÅŸilik bir nüfustan söz ediyoruz?

Kerkük ve diÄŸer alanlarla birlikte 6-7 milyon civarı. Ayrıca 250 bin Suriyeli mülteci var. Daha önce de 350 bin ülke içinde evlerinden edilmiÅŸ Iraklı mülteci vardı. Åžimdi de Irak’ın diÄŸer ÅŸehirlerinden gelenler var. Yani nüfusumuz yaklaşık bir milyon kiÅŸi arttı. Åžimdi sorumlu bir liderlik olarak haritaya bakıyoruz, ulusal güvenliÄŸimize bakıyoruz ve 1500 kilometrelik sınırımızın dünyanın en tehlikeli terörist örgütü tarafından tehdit edildiÄŸini görüyoruz. Kuzey’de IŞİD var, güneyde ise… Söyler misiniz, Ashab ehli hak (Åžii silahlı bir grup) ile IŞİD arasındaki fark nedir? Yani elimizde Maliki var, 11 yıldan beri ilerlemeyen iliÅŸkiler var, son altı aydan beri bütçeden almamız gereken payı almıyoruz. Kimse bundan söz etmiyor, ne Åžiiler, ne de Sünniler. Hatta ABD DışiÅŸleri Bakanlığı'ndan bile bu durumu kınayan bir açıklama gelmedi. Dolayısıyla ÅŸimdi sorumlu siyaset yapıcılar olarak, halkımız için, Kürdistan için, bölge için ve dünyadaki ılımlı demokratik kamp için en iyisi ne diye düÅŸünmek zorundayız.

Elinizdeki seçenekler neler?

Bu seçeneklerden ilki, seçenek A. Biz, bu aciz olmak üzere olan, baÅŸarısız devletin bir parçası olamayız. Bizim daha iyi bir geleceÄŸe ihtiyacımız var. Kendi kaderimizi belirleme hakkımız. Bunu Kürdistan’nın bütün insanları için söylüyorum. Çünkü biz burada yalnızca Kürtlerden söz etmiyoruz; Kürdistan’da Türkmenler, Araplar, Hıristiyanlar var. Yani bu olası ulus için bir ulus devleti deÄŸil, içinde vatandaÅŸların yaÅŸadığı bir ülke. Biz bu A seçeneÄŸini üzerinde çalışmaya, BaÅŸkan Barzani parlamentodan özgürlüÄŸüne yeni kavuÅŸmuÅŸ yerlerde referandum yapılması için hazırlık yapılmasını istediÄŸinde baÅŸladık. Ä°nsanlara ÅŸu sorulacak, Kürdistan’ın bir parçası olmak istiyor musunuz? Çünkü biz bu bölgelere bir ÅŸeyi dayatmak istemiyoruz. Askeri olarak ilhak etmeyi? Hayır. Biz bu referandumda mahalle mahalle fikir soracağız, belki de bir yerin merkezi Kürdistan’ın parçası olmak isteyecek ama bir mahallesi istemeyecek o zaman neden Kürdistan’ın parçası olmak istemeyen yerlere peÅŸmerge gönderelim ki? Belki bazıları Tikrit’in bir parçası olmak isteyecek. Biz bütün bu isteklere açığız ve saygılıyız.

Referandumda Kürdistan içinde olmak istiyoruz, denilirse bu saydığınız gruplara ne olacak?

Ama bu referandum yapıldıktan sonra, bunun Türkler için önemli olduÄŸunu biliyoruz ve Türk dostlarımızla sürekli danışma içindeyiz. Kürdistan her zaman diÄŸer azınlıklar söz konusu olduÄŸunda açıktı, açık ve açık kalacak. Ä°ÅŸte bu yüzden ÅŸimdi parlamentoda, bütün azınlıkların eÅŸit haklara ve sorumluluklara sahip olması için, bu haklarının garanti altına alınması için yeni yasalar yapıyoruz. Aslında azınlık bile demiyoruz, tek tek bütün topluluklar. Nasıl bir Kürt bu ülkenin baÅŸbakanı olabiliyorsa, gerekli oyu alırsa, bir Türkmen de baÅŸbakan olabilmeli. Kerkük, Kürdistan’ın bir parçası olacaksa biz Kerkük’e Kürdistan içinde özel statü vermeye hazırız. Kerkük’ün bir Türkmen valisi olmasına, Bir Arap'ın emniyet müdürü olmasına hiç itirazımız yok. Bizim için istikrar ve bir arada yaÅŸamak önemli. Ä°nsanlar Kürdistan ile birlikte daha iyi bir hayatları olacağını, onurlarının korunacağını gerçek anlamda karar alma mekanizmasının ortağı olacaklarını bilmeliler. Parlamento bunların saÄŸlanması için yasa deÄŸiÅŸiklikleri üzerinde çalışıyor. Bugün iktidarda KDP var ama belki yarın baÅŸka bir parti gelir. Öyle bir yasal deÄŸiÅŸiklikler yapıyoruz ki haklar geri alınamayacak.

Referandumdan sonra?

Diyelim ki bu referandumda insanlar Kürdistan’ın parçası olmaya karar verdi, o zaman da liderliÄŸe ne için yetki verdiklerini soracağız. Bağımsız bir devlet mi olmak istiyorlar ya da bağımsız bir devlet olup Irak ile konfederasyon mu olmak istiyorlar.

 Konfederasyon içinde bağımsızlık ne demek?

Egemen bir devletisiniz ama konfederasyon için bazı egemenlik haklarından vazgeçiyorsunuz. Mesela BM’de Irak Konfederasyonu, konfederasyon olarak temsil edilecek ama Konfedere Kürdistan olarak, tıpkı Ä°skoçya gibi milli takımımız olacak ve Dünya Kupası'na katılabileceÄŸiz. IMF ile anlaÅŸma imzalayabileceÄŸiz dış politikamızda biraz daha bağımsız olabileceÄŸiz. Bu A seçeneÄŸi.

B seçeneÄŸi nedir?

A seçeneÄŸine paralel olarak ve onunla aynı zamanda geliÅŸen B seçeneÄŸi var. Burada Sünni ve Åžii kardeÅŸlerimizi bu korkunç durumla baÅŸ baÅŸa bırakmıyoruz. Bu duruma çözüm bulmaları için elimizden gelen her ÅŸeyi yapacağız. Ama 10 Haziran’dan sonra yeni bir Irak var ve koÅŸulları da yeni olmalı. BaÄŸdat’taki siyasi süreç devam etmeli, biz bu süreci boykot etmiyoruz, terk etmiyoruz. Ama bunun için Maliki gitmeli. Maliki ve onun piramidi. Maliki’nin yerine o piramitten biri de gelmemeli. Gerçekten ama gerçekten bir deÄŸiÅŸikliÄŸe ihtiyacımız var BaÄŸdat’ta. BaÄŸdat bu deÄŸiÅŸikliÄŸe hazır mı, bu meydan okuyan bir soru. Parlamento toplanamıyor, parlamento baÅŸkanı seçemiyor, baÅŸkan ya da baÅŸbakan adayı çıkartamıyor. Bu yüzden A seçeneÄŸi üzerinde çalışıyoruz çünkü B seçeneÄŸinin çok bilinmez bir geleceÄŸi var.

Ama A seçeneÄŸini uygulasak bile, burada kalacağız ve Sünnilerin, Åžiilerin düÅŸmanı olacak halimiz yok. Sınırımızda IŞİD ile komÅŸu olmak yerine, ılımlı Sünni bir devletle komÅŸu olmayı elbette isteriz. Ä°ÅŸte bu yüzden iliÅŸkimizi koparmıyor ve B seçeneÄŸi için de çalışıyoruz. Hep burada kalacağız yani boÅŸanamayız. Bu sorunun bazı dinamikleri elbette bizi de etkileyecek ve bu nedenle BaÄŸdat’ın sorunu deyip bir kenara çekilemeyiz.

Ama Maliki’nin gitmesi ya da Irak’ta kısa bir zamanda hükümet kurulması pek mümkün gözükmüyor.

O zaman bizde A seçeneÄŸine yoÄŸunlaşırız. Biliyor musunuz, bizim pozisyonumuz artık daha iyi anlaşılıyor. Bu iÅŸin sorumlusu Kürtler deÄŸil. Kürtler ÅŸu anda olan biten için suçlanamazlar. BaÄŸdat bizden uzaÄŸa gitti, BaÄŸdat federal Kürt devleti ile birlikte yaÅŸamak istemedi. Kürtlerin Irak’ın bir parçası gibi hissetmek isteÄŸini geri çevirdiler. EÄŸer bir eve giderseniz ve o evde aÅŸağılanırsanız, ne yapacaksanız, gidip kendinize yeni bir ev yaparsınız.

Kamuoyunuz ne diyor?

Biz bu sürece kendi kaderini belirleme diyoruz çünkü buna Barzani, KDP, ya da baÅŸka bir parti karar vermiyor, insanlar karar veriyor.  1991’den sonra iki kuÅŸak geçti ve bağımsızlıktan daha azına razı deÄŸiller. Liderlik kendi kamuoyumuzdan gelen büyük bir baskı altında. Neden bağımsızlığı ÅŸimdi ilan etmiyorsunuz diye. Hatta bu geçen 11 yıl için bile suçlanıyoruz.

Niye bağımsızlık demiyorsunuz da 'kendi kaderini tayin' diyorsunuz?

Çünkü insanların henüz ne diyeceÄŸi belli deÄŸil. Belki diyecekler ki, 'hayır gerek yok'. Belki de insanlar diyecek ki 'hadi bağımsız olalım ama beÅŸ sene sonra' ya da diyecekler ki 'Irak’a son bir ÅŸans verin ve bir yıl içinde ÅŸunları ÅŸunları yapmazlarsa, bağımsız olalım.'

Tarihimizdeki çok belirleyici bir andan geçiyoruz. Öyle bir an ki bu tek başınıza liderlik olarak karar veremezsiniz, illa insanlardan bunun için yetki almanız gerek.

Ama öyle anlaşılıyor ki ABD’den istediÄŸiniz desteÄŸi alamadınız.

Bizim için dostlarımızla sürekli danışma içinde olmak çok önemli. ABD DışiÅŸleri Bakanı Kerry buradaydı, bizim heyetimiz Washington’a gitti. Ama belki de beÅŸ yıl önce ABD’nin siyaseti tek Irak siyasetiydi. Ama ÅŸimdi yeni gerçekler var. Siz durumları her zaman yaratamazsınız, bazen yeni durumlar ortaya çıkar ve siz de onları etkilemeye çalışırsınız. ABD için ve baÅŸkaları için beÅŸ yıl önce durum baÅŸka olabilirdi ama ÅŸimdi dünyanın en güçlü uluslararası terör örgütü belli bir toprak parçasını kontrol ediyor. Bu alan Tıkrit, Diyala’dan Deyr i zor’ a kadar Halep’e, Ä°dlib’e gidiyor. IŞİD’in kontrol etiÄŸi alan bütün Lübnan’dan tam beÅŸ kat daha büyük. Bu alan uluslararası teröristleri kendisine çekiyor. Åžimdi silahları var, çok güçlüler, intihar saldırganları var, paraları var.

Bu geliÅŸmeler çok hızlıydı. Washington’un kendi öncelikleri var. Irak’tan çıkma stratejisi var. Onların gündeminde Arap-Filistin meselesi var, Asya var. Yani Irak’ta statükodan yanalar ama dinamikler deÄŸiÅŸti ve yeni meydan okumalar var. Bizim BaÄŸdat’a son bir ÅŸans vermemizi istiyorlar. Ä°ÅŸte bu yüzden Kürtlerin BaÄŸdat’ı kurtarma sürecinde öncü olmasını istediler bizden. ABD birinci seçeneÄŸi, kendi kaderini tayin seçeneÄŸini desteklemese de reddetmedi. Belki zamanlama ve mekanizma hakkında endiÅŸeleri olabilir, bu da anlaşılır. ABD’ye Erbil’den deÄŸil, Washington’dan bakmak lazım. Onları deÄŸerlendirirken gerçekçi olmalıyız ama onlar da bizimle ilgili gerçekçi olmalı. Biz bilinmeyen bir geleceÄŸin rehinesi olamayız.

Sizce IŞİD’in oluÅŸturduÄŸu yapı kalıcı mı?

Evet kalıcılar. Neden? Çünkü bu gücü o topraklardan atabilecek tek güç Sünnilerin kendileri. Bunu ne zaman yaparlar? BaÄŸdat kendilerine gerçek ortak gibi yaklaÅŸtığında. BaÄŸdat bunu yapar mı? BaÄŸdat geçmiÅŸte bu konuda baÅŸarısız olduÄŸunu kanıtladı. Kim IŞİD’i etkisiz hale getirecek? Onları BaÄŸdat’ın dibindeki Felluce’den bile atamayan Maliki mi? Ocaktan beri Felluce’deler. Musul, Felluce’den 12 kat daha büyük. Biz de IŞİD ile Musul içinde savaÅŸmayacağız çünkü Sünnilerle savaÅŸmayız, özellikle BaÄŸdat’taki bir Åžii baÅŸbakan için. EÄŸer Sünniler IŞİD ile savaÅŸmaya karar verirse onları desteklemek için elimizden gelen her ÅŸeyi yaparız. Onları terörizmle mücadelelerinde destekleriz. IŞİD kalıcı. Bu uluslararası toplumun güvenliÄŸini tehdit ediyor mu? Elbette. IŞİD ya da bu aciz devlet durumundaki Irak ile uÄŸraÅŸmak mı daha iyi: yoksa güvenli, güvenilir, istikrarlı, azınlık haklarına saygı gösteren, bir arada yaÅŸamaya önem veren, demokrasisi geliÅŸen, enerji güvenliÄŸine katkıda bulunan ve daha fazla katkıda bulunmak için potansiyeli olan, geliÅŸen bir pazarı olan bağımsız bir Irak Kürdistanı ile anlaÅŸmak, ittifak kurmak, sınırlara sahip olmak mı?

Türkiye’nin size yaklaşımını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Türkiye’ye bakın. IŞİD nedeniyle ülkenizde enflasyon neredeyse yüzde bir arttı. Irak ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi düÅŸtü. Eskiden Türkiye için Irak, ikinci büyük ticaret ortağıydı ÅŸimdi üçüncü. Aslında herkes de Türkiye’ye bakıyor. Türkiye, Kürdistan konusunda ne yapacak? Bizim için Türkiye stratejik kapı. Herkes Türkiye’ye bakıyor, Türkiye, Kürdistan’a ne tepki verecek?

Türkiye bir NATO ülkesi, AB adayı, baÅŸarılı demokrasi modeli. Herkesin bize tavsiyesi de Türkiye ile birlikte çalışın. Türkiye ile iyi iliÅŸkiler kurun.

Son on yıldır uluslararası toplumla çalışıyorum. Türkiye ile iliÅŸkilerimiz çok yakın, çok güçlü olduÄŸunda bazıları bu durumu kıskanıyor ve Türklerle neden bu kadar ileri gittiniz diyorlar. Belki de bunu yapanlar Türkiye’nin bölgede güçlü bir ülke olmasını istemiyor. Çünkü Türkiye ve Kürdistan arasındaki güçlü iliÅŸkiler, Türkiye’yi de güçlü yapar. Irak ve Kürdistan arasındaki dengeyi korumak da Türkiye’yi daha güçlü yapar. Türk ekonomisi daha güçlü olur. Türkiye’nin enerji güvenliÄŸi daha saÄŸlam olur.

Türkiye’nin Kürdistan algısının deÄŸiÅŸtiÄŸini hissediyoruz. Bu deÄŸiÅŸiklik sahada da hissediliyor. On yıl önce Türkiye, Kürdistan’a bir tehdit kaynağı olarak bakıyordu. Ama ÅŸimdi Kürdistan bırakın tehdit olmayı, tam tersine istikrar unsuru olduÄŸunu kanıtladı.

Peki diyelim ki bağımsız oldunuz, kendi ülkelerindeki durum nedeniyle Suriye Kürtlerinin sizin kapınızı çalma ihtimali var. O zaman ne yapacaksınız?

Hayır, hayır… Irak Kürdistan’ı, Irak Kürdistanı içindir. Kürtlerin sorunu Suriye’nin toprak bütünlüÄŸü içinde çözülmeli. Çünkü buna Suriye halkı karar vermeli. Irak Kürdistanı’nda olanı kopyala yapıştır yöntemiyle Suriye'ye uygulayamayız. Farklı siyasi atmosferler var. Ekonomik olarak, askeri olarak farklı. Kültürel olarak da farklı. Ama biz Kürt sorunu için Suriye’nin içinde gerçek bir çözüm istiyoruz. Bu da Suriye muhalefeti ile koordinasyon içinde olmalı ya da rejimle pazarlık yoluyla. Suriye’de insanlar federalizme karar verirse Suriye Kürtleri bunun bir parçası olmalı. EÄŸer Aleviler Tartus’ta kendi devletlerine sahip olmaya karar verirlerse, Sünniler de Åžam’da, Suriye Kürtleri de kendi kararlarını vermeli. Net bir biçimde bütün açıklığımla söylemeliyim ki, bizim gizli bir gündemimiz yok, geniÅŸlemek gibi bir amacımız yok çünkü bir gerçekçiyiz. Irak’ın bölünmesi kendi kendine oluyor. Bunu da sınırlı tutmak tutmak zorundayız. Yani eÄŸer kendi kaderini tayin seçeneÄŸinden gitsek bile, bu yalnızca Irak Kürdistanı için olacak.

Irak Kürdistanı doÄŸal sınırlarına ulaÅŸtı mı?

Neredeyse. Bazı küçük bölgeler var, mesela Saadiye. Burası coÄŸrafi olarak Kürdistan’ın bir parçasıydı ama AraplaÅŸtırma politikaları sonucu yalnızca yüzde yirmi Kürt kaldı ve ÅŸimdi IŞİD kontrolü altındaki bölgede.